Hükümetin 2025 yılını “aile yılı” ilan ederek gündeme aldığı yeni düzenleme taslağıyla birlikte doğum ve babalık izin süreleri uzayacağına dair haberler belediye işçisi kadınlar arasında konuşulan konulardan biri. Anneliğe alışmaya çalışırken bebeğinin hızla büyüdüğü, her gün değiştiği öğrenme süreçlerini izlerken işe başlayacağı günün yaklaşması, henüz çocuğu 3 aylıkken hiçbir annenin hazır olmadığı bir süreç. Bu süreci yaşamış belediye işçisi bir kadın olarak yeni anne olan çalışma arkadaşlarımın çocuğuyla daha uzun kalmak için çabalarını görüyorum. Seçenekleri 6 ay ücretsiz izin; bu da bu süreçte maaş alamamak, sigortanın yatmaması ve yıllık izin hakkının ertelenmesi demek. Sonrasında biraz daha zamana ihtiyaç duyarsak kısmi süreli çalışma devreye giriyor. Bu yine haklarımızın tırpanlanması anlamına geliyor. İşsizliğin artmış olduğu bu dönemde, sosyal hakların gerilemesiyle (kreş ücretlerinin yüksek olması, ücretsiz kreş olmaması, ücretli ebeveyn izinlerinin yetersiz olması gibi) kadınlar tercih yapmak zorunda bırakılıyor. İşten çıkmak ya da İktidarın seçenek olarak sunduğu esnek çalışma seçeneğini kullanmak. Esnek çalışmanın kısa vadede cazip görünse de aslında uzun vadede hak kayıplarına neden olduğunu görmemiz gerekiyor. İktidarın aile yılının güvencesizliği yaymayı amaçladığı ortada.

Burada yapmamız gereken iki temel mesele var. Birincisi kreş hakkı, ebeveynler için ücretli izin hakkı taleplerimizde ısrarcı olmak, ikincisi ise bu taleplerin sendikalı olduğumuz iş yerlerinde toplu sözleşmelere dahil edilmesi için mücadele etmek. 

Fotoğraf: Freepick