Bu dönemde çokça aşk, sevda, gönül laflarına maruz kalıyoruz.
Bunlara dair seçimler yapmamız bekleniyor. Neyi seçelim ne için seçelim?
Serde de kararsızlık var tabii işim iyice zorlaşıyor. Ben markete gittiğimde bile salatalık mı alsam hıyar mı diye düşünür dururum. Aşk bu kadar basit değil.
Tabii, seçtikten sonra en az beş yılın var. Dikkatli olmalı yani ne de olsa “gönül işi”.
Sahi aşk nasıl başlamıştır acaba? Romantik aşık ne zamandır dünyada? Belki cilalı taş devrinden beri kadınlar “Eve çiçekle gelen adam” hayalı kuruyor ya da belki şu “anlayışlı kadın” avcı toplayıcı dönemden beri erkeklerin gündemi. İlk buluşmada ne giyilecek sorusu Rönesans döneminde ilk kez sorulmuş olabilir. Gördüğünde estetik aramak için ideal dönem. Ama hesabı kim ödeyecek meselesi tabii paranın icadına kadar gidiyor. Sonuçta parayı bulan hesabı zaten bulmuştur.
Aşkı kim buldu peki? Afrodit!
Söylenceye göre Afrodit’in oğlu Eros’u Olimposlu tanrılar sevmezler ve onu kovmak isterler. Afrodit bu kadar güçlü bir ittifakla mücadele edemez gibi görünse de tanrıları nereden zayıflatacağını iyi bilir.
Eros’a aşkın okunu verir ve Işığın Tanrısı Yüce Apollon’un tam kalbine atmasını söyler. Eros’un okunu hisseden Apollon ilk başta şaşırır. Ama sonra; heyecanını, mide bulantısını, terleyen ellerini, şakaklarını, nefes alışını fark etmesiyle bu muhteşem hissi tanır. Evet Apollon ölümsüz… Ama bu yaşamaması için engel değildir. Peki bu nasıl olabilir? Ormanların ve ırmakların kızı Defne’yi düşünmek nasıl bunlara sebep olabilir? Çok gereksiz bir soru, bir tanrı, dünyada yaşanan ilk aşkı hisseden tanrı, ışığın tanrısı, Zeus’un oğlu, erkekliğin ihtişamıyla Defne’nin yanına gitmeli.
Aşk ilk tanrıların payına düşmüşse ilk reddedilenin de bir tanrı olması kaçınılmaz. Ama bu talihsizliğin de Apollon’un hakkı olması işte burası beni de biraz üzüyor. Güneşin, şiirin tanrısı, geleceği gören Apollon ormanda bir su perisinin, Defne’nin peşinde koşar. Defne kan ter içinde yıllardır yaşadığı yerde, her zaman yalnız ve özgürken bir tanrı peşinde. Ondan ne istiyor olabilir? Onu kendinden nasıl uzaklaştırabilir? Ormanlar ve ırmaklar sesini işitmiyor mu acaba? “Bedenim onda bir arzu uyandırıyor. Değiştirin, yardım edin bana.” Defnenin yakarışlarını duyan ırmak onu bir ağaç yapar. Ayakları, toprağa bağlanır, kolları birer dal olur. Koşarken aldığı hızlı soluk kesilir.
Bütün vücudu sakince nefes almaya başlar. Saçları yapraklar olur başında serin serin dolaşır.
Apollon ise şaşkındır. Az önce yakalayıp tuttuğu o ipek ten, bir anda sertleşmiş, koyulaşmış ve odunlaşmıştır. Bir kadına aşık olmuş ve kadın onunla olmamak için ağaç olmayı seçmiştir. Bu hasret öldürür adamı ama işte Olimpos’ta ölüm yok. Apollon da sevdiği kadının kolları yerine, Defne ağacının yapraklarından başına taç yapar.
Kadıköy Her şey grubunun Mitoloji Atölyesinde izleme fırsatı bulduğum bu hikaye, Sovyet yapımı “Dafne” isimli animasyondan.
İlk aşkın tarihi için buruk bir hikaye. Hatta bir kadının ağaç olması ve ona aşık olan bir adam tarafından yapraklarının koparılması biraz trajik.
Peki son aşk? Siz gördünüz mü son aşığı? Her gün, sabahtan akşama kadar, afişlerde, bilbordlarda, televizyonlarda, telefonlarda İstanbul’a aşkını, sevdasını itiraf edenleri hepimiz biliyoruz değil mi? Tabii ilk aşktan son aşka dek çok şey değişti. Mesela şehrimize aşık olanlar tanrı değil. Ne yazık ki aşklarından dolayı şehrimiz ağaca da dönüşmedi, betonlaştı. Şehrin şeklini şemalini değiştirecek tanrısal bir ırmağımız da yok, bir tek biz varız.
Değişmeyen bir şey oldu ama aşkın trajedisi. Aşkın seçimi hep trajedi midir? Eşitliği, barışı savunduk hep, peki seçebiliyor muyuz şimdi? Ya sevmediğin adamla olmak ya da ağaç olmak miti çok eski olsa da şimdilerde “ya benimsin ya kara toprağın” “ya sev, ya terk et”, “ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin”, “ya Cumhur ya Millet”, “ya savaş ya savaş”seçenekleri var. Peki biz hangisini seçeceğiz.“C hiç biri” mümkün mü? Şimdi? Şu an? Değil belki. Yarın? İşte o bugüne bağlı. Biz bugün başlamazsak “Aşkın Trajedisi” yine çok gişe yapacak.
İlgili haberler
GÜNÜN DİKKATİ: Kadınlar yerel seçimlerin gölgesind...
Kadınların olmadığı, yok sayıldığı siyaset dünyasında, kadınlar görünmez hale getirildikçe erkek ege...
Yerel seçim kadınlar için neden önemli?
Kriz kadınları nasıl etkiliyor, kadınlar yerel seçimlerde neler talep ediyor? Emek Partisi Genel Baş...
Edremit’te kadınlar EMEP Genel Başkanı Selma Gürka...
Edremit’te yaşayan kadınlar yerel seçimlere giderken Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan ile bul...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.