MKS işçileri sendika hakları için greve çıkıyor
MKS Transformatör’de DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’e üye olan işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için yarın grev başlatıyor.

Çayırova’da kurulu bulunan MKS Transformatör’de DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’e üye olan işçiler, 2012 yılından bu yana sendika haklarının tanınması ve toplu sözleşme hakkı için mücadele ediyor. Patronun fabrikaya Özçelik-İş’i getirdiği dönemde mecbur kalıp üye olan işçilerin 14’ü, Birleşik Metal-İş’in kesinleşmiş yetkisinin gelmesiyle yetkili sendikaya geçince işten atıldı. 28 Şubat’ta uygulanmak üzere grev kararı alan işçiler, “Ortada emek var, sonuna kadar hakkımızı savunacağız” dedi.

9 buçuk yıllık MKS işçisi Nuray fabrikadaki baskıların psikolojilerini bozacak seviyede olduğunu söyledi. Baskıların son bulmasını isteyen Nuray, “Sendika yasal hakkımızmış, gittik üye olduk, işten çıkarıldık. Mobbing vardı, insanın psikolojisini bozacak her şey vardı. Sizinle uğraşan, savaşan insanlar vardı, siz onlarla savaşamıyordunuz. Şu an arkadaşlarımla çıktığım yoldan çok memnunum. Benim tek derdim mobbingin kaldırılması. Benim psikolojimi bozdular, ‘İş beğenmiyorsun’ dediler. Soyunma odamız tek katlı prefabrik bir yapıydı, sonra ikinci kat çıkıldı üstüne. İkinci kata çıkmak riskliydi, merdiven dik olduğu için düşme tehlikesi yaşıyorduk. Lavabolar hijyenik değildi” dedi.

‘PATRONUN KÖPEĞİNİN PİSLİĞİNİ BİLE TEMİZLEDİM’

Fatma Erdem de 13 yıldır MKS’de çalışan mutfak işçisi ama kendi anlatımıyla hemen hemen her işi yapmış, patronun köpeğine bile bakmış! 7.5 sene tek başına çalıştığını söyleyen Erdem, “Fabrikanın temizliği, işçilerin yemeği, patronların yemeği hep bendeydi. Zor olduğunu söyledim, çıkacağımı söyledim eleman aldılar. Ama düşündük, sendika gelsin istedik. Sendikayı getirdik bizi zorladılar, ‘İşten atarız’ dediler. Sonrasında Özçelik-İş’e gitmeye mecbur kaldık ama biz Birleşik Metal-İş ile irtibatı hiç koparmadık. Sendikamız davayı kazanınca biz tekrar geçtik. Patron beni aradı, ‘Özçelik-İş’ten istifa etmişsin, hayırdır?’ dedi. Ben de olması gereken bu dedim. Bana ‘Hakkımı helal etmiyorum sana’ dedi. Ortada bir hak varsa asıl ben hakkımı helal etmiyorum. Ben 13 senelik işçiyim, asgari ücretin bir tık üstü alıyorum. Benim hakkımı zaten vermiyorsun. Özel yemeğini, meyvesini üçüncü kattaki odasına in çık götürdüm. Misafire ayrı, işçiye ayrı bakıyorum bir de 7 aydır patron köpeğini getiriyor fabrika, ona ayrı bakıyorum. Altını bile ben temizliyorum köpeğinin, bu benim işim değil ama yine de yapıyorum” dedi.

Patrona, “Benim iki tane çocuğum var, şu kış gününde beni acımadan kapıya koyuyorsun” diye seslenen Erdem şöyle devam etti: “Zaten zor durumdaki arkadaşlarımızı seçerek çıkardı. Ben emeğimi, tırnağımın içindeki pisliğin hakkını almadan vazgeçmeyeceğim. Kaç gündür yediğim ekmekten zevk alamıyorum. Psikolojik olarak kötü durumdayım. Çıkardığına üzülmüyorum ama bu şekilde 46’ncı maddeden çıkarmasına sinirleniyorum. Nasıl yapar, nasıl beni hırsızlıkla suçlar? Hiç mi acımadın? Hepimizin çocukları var. Ben çocuklarımın rızkını istiyorum. Çocuklarım ‘Aç da kalacağımızı bilsen vazgeçme’ diyor. Ortada emek var, sonuna kadar hakkımızı savunacağız.”

İlgili haberler
Grev alanında kadınlar da olur çocuklar da

Çocuğunuz 'İşe mi gidiyorsun baba?' yerine 'Yine greve mi baba?' diye sordu mu? Siz hiç yılbaşını fa...

İran’da işçi grevleri ve ‘şûra’ların yükselişi

İran’daki halk protestolarına petrol ve petrokimya sektörlerinden gelen grevli destek diğer sektörde...

İşçi Sınıfı Tarihinde Kadınlar...

Bu dizimizde Türkiye işçi sınıfının tarihinde dönüm noktası denilebilecek işçi direnişlerinde ve gre...