Cumhurbaşkanı tarafından ilan edilen aile yılına ilişkin tanıtım programı 13 Ocak günü gerçekleştirildi. Program bizzat Erdoğan tarafından ilan edilirken “müjde” başlığı öne çıktı. Nitekim iktidar medyası, neredeyse birbirinin aynı başlıklarla manşetten verdi programın haberini. Sabah Gazetesi “Aile kurana büyük destek”, Hürriyet Gazetesi “Evliye müjde, bekara teşvik”, Türkiye Gazetesi “5 bin TL’ye kadar çocuk yardımı”, Yeni Şafak “Üçüncü çocuğa her ay 5 bin lira” ve Akşam Gazetesi “Genç çiftlere 150 bin TL kredi” başlıklarını kullandı.
MÜJDE: DEVLETE BORÇLANARAK EVLENİN!
Ülkede erken evlenmeyi ve 3 çocuklu aileleri teşvik etmek için yapılan tanıtımda öne çıkarılanlar; bir kerelik verilen 5 bin lira ve 18-29 yaş arası evlenenler için verilen 150 bin liralık kredi. Bu rakamların “müjde” olarak ilan edilebilmesi için ya bu ülkede yaşamıyor olmak ya da yalan söylüyor olmak gerek. Gerçeğin ikincisi olduğunu hepimiz biliyoruz.
150 bin lira ile bir ev kurulamayacağını, evlenme maliyetlerinin karşılanamayacağı çok açık. Kaldı ki bu ödeme bir hibe de değil. Faizsiz verilen bu kredinin geri ödemesinin iki yıl sonra yapılması gerekiyor. Dolayısıyla gençlere, devlete borçlanma müjdesi veriliyor. İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) kına, nişan, takı ve balayı masraflarını dahil etmeden yapmış olduğu hesaplama, 2024 yılında İstanbul’da düğün, ev eşyası, ev kiralama, çeyiz eşyaları başlıkları ile toplam evlilik masrafının 600 bin lira olduğunu gösteriyor. Sadece mobilya masraflarını bile ancak karşılayabilecek bir kredi ile gençlere “müjde” verdiklerini söylüyorlar aslında.
BİR KERELİK VERİLEN BEŞ BİN LİRA HER DERDE DEVA OLACAK
Diğer bir “müjde” olan, doğacak ilk çocuk için tek seferlik verilen 5 bin liralık doğum yardımına gelecek olursak... Yine rakamlardan söz edelim; İPA’nın verilerine göre, 2023 yılı Ekim ayında yenidoğan bir bebek için ailelerin her ay bütçesinden en az 3 bin 400 lirayı, bez ve mama masrafına ayırması gerekiyor. Biraz daha büyük çocuklar için gereken masraflara da Türk-İş verileri üzerinden bakalım. Türk-İş’in araştırmasına göre, 15-19 yaş arası bir çocuk için sadece gıda harcaması 6 bin 246 lira, 4-6 yaş arası bir çocuk için ise 3 bin 375 lira tutarında. Eğitim, barınma, giyinme, sosyal aktivite, spor, sanat, kültürel ihtiyaçların hiçbiri yok bu rakamlar içerisinde.
Bir kerelik verilen doğum yardımının neresi müjde olabilir? Bebeğin bir aylık mama, bez, hijyen masraflarını bile karşılamayan bir parayı bir kerelik vermek nasıl bir müjde olarak gazete manşetine taşınabilir? İkinci çocuk için 1500, üç ve daha sonrası için 5 bin liralık ödemeler neye derman olabilir? Üstelik bu ödemeler çocuklar 5 yaşını tamamlayana dek devam edecek, ondan sonra kesilecek. Rakamlar ortadayken müjdenin yakınından bile geçemeyecek söylemleri allayıp pullayıp manşetlere taşımak, en az Aile Yılı Tanıtım Programı’nın şaşası kadar yanıltıcı.
“Asgari ücret 22 bin lira!” diye manşet atıyor her gün bu ülkede yaşayanlar ve ülkenin yarısı bu ücret ile yaşam kavgası veriyor. Bugünün rakamları ile üç çocuk sahibi olan bir aile, asgari ücretin tamamını çocukların en temel ihtiyaçları için harcamak durumunda. Hal böyleyken “Asgari ücreti 22 bin lira olarak açıklayan Cumhurbaşkanı, üç çocuk talimatını nasıl verebilir!” diye bir manşet atılabilir ancak.
LGBTİ NEFRETİ MANŞETLERDE
LGBTİ’lere yönelik nefret, aile denilen her konuşmanın temel vurgusu olarak yer aldı tanıtım programında. Hal böyle olunca bu kısım da iktidar medyası için önemli bulundu ve başlıklara taşındı. Sabah, “Faşizanlığın koçbaşı LGBT” başlığını kullanırken Yeni Şafak, “LGBT’ye Siyonizm benzetmesi” dedi. Müjde ile uzaktan yakından ilgisi olmayan programa ilişkin dikkati, bir de nefret söylemi ile çekmek istiyorlar belli ki.
Anlaşılan o ki 2025, nefret söyleminin ve LGBTİ’lere yönelik saldırıların artırılacağı bir yıl olacak. Basın, medya, kurum, kuruluş topyekun mücadele çağrısı yapan Erdoğan’ın sözleri son derece tehlikeli. Öte yandan bu tehlike; evlenmeyen, çocuk doğurmayan, “Üç çocuk bana fazla” diyerek itiraz eden, kürtaj olan ya da olmak isteyen kadınların da cadı avına maruz kalabileceğini gösteriyor.
MAĞDUR CUMHURBAŞKANI (!)
Konuşması sırasında Erdoğan, üç çocuk ısrarının 2007 yılında başlamasına karşın doğum oranlarında düşüş gerçeği karşısında sözlerinin karşılık bulmadığını ifade etmiş oldu. Vermiş olduğu oranlar ülke gerçeğine işaret ediyor; doğum oranı düşüyor, evlenme yaşı artıyor, boşanma oranları yükseliyor.
Üç çocuk ısrarı nedeniyle itibar suikastına uğradığını ifade eden Erdoğan, kendisine bu nedenle saldırıldığını ifade ederken mağdur Cumhurbaşkanı oluyor bir anda. Nüfus planlaması kisvesi altında yürütülen çalışmaların art niyet taşıdığını belirtmesi ise doğum kontrolü uygulayan her kadın ve erkeğin art niyetli insanlar olduğunu iddia etmeye kadar gidiyor. Kadınların art niyetli denilerek tehdit edildiğini görebiliyoruz bu cümlelerden. Kadınlar kendi hayatlarına kendileri karar vermek istedikçe bunu sindiremeyen ve kadınları içinden hiç çıkamayacakları cenderelere hapsetmek isteyen iktidarın sözleri bunlar.
Bir de çalışma yöntemleri ilan edildi bu müjdeler içerisinde. Aslen esnek çalışma yeniden gündeme getirildi. Ama “anneliğe uygun, kadınlığa uygun çalışma biçimleri” diye de görülüyor bu yöntem. Kadınlara ”kadınlık görevleri” ile birlikte her işin uygun olmadığını düşünüyorlar zira. Evde, oturduğun yerden çalışmanın çok güzel bir yöntem olarak pazarlanacağı bir yıl olacak 2025 aynı zamanda.
GENÇLERE SADELİK, SARAYA ŞATAFAT
Ülkedeki evlenme oranlarının artması için bulunan bir diğer dahiyane (!) yolun da gençlere “Düğün yapmaya ne gerek var, bir nikahla evlenin yeter” demek olacağını düşünmüş olmalılar ki konuşmanın bir kısmı da buraya ayrılmış.Saraylarda yaşayanlar, hiçbir lüks ve zenginlikten vazgeçmeyenler, giderek artan bir görgüsüzlük içinde bu şatafatlı hayatı yoksulluk içinde yaşayan milyonların gözüne sokmaktan geri durmayanlar gençlere “Sadelik iyidir” nasihatleri veriyor.
Her geçen gün zorlaşan yaşam koşulları gençlerin iş bulsalar bile ailelerinin yanından ayrılmasına izin vermezken “Erken yaşta evlenin, yuva kurun, çocuklar doğurun” diyorlar. Şimdi “Düğün yapmayın” dediler; programın ilerleyen aşamalarında “Ailelerinizle birlikte oturun, bizim geleneksel değerlerimiz böyle” diyecekler belki. Bu da işe yaramayınca, “Günde bir öğün yemek yeseniz de olur, çocuklar için çok masraf yapmayın, yeni giysiler almak gereksiz” gibi öneriler de gelebilir pekala.
YENİ ŞAFAK YAZARI KADINLARIN ÇALIŞMASINI HEDEFE KOYDU
Bu müjdelerin medyada nasıl görüldüğünden bahsetmişken Yeni Şafak'tan Yasik Aktay'ın yazısına dikkat çekmeye ihtiyacımız var. Aktay, açıklanan "müjde"nin kadınlar için ne anlama geleceğinin adeta itirafını yapmış yazısında. Aktay, kadınların çalışma yaşamına daha fazla katıımının teşvik edilmesine karşı çıkarken, "çalışma hayatına teşvik etmek yerine aile içindeki rolünü saygınlaştıracak, ev hanımlığını ve anneliğini de bir meslek gibi değerlendirecek tedbirleri almak zorunda" olunduğunu söylüyor. Kadınların çalışarak "annelik misyonundan uzaklaştığı", bunun değişmesi gerektiğini söylüyor.
2025 yılının kadınlara yeni ve kapsamlı bir saldırı dalgası olarak geldiğini görmüş olduk programın ilanı ile. Bu kapsamlı saldırı, kapsamlı bir karşı koyuşu hak ediyor. 2025 yılını kadınların mücadele yılı ilan ederek başlamalı belki de işe. Hoş, mücadele etmek bilmediği bir yol değildir kadınların.
Fotoğraf: TCCB
İlgili haberler
Aile Yılı Tanıtım Programı: Devlete üç çocuk, kadı...
2025 Aile Yılı Tanıtım Programı'nda kadınlara güvencesiz çalışma müjdelendi, 3 çocuk çağrısı yapıldı...
‘Aile yılı’ kadınlar için ne ifade ediyor?
Kendine ait bir hayat, iş arkadaşı, sosyal bir ortam, tek başına hayatını sürdürebileceği gelir yok....
'Aile yılında' Aile Destek Programı sonlandı
Aile Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Aile Destek Programı sonlandı. İktidar 'Aile Yılı' olarak...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.