yoksulluk
İstanbul’da konuştuğumuz kadınlar, birikmiş faturalar, ödenemeyen kiralar ve artan borçlarla boğuştuklarını anlattı.
Derin Yoksulluk Ağı’ndan Hacer Foggo, korona sürecinde yoksul kesimin ve çocukların yaşadığı zorluklara dikkat çekerek bu ailelerin devlet ve belediyeler tarafından yalnız bırakıldığını ifade etti.
Yoksula da, şiddetten kaçıp yeni bir hayata başlayana da, sağlık emekçisine de dert oldu! Kadınların omzundaki yüklere ayrıca bir yük bindiren uzaktan eğitimde hem çocuklar mağdur oldu hem anneler…
Parça başı iş yapan ve gecelere kadar çalıştıkları halde sadece 700 lira kazanan kadınlar, çocuklarının eğitiminden salgına kadar türlü endişe yaşıyor.
Pandemi boyunca ve sonrasında tedbir adı altında ne yapıldıysa kadınların hakları pahasına yapıldığına çok kez tanık olduk. İşte Kamboçya, Kanada, ABD ve İrlanda’dan örnekler…
UN Women ve UNDP tarafından yayımlanan bir çalışmaya göre, salgın, kadınlar ve erkekler arasındaki yoksulluk farkını derinleştirecek, 47 milyon kadın ve kız çocuğunu yoksulluk sınırına sürükleyecek.
İnsanın dünyaya borçlanabiliyor olması akılalmaz bir ayrıntı. Peki şimdi nasıl olacak? Garip bir iştahla her gün biraz daha parlayacak bir bıçağın keskin yüzü gibi bu soru.
İstanbul Pendik’ bağlı Esenyalı Mahallesinde kadınlar Erdoğan’ın buzdolabı ve ekonomi söylemini tartıştı: “150 liraya hurda buzdolabı aldım, aylardır dolabım sebze meyve görmedi.”
Cumhurbaşkanının “Buzdolabı satışları arttı” diyerek gerekçelendirdiği “Uçuştayız” tablosuna tepki gösteren kadınlar, çarşının pazarın yolunu unutmuşken buzdolaplarının nasıl dolacağını soruyorlar.
Milyonlarca işçi ve emekçi işten atılma ve ücretsiz izin dayatmasıyla yüz yüze kalırken yoksulluk daha da derinleşti, kadınların sırtına evi döndürme telaşıyla daha çok yük bindi.
İkitelli’de çocuklarıyla birlikte hayatta kalma savaşı veren Fatmagül ve Sibel’in yaşadıkları, İzmir’den Sevil’in işsizlikle savaşı rakamların gerçek hayattaki karşılığının ne olduğunu gösteriyor.
Hayatını kadınların desteğiyle yeniden kurmaya çalışan Filiz: ‘Ekonomisi uçan ülkede evimizde çay yok, yemek pişirecek yağ yok, çamaşırı elimizle yıkıyoruz. Evde televizyon yok.’
Yoksulluğun belki resmi çok çizilmiştir, belki fotoğrafı da çoktur ama Hatay’dan gelen bu fotoğraf, yoksulluğun, açlığın, kimsesizliğin acısını bir tokat gibi çarpıyor yüzümüze.
Soruyoruz, ‘Ne olacak? Nasıl olacak? Böyle bir hayat mı yaşamak istiyorsunuz? Bu böyle gider mi sizce?’ Cevaplıyorlar, ‘Ne olacak ve nasıl olacak, bilmiyoruz. Ama böyle gitmez, gidemez’.
İşe gitmek zorunda olan emekçilere tek bir maskeyi bile veremeyen Hükümeti gördük. İhtiyacı olan, evine ekmek götüremeyen emekçilerin hesabına tek kuruş para geçmediğini gördük…
İran’da 14 yaşındaki kız çocuğunun babası tarafından ‘namus’ gerekçesiyle öldürülmesi ve son 4 ayda 2 bin 700 kadının intiharı ülkeyi sarsmış durumda. İranlı E. Ava tartışmaların arka planını aktardı.
Aliye ve Neşe iki mülteci kadın. Türkiye’de yaşadıkları zorluklar aralarındaki dayanışmayı ve komşuluklarını daha da pekiştirmiş.
20 Haziran Dünya Mülteciler Günü öncesinde Türkiye İnsan Hakları Vakfından Dr. Lülüfer Körükmez ile Türkiye’de mülteci kadın olmayı ve mülteci kadınların durumunu konuştuk
Bir market servisinden notlar: ‘İki poşetten fazlasıyla çıkabilene bir dönüp bakıyoruz. Çileği bulsak kurdunu kafaya takmayacağız. Salgına karşı tek zırhımız yıka yıka kullan bir tanecik maskemiz...’
Sokakta elbise satarak geçimini sağlayan dezavantajlı gruplardan Abdal kadınlar sürekli maruz kaldıkları polis şiddetinden bıktı. İki hamile kadının polis şiddetine maruz kaldığı da iddia edildi.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.