
Bir fabrikada yıllarca çalışmış, haklarını savunmuş ve sendikal haklar için mücadele vermiş bir işçi Cemre. 14 yaşından beri fabrikalarda çalışan Cemre, bugüne kadar sayısız kadın işçiyle tanıştı, onların mücadelelerine şahit oldu. Geçmişte sendikal hakları savunduğu için işten atılan ve grev yapan Cemre, bugün yeni iş yerindeki deneyimlerini, mücadelesini ve sendikal haklar için verdiği savaşı anlatıyor.
'ESKİLERLE YENİLER ARASINDA BİR MESAFE VARDI'
“Yeni çalıştığım fabrikada, eskilerle yeniler arasında bir mesafe vardı. Birbirimize yakınlaşmamız pek mümkün olmuyordu” diyor Cemre. Bu durumun değişmesi gerektiğini, “Bizim hayatımız neredeyse burada geçiyor, insanlar birbirinden uzaklaşıyor ama birbirimize yakınlaşmamız gerek. Bir gün uzak duran bir kadın işçiye gittim, halini hatırını sordum, aradaki buzları erittik. Buna ihtiyacımız vardı” diye anlatıyor.
'MAKİNALAR ARASINDA ŞARKI SÖYLEMEK, BİRLİK OLMANIN İLK ADIMIYDI'
“Ben makinalar arasında sabah şarkı söyleyerek geliyorum, herkese günaydın diyorum. Diğer kadınlar da sabah sabah bu enerjiyi nereden bulduğumu soruyorlar. Ben de onlara diyorum ki, ‘Sizden buluyorum.’”
O günden sonra, Cemre’nin makinasının önünden geçerken kadınlar birbirlerine günaydın demeye, şarkılar söylemeye, sohbet etmeye başladılar. “İlk başta böyle bir şey yoktu ama şimdi aramızdaki bağ çok daha güçlü. Fabrikadan çıkınca herkes evine gidiyor, kendi telaşına dalıyor. Biz evde insan görmüyoruz çünkü sosyalleşebileceğimiz bir alanımız yok. Ama fabrikada kız kardeşlerim her şeyim. Sorunlarımızı birlikte çözüyoruz, derdimizi paylaşıyoruz. Eşimden, çocuğumdan çok onları görüyorum” diyor Cemre.
'ÖNCEDEN MOLALAR YOKTU, ŞİMDİ İSTEDİĞİMİZ HAKKI KAZANDIK'
Fabrikaya ilk geldiğinde, Cemre’nin günde 10 saatini makine başında geçiyordu. Ne çay molası vardı, ne yemek molası. “İlk zamanlar, 10 saat boyunca makinaların başında çalışıyorduk. Ne dinlenmeye ne de molaya zamanımız vardı. Ama biz bir araya geldik, taleplerimizi dile getirdik ve kazandık. Artık çay molası veriyoruz, yemek molasında rahatça yemek yiyoruz” diyor. “İstediğimiz hakkı almak bile bize büyük bir güç verdi. Birlik olmanın gücünü hissettik ve aramızdaki bağ daha da güçlendi.”
'SENDİKALI OLMAK, KORKULACAK BİR ŞEY DEĞİL'
Ancak, Cemre’nin anlatmak istediği sadece iş yerindeki ilişkiler değil, aynı zamanda sendikal haklar mücadelesi. “Sendikaya dair korkuları var iş arkadaşlarımın. Kimi işten çıkarılmaktan korkuyor, kimi ailesinden çekiniyor. Ama biz, birbirimize günaydın demeyi, birlikte hareket etmeyi öğrendik. Şimdi sendikalı olmayı da öğreneceğiz” diyor Cemre. Bir zamanlar, sendikayı savunduğu için işten atılan işçiler olmuştu. “Fabrikada çok büyük bir korku vardı. Ama korkularımızı aşacağız. Bizim de haklarımız var. Sendika, bizim haklarımızı koruyacaktır. Ücretlerimiz artacak, çalışma şartlarımız iyileşecek. Kadınların gücüyle bunu başaracağız” diye vurguluyor.
'KADINLAR GÜCÜNÜN FARKINA VARSA KİMSE KARŞISINDA DURAMAZ'
Cemre, yıllarca çalıştığı eski iş yerinde 6 gün 12 saat çalıştığını ve bunun sonucunda sağlık sorunları yaşadığını da anlatıyor. “4 fıtık ve menisküs yırtılması yaşadım. Yıllarca hastanelerde gezdim, hâlâ acısını çekiyorum” diyor. Ama eski iş yerinde, sendikaya üye oldukları için büyük bir mücadele verdiklerini ve birlikte hareket ettiklerinde ne kadar güçlü olduklarını öğrenmişler. “Sendikalaştığımız için işten atıldık. Ama o süreçte, kadınların gücünü gördüm. O fabrikanın yüzde 90’ı kadın ve ben o gün gücümün farkına vardım. İnşallah tüm kadınlar, bu gücü fark eder” diye anlatıyor yaşadıklarını Cemre.
İSYANI DURDURMAK MÜMKÜN DEĞİL
8 Mart’ta katıldığı eyleme değinen Cemre, “Kadınlar çok güzel haykırıyordu. O kadar baskıya rağmen, susturulmaya çalışılan kadınların isyanını gördüm” diyor. Aynı gücü, fabrika önündeki eylemde de hissettiğini belirtiyor. “O gün belki hayatında ilk kez eyleme katılan kadınlar vardı ama hep birlikte bağırıyorduk. O gün fark ettim ki biz istersek her şeyi yapabiliriz” diyor Cemre ve ekliyor: “O eylemde sadece kendim için değil, hayat mücadelesi veren tüm kadınlar için oradaydım. Ve yine hepimiz için mücadele etmeye devam edeceğim.”
Cemre’nin sesi sadece bir işçinin değil, tüm kadınların sesiydi. O, her bir kadının gücünü fark ettiği ve buna sahip çıktığı zaman, her şeyin değişebileceğini biliyor. Bu sadece fabrikanın değil, tüm yaşamın dönüşümü için bir adım.
Görsel: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı
İlgili haberler
Tepecik’ten çıkarılan işçiler: Suçsuzuz, işimizi g...
Arşiv soruşturması gerekçe gösterildi, tazminatsız işten atıldılar. Sendikaları Hizmet İş sahip çıkm...
İşçi kadınlar soruyor, Ekmek ve Gül yanıtlıyor!
Fazla mesai, vardiya düzeni, iş güvencesi, kıdem tazminatı, işçi sağlığı ve güvenliği, sendikal hakl...
İşçi kadınlardan üç çocuk tepkisi | Varsayalım ki...
İşçi kadınlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2025 Aile Yılı Tanıtım Programı'nda yeniden gündem ettiği 'ü...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.