DERGİMİZDEN

Bu 25 Kasım’da da Ekmek ve Gül olarak eşitsizliği, yoksulluğu, şiddeti değil, refahı, özgürlüğü, eşit bir yaşamı hak eden kadınların, LGBTİ’lerin sesi olacak, mücadeleyi birlikte sırtlayacağız.

Büyük bir baskı rejimi kurarak, ses çıkaranı sansür yasasıyla susturarak, tüm örgütlenme, ifade etme haklarını kısıtlayarak çalmaya çalıştıkları maya, tutmuyor.

Toplumsal kazanımları, örgütlülüğü, değişim, özgürlük talebini bozguna uğratmaya çalışırken, bir yandan da yükselttikleri nefret söylemleri ve hak gasplarıyla LGBTİ’lerin yaşam haklarını yok ettiler.

Kadınlar başörtüsü tartışmasını “Siyasetçilerin birbiriyle tartıştığı, kendi aralarındaki seçim yarışının bir görünümü” olarak değerlendiriyorlar. Gerçek sorunların üstünün örtüldüğünü düşünüyorlar.

Tepeden tırnağa dezenformasyonların bin bir türünü deneyimleyen kadınlar, yanılmayacak kadar güçlü ve haklılar. Kadınlar kendi geleceklerini hiçbir zaman başkalarının eline bırakmadı.

İfade ve düşünce özgürlüğünüze kim ne yaptı? Düşünün siz kendi halinizde. Evinizde çayınızı filan içerken ifade etmek neyinize yetmiyor? Ekonomi okudunuz da atamanız mı yapılmadı. Böyle atarlar işte.

Metal işçisi bir kadından yoksulluğun özeti: ‘Artık eşin dostun en mutlu günlerini görmeye çekinir olduk. Düğüne, ev ziyaretine, çocuk görmeye gitmek için bir sonraki maaşı bekliyoruz.’

Belediyelerde çalışan kadınlar işyerlerinde maruz kaldığı şiddetin farkında mı, neler yaşıyor, yaşadıkları şiddetin üstesinden nasıl geliyorlar sorularına birlikte cevap aradık…

Bir taraftan işçi direnişi içinde gelişen bilinci, diğer taraftan hayatın getirdiği çeşitli yükleri omuzlamanın olgunluğu ile daha güçlü bir kadın haline gelmiş Nazlı.

Malatya’da eski, toprak evlerden birinde hayatın tüm yükünü henüz gencecikken omuzlarına almaya başlamış Zeliha var. Zeliha daha 19 yaşındayken evlenip yerleşiyor bu iki katlı toprak eve.

‘Güvenlik tedbirleri’, her türlü yetkiyle donatılmış kolluğa her alanda hareket kabiliyeti sağlıyor. Kendilerine hiçbir şey olmayacağından emin olan bu kişiler en önce kadınların başına bela oluyor.

29 yaşındaki İranlı H., Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından öldürülmesinin ardından İran’da yaşanan süreci anlattı.

Türkiye’de ve dünyada kadınlar artan faşist ve baskıcı yönetimlere karşı mücadele yolunu seçiyor.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencileri genç kadınların güvenli kampüs talebini dile getirdi…

‘Göz koydukları 1000 liralık yetim maaşım saraydaki 1 saniyelik harcamalarına yetmiyor.’

Liseli genç kadınlar, bu sene 25 Kasım’da eğitimde cinsiyet eşitliği başta olmak üzere kadına yönelik şiddetin her biçiminin karşısında ses çıkaracaklarını söylüyor.

Beş çocuk annesi, 40’lı yaşlarına yeni gelmiş, tek başına mücadele eden, güçlü bir kadın Rojda. Şırnak Uludere’den Ankara Tuzluçayır’a uzanan hikayesi ile bizlerle…

Van’dan lise öğrencisi Ruken, liselerde öğrenciler üzerine kurulan baskıya ve genç kadınların maruz kaldığı cinsiyetçiliğe dikkat çekiyor.

Maden işçisi eşlerinin kaderi hep böyle mi olacak peki? Birileri çıkıp “kader, fıtrat” dediğinde hep boyun mu eğilecek bu düzene?

Gülsüm Çolak oğlu Uğur’u Soma Katliamında kaybetti. Adalet mücadelesinden hiç vazgeçmedi. Feryadı, Soma’dan Ermenek’e, Ermenek’ten Bartın’a uzanan ihmalleri, adaletsizlikleri seriyor ortaya.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.