Nurtepe-Güzeltepe Emek ve Demokrasi Güçleri, çarşamba akşamı Nurtepe metrosu durağının önünde Kocaeli Dilovası'nda gerçekleşen iş cinayetine karşı eylem yaptı. Basın açıklamasını okuyan Dersimliler Derneğinden Semra Çiçek, "Türkiye’de artık olağan hale getirilen 'iş kazaları'nın gerçekte birer iş cinayeti olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Her defasında 'kaza' diyerek üzeri örtülen bu ölümler, denetimsizliğin, kâr hırsının ve devletin gözetim ve denetim görevini yerine getirmemesinin sonucudur. Bu bir iş kazası değil, göz göre göre işlenen bir cinayettir! Bir yıl önce faaliyete geçen bu işyerinde kaçak yapılaşma, kayıt dışı istihdam ve çocuk işçi çalıştırma gibi yasa dışı uygulamalara dair şikayetlerin olduğu, ancak bu şikayetlerin sonuçsuz kaldığı bilinmektedir" dedi.
Patronların yükümlülüklerini yerine getirmediğinden, devletin ise patronları denetlemek yerine görmezden geldiğinden bahseden Çiçek, sadece patronların değil denetim görevini ihmal eden tüm kamu yetkililerinin de suçlu olduğunu vurguladı.
"Soma’dan Ermenek’e, Hendek’ten Amasra’ya kadar yaşanan her işçi katliamında tablo aynı: Denetimsizlik, taşeronlaştırma, güvencesizlik ve cezasızlık. Her defasında aynı açıklamalar yapılmakta, aynı sorumlular korunmakta, işçiler ise aynı koşullarda ölmeye devam etmektedir. Bugüne kadar hiçbir işveren 'olası kast'tan yargılanmadı.Kamu görevlileri yargılamaların dışında tutuldu. Bu cezasızlık politikası, patronlara 'öldürseniz de bir şey olmaz' mesajı vermekte; her yeni iş cinayetinin zeminini hazırlamaktadır. Emekçinin yaşamını değil, patronun kârını korumaktadır" denen açıklamada kadınların özellikle düşük ücretli ve tehlikeli sektörlerde, hiçbir güvenlik önlemi alınmadan çalıştırıldığı belirtildi.
"Parfüm dolum tesislerinde, tekstilde, gıdada, temizlikte kadın emeği ucuz işgücü olarak görülmekte, sigortasız ve taşeron sistemine mahkûm edilmektedir. Çocuk işçiler ise aile gelirini tamamlamak için tehlikeli işlerde çalışmaya zorlanmakta; eğitimden, oyun hakkından, çocukluktan mahrum bırakılmaktadır. Dilovası’ndaki bu faciada yaşamını yitiren üç çocuğun varlığı, bu ülkede çocuk işçiliğinin ne denli yaygın ve normalleştirildiğini gösteriyor" diye çocuk işçiliğin yaygınlığına dikkat çeken Çiçek, "Bu cinayetlerin son bulması için yalnızca faillerin değil, bu düzenin değişmesi gerekmektedir.İşçi sınıfının örgütlü gücüyle, denetimsizliğe, taşeronlaştırmaya, sömürüye karşı mücadeleyi büyüteceğiz. Çalışırken ölmemek, insanca yaşamak, alın terimizin karşılığını almak için örgütlenmekten başka yol yoktur" diye konuştu.
İlgili haberler
Özay Tekstil’den Dilovası’na: Kadın emeğiyle büyüyen sömürü, ölümlerle sürüyor
'Geçmişte yaşanan birçok örnek patron sınıfının ve onun devletinin sömürü uğruna kadınların ve çocukların hayatından nasıl vazgeçebildiğini açıklıkla ortaya koyuyor.'
‘Tuğba iki sene önce işe başladı, o zaman 14-15 yaşlarındaydı’
Hayatını kaybeden 17 yaşındaki Tuğba’nın abisi Gökhan Taşdemir: 'Tuğba da katkı olsun diye gitmişti işe. Okulu dokuzuncu sınıfta bırakmıştı, sonra açıktan okuyacağını söylüyordu.'
Yanarak can vermenin bütçeleri
Bütçe teklifleri çocukları okuldan, kadınları güvenceli işten koparıyor; yoksulluğu, çocuk işçiliğini, kayıt dışı çalışmayı ve sömürüyü derinleştiriyor. Yaşayabilmenin tek yolu mücadeleden geçiyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
























