Depremin 51. gününde Antep'ten Van'a 5 yaşındaki oğlu ve kardeşi ile gelen 25 yaşındaki Zeynep 6 Şubat 2023 depreminden önce de çok zor günler yaşıyordu. Zeynep 2020 yılında kocasından boşanmak için babasının evine gitmiş ama ağabeyleri “Çocuğu bırak öyle gel” diyerek onu evden çıkarmıştı. Zeynep de mecburen kadın sığınma evine gitmişti. Gittiği kadın sığınma evinde aralarında madde bağımlısı olan bir kadının da olduğunu söylüyor. Kadın krize girdiğinde Zeynep'in o zamanlar iki yaşında olan çocuğuna saldırıp şiddet uyguladığını anlatıyor Zeynep. Çocuk bir ay yoğun bakımında kalmış. Şiddet sırasında Zeynep araya girip oğlunu korumaya çalışırken Kürtçe konuşmaya başladığında yetkililer tarafından uyarı almış. Üstelik bu uyarı bir kezle kalmamış. Kürtçe konuştuğu için birkaç kez daha uyarı almış ve en sonunda da yetkililer tarafından sığınma evinden kovulmakla tehdit edilmiş.
TOPLAMA ALANINDA KADINLAR TACİZE UĞRADI
Zeynep’in yaşam mücadelesi devam ederken üstüne deprem olması hayatı daha da zor hale getirmiş. Zeynep deprem gününe dair yaşadıklarını anlatmaya “Korku” diyerek başlıyor: “Kardeşim ve oğlumla yaşıyorum. Deprem esnasında uyanıktık. Kardeşim hemen oğlumun üstüne çöktü ve beklemeye başladık. Öleceğiz sandık. Deprem durduktan sonra dışarı çıktık. Arabası olan arabasına bindi, parası olan şehri terk etti ama biz ve bizim gibiler çaresizce beklemek zorunda kaldık. Bu sürede kimse yardıma gelmedi. Çocuğum küçük olduğu için eve tekrar girmek zorunda kaldık. Dışarısı soğuktu, açtık, susuzduk. Ne gelen vardı ne giden… Depremin ilk üç günü evde kaldık. Evin de dışarıdan pek bir farkı yoktu aslında. Kimse kapımızı çalıp ‘Bir şeye ihtiyacınız var mı?’ ya da ‘İyi misiniz?’ diye sormadı. Toplanma alanlarının yerini bilmiyorduk. Yönlendiren kimse de olmadı. Van'dan bir gönüllü ile iletişime geçip toplanma alanının yerini öğrendim. İki gün de orada kaldık ama kalmaz olaydık. Hem etraf çok kirliydi hem de o durumda bile kadınlar tacize uğradı. Ama buna karşı yapılan bir şey olmadı. Aslında kimsenin umurunda olmadı…”
‘SUYU BİLE KOMŞUDAN ALIYORUM’
Depremin 5. gününde Van'dan gönüllü arkadaşlarının otobüs biletlerini aldığını ve masraflarını karşıladığını söyleyen Zeynep “Gönüllüler Van'a geldiğimizde evlerinde ağırladılar, sonra ev bulup taşınmamıza yardımcı oldular. Biz bütün bunları devletten beklerken gönüllüler ve halk bize destek oldu. Eve taşınma sürecinde bir kadın olarak çok zorlandım. Evde zaten hiçbir şey yok. Antep'ten gelirken de hiçbir şey getiremedik. Bir şeyler almaya da bütçemiz yok. Yalnız canımızın derdindeyiz. Gönüllüler ve halk tarafından eşyalar az çok geldi ama hâlâ eksikler var. Bütün bunlar beni hem psikolojik hem de fiziken çok yordu.”
Üç kişi kaldıkları evde hâlâ su olmadığını anlatan Zeynep “VASKİ, Belediye, her yere gittim. VASKİ ikametgâh ve evin tapusuyla beraber birkaç evrak daha istiyor ama benim bunlara ulaşmam zor ve zaman alacak. Geçici bir süreliğine suyun açılmasını talep ettim ‘Üç gün için açacağız sen de o sırada evrakları getir’ denildi ama değil üç gün 1 saat bile su açılmadı. Suyu dışarıdan komşulardan getiriyorum. Doğru dürüst bulaşık, çamaşır yıkayamıyorum. Duş bile alamıyoruz. Evrakları ev sahibinden istedim fakat yurtdışında oldukları için bir türlü halledemedik ve hâlâ suyumuz yok” diyor.
‘İKİ AYDIR BAŞVURULARIM CEVAPSIZ’
Zeynep taşındıktan sonra yardım için AFAD ve belediyeye gittiğini söylerken gelip evine bakacaklarını öyle yardım getireceklerini söylemelerine rağmen “Neredeyse iki ay oldu. Hâlâ gelmediler” diyerek sitemle anlatıyor: “Tekrar belediyeye gittim. Kadın pedine, çocuk bezine ve mamaya ihtiyacım olduğunu söyledim. Elime birkaç gıda paketi verip eve gönderildim. Kadınların temel ihtiyacı olan pede neden ulaşamıyoruz diye sormak istiyorum. 10 bin TL verilecek denildi görmedik, almadık. Toplanan onca para nerede? Evde çalışan yok. Gönüllüler ve halk yardımı da bir yere kadar. Devlet artık bize yardım etmeli. Şimdiye kadar ki görmedik.”
ACİL KREŞ VE İŞ İMKÂNI SAĞLANMALI
Zeynep'e bundan sonrası için ne düşündüklerini sorduğumuzda “Kardeşim bir iş bulup çalışmaya başlayacak. Ben de çalışmak istiyorum çünkü geçinemiyoruz. Ama maalesef uygun bir iş bulamıyorum. Uygundan kastım 5 yaşındaki oğlumu evde bırakıp işe gidemem. İş yerlerinde küçük bir oda bile olsa çocuğumu gönül rahatlığıyla bırakabileceğim ufak çaplı bir kreş olsa çalışırım. Çok da iyi olur ama maalesef bizim küçük isteğimiz devlete büyük geliyor” diyor.
Seçimlere dair ne düşündüğünü, seçimden beklenti ve taleplerini sorduğumuzda “Bütün kadınlar gibi öncelikli talebimiz hakkımız olan İstanbul Sözleşmesi ve adalet” diyor ve devam ediyor: “İkinci olarak az önce değindiğim gibi kadınların çalıştığı yerlerde çocukları için kreşlerin açılması. Ayaklarımızın üstünde durup, kimseye muhtaç olmamamız için iş imkânı sağlanması. Talep ve beklentilerimiz çok ama olacaklarına dair olan inancım tükeniyor…”
Fotoğraf: Freepik
İlgili haberler
İskenderun’da çadırda yangın çıktı: 1 çocuk yaşamı...
Hatay'ın İskenderun ilçesinde depremzedelerin kaldığı çadırda çıkan yangında yaralanan 4 yaşındaki E...
İskenderun sağlık taramasından notlar: Kadınlar ve...
Kız Kardeşlik Köprüsü kampanyası kapsamında İskenderun'da 300 kadına sağlık taraması yapıldı: Kadınl...
İskenderun'da ‘çaresizlik’ hakim, seçimlerden bekl...
Cumhurbaşkanı Erdoğan İskenderun’da temel atma töreni gerçekleştirdi. Sohbet ettiğimiz kadınlar söyl...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.