Bir kitap: Memleket Hikayeleri
'Yaklaşık üç kuşak değişmiş, üzerinden 105 yıl geçmiş fakat alttaki tarihi okumasanız sanki dün yaşanmış, yazılmış Refik Halid Karay’ın Memleket Hikayeleri'

Hepimiz gördüğümüzde gülümsemişizdir; hani memleketimizle ilgili bir resim, duvar yazısı, karikatür, ilan. Bazen de metaforla bir olay anlatılır da altına not düşülür ya. “Başka bir memlekette yaşayamam”, sessizce onaylama… Durumuna göre çıt çıt diye ses çıkarırız, gülümseriz. Ardından kanıksar alışırız. Becerebilirsek elimize bir değnek alır biz de koşarız, yapamazsak ya sıvışır ya da öteki yanağımızı uzatırız. Mevsimler döner, yıllar geçer, hiçbir şey mi değişmez? Kayalar ufalanır, ağaçlar kök salar, toplumsal değişikliklerde kötülükler sarmaşık gibi her yeri kaplar.

Dile kolay yaklaşık üç kuşak değişmiş, üzerinden 105 yıl geçmiş fakat alttaki tarihi okumasanız sanki dün yaşanmış, yazılmış Refik Halid Karay’ın Memleket Hikayeleri. Karanlık, ağır bir bulut altında kulakları sağır eden gök gürültüsü gibi… Çamurlu bir patikada yürüme, kavurucu güneşin altında tırpan sallama gibi… Ah memleketimin insanı! Öyle ya, zamanın cumhurbaşkanı dahi onaylamamış mıydı, “Benim memurum işini bilir” diye? Alavere, dalavere, öküz altında buzağı arama, dini sömürme, her alanda bozulma, peynir altı suyu gibi kokma... Dahası mı, ne ararsan var bu hikayelerde ve işin tuhafı bugün kafanı çevirdiğinde her yerde. Eser Yatık Emine öyküsüyle başlar. Güzel gözlü Emine bir türlü sığamaz hiçbir yere. Toplum mu? Ya etinden, sütünden yararlanacak ya da acından öldürecek; ortası yok bu işin. İstanbul, Sinop, Aydın, Balıkesir’den hikayeler. Çevresi işini bilenlerle dolu iş yerinde dürüst Agah Bey’i de çıkarmazlar mı yoldan? Ya Koca Öküz öyküsündeki açgözlülük… Vehbi Efendi’nin Şüphesi, Boz Eşek, hepsi de birbirinden güzel.

Memleket Hikayeleri düşündürücü, akıcı, sorgulayıcı 18 hikayeden oluşur. Yazar insanı anlatırken sistemi sorgular. Okuyucu da aradan geçen 100 yılı aşkın zamanda hiçbir şeyin değişmediğini şaşkınlıkla görür. Özellikle de emeğin değer kaybettiği, sevgi adına kadın cinayetlerinin işlendiği günümüzde yılda bir kez bir araya gelen Bekir ile Çingene Elif’in hikayesini iyi ki okudum.

Fotoğraf: Kitap kapağı/ Nebat Bukrek

İlgili haberler
BİR KİTAP: Başka Bir Gökyüzünün Altında

"Soluklandığımız duraklarda kimler yok ki? Onları sevdiklerinden ayıran sınırlardaki tel örgüleri so...

Bir Kitap: Parasız Yatılı

'Yazar, eserde toplumsal çöküşü, yoksulluk içinde yaşama tutunmaya çalışan insanları, onların iç dün...

Bir kitap: Çalınan Hayatlar

'Alman gazeteci yazar Wolfgang Bauer 2015’te Nijerya’ya gider, Boko Haram’ın elinden kaçmayı başarmı...