DERGİMİZDEN

Genç bir kadının yanına gittim ve ‘Aydın’a hoş geldiniz’ dedim. ‘Benim kimsem yok, yalnızım’ diye cevap verdi. Sarıldım. ‘Öyle şey mi olur ben varım, yalnız değilsin’ dedim.

Bir haftalık sistematik ve örgütlü çalışmamızın sonunda çocuklarımıza iki çadır ve tam teşekküllü bir oyun, sanat ve öğretici alanı yaratmış olduk. Gökyüzü Çadırı hepimize umut olsun istedik.

Deprem sonrası en çok göç alan illerden biri Ankara. Keçiören’den yazan bir eğitim emekçisi her yerde gündemin deprem olduğunu söylerken, bu yaraları nasıl saracağımızın da cevabını veriyor.

Bizi bu büyük evin içine yeniden sığdıracak yegâne şeyin paylaşmak olduğunu, dışarıda titreyen insanlar olduğu müddetçe hiçbir kalın battaniyenin bizi üşümekten korumayacağını deneyimledik.

Dün depremi yaşadık acılı ve öfkeliydik. Bugün ise bunların hesabını soracak ve sormak için örgütlenecek kadar doluyuz…’

Varlığımız güç verdi depremzedelere. İyi insanlar var olduğu sürece üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yok. Yaşasın dayanışmamız, yaşasın birliğimiz…

Online eğitim, üniversite öğrencileri için verimsizliğe işaret ederken üniversite okuyan kadınlar için yalnızca verimsiz bir eğitim hayatına işaret etmekle kalmıyor.

Ege Üniversitesi’nden Sözdar’ın üniversite okumak ve iyi bir eğitim almak için tek başına verdiği mücadele dönüp dolaşıp “kutsal aile” ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine takılıyor.

İzmir depremini yaşayan biz kadınlar bu dayanışmayı en iyi anlar, anlatır deyip dayanışmanın sürekli ve organize şekilde olması için ne yapmalı onu tartışıyoruz.

Online eğitim ile sadece eğitimin nerede nasıl yapıldığı değişmiyor. Topyekûn gençliğin, özellikle de genç kadınların hayatları değişiyor.

Depremzede kadınlar enfeksiyonu tetikleyen durumların tümüyle yaklaşık bir aydır karşı karşıyalar. O yüzden depremzede kadınlar arasında, kötü kokulu akıntı, kaşıntı gibi şikayetleri sık duyuyoruz.

Yaşamak için de kaygı duymayacağımız bir gelecek hayalimiz için de artık örgütlü olmaktan başka çaremiz yok. En çok da bugünlerde bunu en derinden hissediyorum…

Tüm kadınları bu kız kardeşlik köprüsüne katılmaya, hayatı hep birlikte yeniden kurmaya çağırıyoruz…

İçine girdiğimiz süreç bir yandan da taleplerin en çok görünür olacağı, yan yana gelişlerin en kolay yaşanabileceği bir dönem olacak.

İçine girdiğimiz süreç bir yandan da taleplerin en çok görünür olacağı, yan yana gelişlerin en kolay yaşanabileceği bir dönem olacak.

Kadınların başörtüsü, kılık kıyafeti yıllarca sadece Türkiye’de değil dünyanın farklı bölgelerinde kadınlar için değil hükümetlerin ideolojilerinin dayatılması aracı oldu. Peki gerçek laiklik nedir?

Anlatacağımız, “iktidar” denen şeyin “kimin” eline geçtiğine bağlı olarak kadınlar açısından nasıl “değiştirici” bir güç olduğu ve olabileceğiyle ilgili…

İzmir’den üniversite ve lise öğrencileri AKP tarafından gündeme getirilen Anayasa değişikliği teklifi üzerinden ilerleyen tartışmalara dair fikirlerini Ekmek ve Gül’e yazdılar.

Tüm sorunların çözümünü sandık ve seçime sıkıştıranlar, iki çocuk annesi Reyhan’ın hayatta kalması için “bekle” çağrısı yapıyor. Peki faturalar bekler mi?

Bazı karşılaşmaların ortaya çıkardığı dayanışmaların nasıl kadınların hayatını kurtardığına, nasıl yoluna soktuğuna dair sadece bir örnek Gülsuyu’ndan anlatılan…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.