DERGİMİZDEN

İkitelli’de iki mahallede iki kadın… İkisinin de derdi kiralar. Kiralar aldı başını gitti, üstelik de insanın yaşayabileceği evler değil oturduklarımız… Peki ne yapmalı?

Çocuğun önüne bayat ekmek ıslatıp koyan, evde ne varsa satıp çamaşırı bile elde yıkayan, derdine çare bulmak için derneğin kapısını çalan kadınların ortak hikayesi…

Zor şartlardan çıkıp yeni bir hayat kurmak için İstanbul’a gelen ve yolu Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği ile keşisen Ceren, bugün kadın dayanışmasının bir parçası…

‘Gebze Belediye Meclis toplantısında CHP grup sözcüsü “Okulda 1 öğün ücretsiz sağlıklı yemek” teklifini sunduğunda, Gebze Belediye Başkanı bunu ‘solcuların’ uydurduğunu söylemiş.’

Özel okulda öğretmen olan, oğluyla yalnız yaşayan Melek, oğlu bir şey ister diye onunla alışverişe çıkmadığını, eve et girmediğini, kahvaltıyı da okuldan aldığı ufak paket ürünlerle yaptığını söylüyor

‘Çocuklarımızın çoğu okul saatleri ve öğle arası ihtiyaçlarını sağlayamadıkları için biz veliler ve okul aile birliği olarak okul içinde sıraları birleştirerek, satış standı kurduk.’

‘Hapishane’, bir kadının kendi hapishane deneyimlerini anlattığı ilk roman örneklerinden olması sebebiyle çok kıymetli. Hennings’i tanımak isteyenler, Hapishane romanını okumalı.

Eşi işsiz kalınca sosyal yardım için başvuran kadına, 400 liralık alışveriş kartı ve Gönül Elleri denen bir yerden de 30 dakika içinde kıyafet alma ‘hakkı’ verilmiş. Peki bunlar neye yetmiş?

Çimse-İş Sendikası’nda örgütlü bir fabrikada çalışan kadın işçi, asgari ücret zammının bir tık üstündeki zammı “çok iyi” diye yutturmaya çalışan sendikacıyla aralarında geçenleri anlatıyor.

Karı koca kendi aralarında konuşuyorlardı. Sesleri yükselince kulak misafiri oldum. Kadın eşine gezmek istediğini söylüyordu. Beyefendi son sözü söyleyen edasını yüzüne takınarak; ‘Yoh’ dedi.

Bence asgari ücrete zam gelmesi bir nebze çözüm olabilirdi ama tabii şunu da biliyoruz ki maaşa ne kadar zam gelse paralel olarak tüm temel ihtiyaçlara da ciddi zamlar geliyor.

Kadın cinayetlerinin ‘adli vaka’ ya da sabah kuşağı programlarının acılı magazin malzemesi olarak sunulmasına kadınların güçlü itirazının ifadelerinden biri olan Kıvılcım dinleme listesine eklenmeli.

Diktatörlüğe, molla rejimine, gericiliğe karşı kadın-erkek, öğrenci-işçi sokağa çıkıyor. İranlı kadınların öncülük ettiği mücadele dünya genelindeki kadınlara da ışık oluyor.

Kapağımıza İranlı kadınların cesaretini, verdikleri gücü yansıtmak istedik. Hadis Najafi’nin sarı saçlarını toplayıp direnişe koşuşundaki cesaretin Türkiye’deki kadınlara cesaret vermesini istedik.

Beslenme, barınma ve eğitim sorunu ne kadar ekonomik görünürse görünsün politik bir muhtevası var. Zira mesele iktidarın sınıfsal tercihleri, politik iktidarın hangi sınıfta olduğunda.

İşçiler fabrikalarda çıkan yemekleri, artık midelerini bastıracak kadar yiyorlar. Kalanı mı? Çocuklarının beslenme çantasına. Bir salkım üzüm, poşetteki ekmek, gece vardiyasında çıkan kahvaltılıklar.

Esenyalı’dan görünüm: Çocukları doyurmak için çöp karıştıran anneler, okulda açlıktan baygınlık geçiren çocuklar, öğrencilerini beslemek için evden yiyecek getiren öğretmenler…

Bir öğretmen anlatıyor sınıfındaki çocukların açlığını; her akşam makarnaya talim eden, çocuğun beslenmesine bir meyve koyamayan kadınların acısını…

Okullarda ulaşım dert, beslenme dert, kaynak kitap dert, sınıf mevcutları dert… Malatya’dan bir eğitim emekçisi anlatıyor.

‘Kaynak yok diyorlar halka yok kendilerine var. Bütün yük de halkın omzunda… Bu kampanyaya sahip çıkarız biz.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.