İzmir Konak’a bağlı Yenişehir ve Hilal mahallelerinde daha çok Romanlar yaşıyor. Haftalık ya da günlük işlerle geçimlerini sağlamaya çalışan mahallelinin en çok istediği şey güvenceli bir iş.

Cumhurbaşkanının, “İşçi-memur halinden memnun” iddiasına, çocuklarının talepleri karşısında derin yoksulluklarıyla ezilen kadınlardan itiraz: Çocuklarımız bisküvi alamadığımız için ağlıyor

‘Her ayın bir önceki aydan daha zor geçtiğini Eskişehir’de Arçelik’te çalışan bir kadın işçi ve Anadolu Üniversitesi öğrencisi Derya Altundal kendi yaşadıkları üzerinden anlattı.

Kocaeli’de yaşayan 3 çocuk annesi Ayşen verdiği geçim savaşını şöyle özetliyor: Ekmeği 25 kuruş ucuz alabilmek için iki kilometre yol yürüyorum. Bu sene çocuklarım meyve yemedi.

İşten dönerken o yorgunluğun üzerine en az 3-4 markete bakıyorum hangisinde daha ucuza ürün bulurum diye. Hafta içi nerede daha ucuz domates varsa oraya gidiyorum, çalışmadığım gün de sos yapıyorum.

Roza İŞKUR üzerinden başvuru yapıp geçici işlerde çalışan bir kadın. Yılın 6 ayı işsiz kalıyor. ‘Genelde okul temizlik işleri çıkıyor. 6 ay çalışıyorum sonra 1 sene işsiz.

Aldıkları ücretin kayıt parası ve eğitim masraflarını karşılamadığı için kredi çekmek zorunda kaldıklarını söyleyen veliler ‘İstenen paralar devlet okulu mu özel mi belli değil dedirtiyor’ diyor.

Derin yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren Fatma anlatıyor: Marketten görüp de bir şey isterler diye çocukları bir yıldır dışarıya çıkarmıyorum.

Yoksulluğun en derini burada. Hürriyet Mahallesinde çocuklar geleceksizliğe, aileler yoksulluğa, kadınlar dilenciliğe, şiddete mahkum!

İzmir’in Bornova ilçesi Naldöken Mahallesi pazarında kadınlarla konuştuk: ‘Geçinemiyoruz, yaşıyoruz sadece’

Yaklaşan bayramda çocuklarına iki parça kıyafet alabilmek için boncuk işi yapmaya başlayan Necla, Emine Erdoğan’ın israf sözlerine öfkeli: ‘18 yılda geldiğimiz nokta lokmaları küçültelim olmamalıydı.

‘Porsiyonları küçültün’ diyen Emine Erdoğan’a yanıtlar: “Bir çeşit yemek bile yapamaz hale geldik”, “Eve çöpten topladığım sebzelerin yarısını mı getireyim”, “Makarnadan başka kaynayan bir şey yok!”

“Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık” kampanyası kapsamında konuşan Emine Erdoğan halka seslendi, ‘Gelin porsiyonumuzu küçültelim’. Sosyal medyadan ‘porsiyonları siz küçültün’ tepkileri geldi.

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğine yardım için başvuranların sayısı her geçen gün artıyor, listeler uzadıkça uzuyor.

Mersin’de yoksul kadınların kimi çöpten karton topluyor, kimi yaşlılık maaşıyla geçiniyor, kimi de tarım işçiliği yapıyor. Kadınlar, ‘Tenceremiz marketten borç aldığımız ürünlerle kaynıyor’ diyor.

Diyarbakır’da 4 çocuğuyla yıkık dökük bir evde yaşayan ve merdiven silerek kazandığı 600 TL ile geçinmeye çalışan Remziye Yel, iktidar yetkililerine tepki gösterdi.

Bir Facebook yardımlaşma sayfasına düşülen, “İhtiyaç sahibi küçük çocuğu olan birine 100 TL yardımda bulunmak istiyorum” notuna yüzlerce başvuru yapılıyor. Bunlardan ikisi Özlem ve Derya…

Adanalı emekçiler tam kapanmanın olması için fabrikaların da kapanması gerektiğini söylerken, devletin işçilere maddi destekte bulunması gerektiğine de dikkat çekiyor.

Ekonomik kriz, 1 Mayıs yasağı, pandemide gözetilmemek… İstanbul’da çalışan ve işçilerin iktidara öfkesinin her an büyüdüğünü söyleyen bir işçi kadın anlatıyor…

Koronavirüs, sera sıcaklığı ve oruçlu halleriyle çilek tarlasının yolunu tutan kadınlar, aldıkları 70 lira yevmiyenin pazar parasını çıkarmadığını belirterek duruma tepki gösteriyor.