Danışmanın önünde biraz heyecan biraz da gerginlikle bekleyen 10’a yakın işçi… Kimi gece vardiyasından çıkıp gelmiş, kimi yol parası olmadığı için bir saat daha erken kalkıp yürüyerek gelmiş. Kimi de uzun süredir işsiz olduğu için “Ya bu sefer de olmazsa?” diye düşünüp duruyor…
Tam karşıda büyük bir ekran. Hızla akan görüntüler, oldukça mutlu insanlar, tek dokunuşla kolaylaşan yaşamlar….
O sabah fabrikaya giderken aylar öncesini düşündüm. İşe ilk başvurduğum günü, ilk başladığım günü… Uzunca makineleri ve metrelerce kablo sarılı makaraları görünce kafamda çalan yapamazsam çanlarını. Sendikalı bir yerde çalışmanın ne demek olduğunu burada öğrendiğimi düşündüm… O sabahın aylardır gittiğim günlerden bir fark vardı. Bizim için mücadele dolu grev günleri başlamıştı. Bir seneye yakındır canla başla çalışmamıza rağmen emeğimizin karşılığını alamadık. Dünyada artık her şey internet üzerinden yapılıyor ve biz bu hıza yetişmek için sürekli kablo sarıyor, fiber optik boyuyorduk. 7/24 çalışan fabrika içinde her hafta değişen izinler de olunca, pazar günü bile ailecek kahvaltı yapmak uzak bir ihtimaldi. Geçtiğimiz yıl başı yaklaşırken 10 kaplan gücünde çalışarak milyon kilometrelerce sardığımız kablo rekor kırmıştı. Kırılan rekorun karşılığı ücrette ve koşullarda iyileştirme değil üç dilim baklava oldu.
YASINIZI UNUTUN, ÇALIŞIN…
Şubat ayında yaşanan depremde verdiğimiz yüzlerce kayıp, depremde çöken telekomünikasyon şirketlerinin de iştahını kabartmış, bölgede daha su yokken biz deprem bölgesinden alınan internet kablosu siparişini üretmeye başlamıştık bile.
Aklımız, yüreğimiz deprem bölgesindeyken yüzde yüz performans ile çalışmamız beklenmişti. Maaş asgari ücretken ürettiğimiz siparişler milyon doları aştı. Ama biz çocuklarla beraber hamburger yiyemedik. Sadece onlara alabildik. Alyansımızı satıp, evin masrafını karşıladık. Çocuğunu iyi bir kreşe yazdırmak için çalışan, süzme beyaz peynirin en ucuz olduğu market gününü birbirine hatırlatan bizleriz. Birbirine destek olan, getirdiği poğaçayı bölüşen, insanca bir ücret ile çalışabilmek için sözleşme sürecinde birbirini motive eden bizleriz.
İHTİMALLERİ YENİDEN YAZACAĞIZ…
Kadın işçiler olarak fabrikada sayımız artmaya başlayınca yaptığı işin hatta emeğinin değersizleştiğini düşünen erkek işçi arkadaşlarımız oldu. Zaman içerisinde birlikte çalışıp, aynı emeği harcadıkça, aynı zamlar altında ezildikçe bu düşünceler değişti. Grev tartışmaları sürerken ayrışmalar olsa da “Kadınlar greve gelmez”, “Bu süreçte birlik olmaz” cümleleri grevin ilk günüyle beraber silinip gitti.
Şimdi kapının önündeyiz. Tüm ihtimalleri yeniden yazmak ve kendi lehimize çevirmek için yan yanayız. Fabrikanın tarihinde olan ikinci grevde ilk kez kadın işçiler olarak en öndeyiz. Sadece iyi bir maaş için değil eşit çalışma koşularını sağlamak, çalışma yaşamında kadınların önüne çıkan engelleri değiştirmek için hem birbirimize hem grevimize sahip çıkıyoruz. Evde bırakmayıp grev çadırına getirdiğimiz çocuklar ile kavurucu sıcakta buradayız. Hakkımızı alana kadar, insanca yaşayacak çalışma koşullarına ulaşana kadar burada olmaya devam edeceğiz.
Fotoğraflar: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Bu iş yerinde grev var: Corning grevinde kadın işç...
Kablo üretimi yapan Corning fabrikasında Lastik-İş üyesi işçiler toplu sözleşme talepleri için grevd...
Corning işçileri grevde! Kadın işçiler anlatıyor:...
50'ye yakın kadın işçinin çalıştığı fabrikadaki çalışma koşullarına, ücretlerinin nasıl eridiğine, t...
1910: Bursalı ipek işçisi kadınların tarihi grevi
3 Ağustos 1910’da 3 bini aşkın kadın ve kız çocuğu grev çağrısına yanıt verdi. Talepler belliydi: ça...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.