Kimimiz gibi ben de evlilik sürecindeyim. Öyle bir zamandayız ki düğünüme 7-8 ay kala her şeyi hazırlamaya başlamak zorunda kaldım. Aslında zorunda bırakıldım. Neden diye soracak olursanız, 2025 zamlarından faydalanmamak için.

2024 ile 2025 arasındaki o bir günlük geçiş, beni ve yeni evlenecek kişileri çok fazla etkiledi. 2025 yılı için alacağım nikah tarihini 2024 yılında alamadım. İlgili nikah salonları tarafından 2024 yılının Aralık ayının son haftasında nikah tarihi alınamayacağı ve 2025 yılında 2 Ocak itibariyle alınabileceği iletildi. Neden sorusuna ise cevap yok! 2024 yılındaki nikah tarihi alma fiyatları yaklaşık 6 bin lira iken Ocak 2 itibariyle bu fiyat neredeyse yüzde yüz artarak 11 bin lira oldu. 

Biz, eş adayımla düğün yapmamayı tercih ettik. Çünkü bugünki devirde düğün masraflarını karşılayabilecek ne gücümüz var ne de ailelerimizin bu süreçte yardım edebilecek güçleri var. Olabildiğince fazla çalışıp süreci tamamlamaya çalışıyoruz. O kadar stresli ve sıkıntılı zamanlar geçiriyoruz ki mutlu günümüze hazırlanmayı, her gün sürekli kavga ederek sonlandırıyoruz. Artık psikolojik olarak da iyi değiliz.

Eş adayım kuryelik yapıyor. Gece gündüz çalışıyor. Ailesi emekli olduğu için kendisi çalışıp çabalayarak süreci sürdürüyor. Yağmurda, çamurda, soğuk hava demeden çalışmak zorunda. Çalışması da yetmiyor ve yetmediği için de sürekli bir kredi çekmek zorunda kalıyoruz. Çekilen kredilerin faiz oranları da zaten had safhada.

Ben ise 5 yıldır çalışıyorum. Çalıştığım sektörde devlet memurları ile çalışmaktayım. Yani, aslında bir nevi maşayız. O kadar haksızlık, o kadar yanlış yürütülen süreçler var ki..

BÖYLE DESTEK OLMAZ

Çevremdeki herkes bana bu 150 bin liralık evlilik kredisi haberini gönderdi "Mutlaka başvurmalısın" diye. Şimdi bu 150 bin liralık kredi ancak ve ancak çektiğimiz diğer kredinin faizini kapatmaya belki yetecek bir tutar. Evet, ihtiyacımız olduğu için başvurdum. Ama biliyorum ki onaylanmayacak.

Peki biz neden kaynaklı bu krediyi alacak şartları sağlayamıyoruz? Size söylediğim gibi, 5 yıldır aynı yerde çalışıyorum ve emeklerimin karşılığı asgari ücret değil. Eş adayım da gece gündüz çalışarak asgari ücretin üzerinde belirsiz bir tutar alıyor. Toplam kazandıklarımız asgari ücretin üzerinde belirlenen miktara denk düşmediği için bu şartı sağlayamıyoruz. Bir de demişler ki "Sizin için oranı, asgari tutarın 2 katı değil de 2-3 katı yaptık."

İnsanların yaşadıkları hayatı görmeyip, bilmeyip uzaktan konuşmak kolaydır. Bu insanlar zamanında zam oranlarını beklediler. Herkes emeklerinin karşılığını almak istedi. Ama yine hüsrana uğradık.

Bir de sürekli dönen evlilik desteği, doğum desteği diye haberler var. Bu haberler sadece var. Çünkü neredeyse hiç kimse bu destek paketlerinin şartlarını sağlayamıyor. Sürekli çalıştıkları için, emek harcadıkları için maaş tutarları tabi ki fazla görünüyor. Biz bu ülkenin vatandaşıyız. Üçün beşin hesabı yapılarak, güya verilen destekler için karşılanamayan şartlar konularak destek yapılmaz.

İnsanların artık ne tahammülü kaldı ne de sabrı.

Tekrar aynı şeyi söylemek zorundayım. Psikolojik olarak iyi değiliz. Eğer ülkenin başı veya başları, bu şekilde biz vatandaşları sürü niyetine yok saymaya devam ederse sonumuz hayrolmayacak. Artık o mülteci dediğimiz insanların yerinde biz olacağız. Bir vatandaş olarak o kadar konuşmalara, haberlere rağmen görülmemek, duyulmamak içler acısı.

Ben devletten destek parası değil, insan yerine koyulmak ve sayılmak istiyorum. Değişen düşünceler, fikirler istiyorum. Fikirler değişirse durumlar da değişir.

Görsel: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı