Merhaba Ekmek ve Gül okurları;
Sizinle boşanma sürecinde yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum.
Ben 19 yaşında evlendim. Çocukluğum ve gençliğim boyunca doğuda yaşadım. Evlendikten sonra İstanbul’a yerleştim. Kendi ayaklarım üzerinde durabilmek adına birçok farklı sektörde çalıştım. Çalışırken aynı zamanda yarım bıraktığım eğitimimi de tamamlayarak öğretmen oldum. Devlet memurluğundan eşim ve evliliğim uğruna istifa ettim.
Evlilik denen müessesenin kutsal olduğuna inandığım için ilerisini düşünmeden bu kararı aldım.
Bu kararım yıllar sonra bana pişmanlık olarak döndü. Devlet memurluğunu bırakıp özel sektörde düşük ücretlerle ve yorucu koşullarda çalışmaya devam ettim. Öğretmenlik yaparak ayakta durmanın çok da kolay olmadığını yaşayarak tecrübe ettim.
“ŞİDDET YOKSA NİYE BOŞANIYORSUN?” DİYENLERE CEVABIMDIR
Uğruna fedakarlık yaptığım 19 yıllık evliliğimde aslında ortak bir paylaşımımızın olmadığını, birlikte yapmaktan zevk aldığımız hiçbir şeyin olmadığını, mutsuzluktan başka birşey vermediğini farkettim ve ayrılık kararı aldım. Bu kararı alırken çevremde olan insanlar benden daha çok şey biliyorlarmış gibi sürekli akıl verme derdine düştüler. “Evliliğinde şiddet var mı? Aç mısın, açıkta mısın?” diyerek evliliğimi bitirmemem için sürekli önerilerde bulundular. “Şiddet yoksa aldığın karar gereksiz. Yılların, emeklerin ne olacak?” diye düşünenlere soruyorum. “Bir evlilik, ortak bir paylaşım olmadan nasıl devam ettirilir? Nasıl mutlu olunur?” Ben bunları düşündüğüm için ayrılma kararı aldım.Karar aşamasındayken eski eşim sürekli “Git, seni istemiyorum. Seni evde görmek beni mutsuz ediyor. Sen bu evde olmasan ben eve daha mutlu gelirim” diyordu. Bu sözleri ile her gün huzursuzluk çıkartıyordu.
Ve karar verdiğimde 19 yılımı geride bırakıp evden özel eşyalarım dışında hiçbir şey almadan ayrıldım. Dernekten kadın arkadaşlarımın, ailemin ve dostlarımın desteği ile bu adımı attım. Sonrasında “Sensiz ölürüm, öldürürüm” şeklinde tehditler başladı. “Hayat artık ikimize de dar. Sen olmazsan bu evi yakarım, yıkarım” diyerek işi çirkin bir noktaya getirdi. Fakat ben karşısında kararlı ve sağlam durmaya devam ettim.
GEÇ BİLE KALDIM!
Boşanma aşamasındayız. Nafaka-tazminat-mal paylaşımı gibi taleplerim olmamasına rağmen hala tacizlere maruz kalıyorum. Şimdi bu kararım için geç bile kaldığımı düşünüyorum. Çünkü hayat bir eş ve evlilikten ibaret değil. Hayat insanın kendi var olma çabası için mücadeleyi elden bırakmaması ve direnmesidir. Kendim için bir adım attığım için mutluyum, huzurluyum yoluma devam ediyorum. Hiç kimsenin beni mağdur hissettirmesine izin vermeyeceğim.Bütün kadınlara sesleniyorum. Evlilik; şiddet görmediğin için katlanmak zorunda olmadığın, hayatı paylaştığın, her konuda kendini değerli hissettiğin, sana saygı gösteren bir insanla yaşamaktır. Kararınızı verin ve herşeye rağmen ayaklarınızın üzerinde durun. Asla pes etmeyin!
Hayat herkese mutlu ve umutlu günler göstersin.
İlgili haberler
Nafaka hakkına sınırlama: Neden, Nasıl?
Hükümet ‘Ömür Boyu Nafaka Zulmüne Son’ kampanyacılarıyla ortaklaşa yeni bir düzenleme hazırlığında....
GÜNÜN BİLGİSİ: Nafaka hakkımız tehlikede!
Kadınların boşanma ile kazandığı ‘nafaka hakkı’nda yeni düzenleme yapılması planlanıyor. Adalet Baka...
Nafaka nedir, ne değildir?
Nafaka gerçekten de adaletsiz bir uygulama mıdır? Kadınların elinden alınmak istenen nedir tam olara...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.