DERGİMİZDEN
Depremin ardından gönüllülerin yardımıyla Antep’ten Van’a gelen Zeynep çocuğuyla yeni bir hayat kurmaya çalışıyor. Zeynep, hayatına devam etmek için çalışmaya ve acil kreşe ihtiyacı olduğunu söylüyor.
Antep’te Beybahçe ve Akdere’de kadınlarla depremin tahribatını daha ağır yaşıyor, üç kuruş ücretle ailesini geçindirmeye çalışıyor. Umutları ise dayanışma ve mücadeleyle yeşeriyor.
Bitkisel kozmetik deyince aklınıza aktarlardan uçucu yağ olarak aldığınız esans yağlar geliyorsa maalesef yanlış, Uzman Biyolog Elif Polat aktarıyor...
Jülide Kural’ın nefis oyunculuğuyla canlanan Rosa Luxemburg, bildirileri, çiçekleri, kitapları ve şapkaları ile umudunu asla yitirmeyen bir kadın devrimci olarak bugün yaşıyor gibi sahneleniyor.
Kirpinin Zarafeti, kirpiler gibi dikenli kabuklarının altında bambaşka hayatları olan güçlü kadınlara, o dikenleri birbirine değdirmeden kurulan nahif dostluklara adanan bir kitap.
Yıkıp yeniden yaptığımız, her bir tuğlasını kendimiz ördüğümüz, harcına kız kardeşliği, dayanışmayı, örgütlülüğü koyduğumuz bir dünya. Yıkalım bu dünyayı, yeni baştan kuralım…
8 Mart’a giderken yeniden hatırlatalım birbirimize, işçi, emekçi kadınların mücadelesinden doğan bu günde daha da büyüyen dayanışmamızla yeni bir dünya kuralım kendimize.
Trilyonluk firmaların kapsında vinçler yatarken, işçiler yılların emeğiyle sahip olduğu hiltisini kapıp arama kurtarma çalışmalarına katılmak üzere yollara düşüyordu.
Bir yandan bu iktidardan kurtulmaya çalışırken, onu da aşan, gerekirse o reisle değil de bu reisle yürüyecek olan kapitalizmi de yıkma mücadelesi vermek gerek.
Değil 1 yıl, verecek bir saniyemiz dahi yok! Bize bu hayatı reva görenlerin hiçbirine hakkımız helal değil, haklarımızı, hayatlarımızı bizden çalanlara soracak hesabımız var.
Şunu anladım ki koşullar ne olursa olsun, herhangi bir yerde dokunarak iyileştirebileceğimiz kız kardeşlerimiz mutlaka var. Yeter ki bizler dayanışma zincirinin birer halkası olmayı isteyelim.
Hani insan şehrin en güzel sitesinden milyonluk ev alınca güvenli olduğunu düşünür ya. Para hırsıyla insanların hayatlarını hiçe saydıkları o yerden 104 ölü 27 yaralı çıktı, bir de 10 kayıp var.
Eşim böbrek hastası olduğu için biz Ankara’ya geldik. Kim kendi memleketini bırakıp gitmek ister? Devlet, ilk etapta bir çadır kurup diyaliz yardımı yapsaydı buraya gelmezdik.
Çadırkentte kendine yeni bir yaşam kurma mücadelesi veriyor Serap. Küslüklerin bittiği, dayanışmanın yeni bir hayat yeşerttiği çadırkentte, bir solukta anlatıyor zorluklarla dolu yaşamını...
Depremle birlikte, çöken sağlık sistemini gördük hep birlikte. Oysa felaket ne kadar büyük olursa olsun hastaneler, ASM'ler ayakta kalması gereken binalardır. Ama ilk un ufak olanlar hastaneler oldu.
Antep’ten Van’a ailesiyle beraber gelen Yasemin ve Nergis yaşadıklarını anlatıyor…
İki küçük çocuğu var Feride’nin, ‘Biri 1 buçuk yaşında. İhtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyorum. Eve girmek zorunda kalıyoruz ihtiyaçlarımızı karşılamak için’ diyor.
Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği depremin ilk gününden itibaren mahalle mahalle dayanışmayı ördü. Dernek başkanı Selda, dayanışmanın tuttuğu elleri anlatıyor.
Depreme her an her yerde yakalanma ihtimalini aklından hiç çıkaramayan Kocaelili bir kadın, kıyafetlerini tamamen çıkarmadan duş alıyor 24 yıldır.
Kimi deprem bölgesinde yaşam kavgası veren, kimi yeniden kurduğu ufak tefek düzeni kaybedip bir yere sığınan mülteci kadınların yaşadığı zorluklar ağır ve kalıcı travmalara da neden oluyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN