Maraş merkezli olarak gerçekleşen depremlerin ilk gününden itibaren devlet yetkilileri “başarı hikayesi” anlatsa da durumun çok vahim olduğu gerçeğini gördük. Hükümet iddia ettiği gibi 11 ilin değil tamamına, yüzde 10'una bile müdahale edememişti. Bizler de bu gerçeği devlet kanallarından değil sosyal medyadan öğrenmek zorunda kaldık. Zira televizyon kanalları enkaz altında kalan ve kurtarılmayı bekleyen onca insana rağmen hükümete yaranmak için bir süre gerçeği gizledi. Enkaz altında kalanlar, telefon operatörlerinin ve baz istasyonlarının hasar görmediği yerlerde imdat çığlıklarını sosyal medya aracılığıyla duyurmaya çalıştı. İlk günlerde ise bölgeye ulaşım sağlanamadı. Enkaz altında kalanlar hipotermiden hayatlarını kaybettiler. Sonrasında ulaşım sağlanan bölgelerde etkin bir arama kurtarma çalışma yapılamadı. Enkaz altında kalan insanlar kurtarılmadan verilen selalarla, başarısız arama kurtarma girişimleri ile depremzedelere siyasiler tarafından edilen hakaretlerle ve Kızılay'ın vatandaşa çadır satması skandalıyla iki trajik ayı geride bıraktık.
DEVLET DEĞİL HALK YETİŞTİ
Ne yazık ki hükümet yetkilileri depremzedelere erişmekte yeterli olamadı. Yurttaşlar ve sivil toplum kuruluşları bölgeye ellerinden gelen desteği sağlamaya çalıştılar. Halkla dayanışma gösteren kuruluşlarından birisi de Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği olarak bizdik. İlk hafta bölgeden gelen talepler doğrultusunda mahallemizden ve Mamak bölgesinden topladığımız yardımları Antep, Malatya, Adıyaman, Hatay ve Urfa'ya ulaştırmaya çalıştık. Biz dernek olarak yalnızca maddi destekte değil bölgeye gönüllü destekte de bulmaya çalıştık. Derneğimizin üyelerinden bölgedeki arama kurtarma çalışmalarına katılan arkadaşlarımız oldu. Bölgeden mahallemize ve ilçemize gelen depremzedelere geçici konaklayacağı evler bulmaya ve gönüllüler yardımıyla kira desteği yapmaya başladık.
Yakınlarının can kaybı travmasıyla yüz yüze kalan depremzedeler bir de yaşadıkları şehre, bulundukları mahalleye bağlılıklarını geride bırakmak zorunda kaldılar. Biz de bu travmayı atlatmaları için gelen insanlara psikolojik destek sağlamaya çalıştık.
Tuzluçayır kadınları olarak sonraki süreçte de depremzede kadınların ve çocukların yanında olmaya çalışacağız. Bu enkazın altından kalkmak ne kadar zaman alır bilinmez ancak kadınlar olarak yan yana durmaya devam edeceğiz. Temennimiz bu afetten bir ders çıkarılarak gelecekteki önlemlerin bu doğrultuda alınması yönündedir.
KIZ KARDEŞLİK KÖPRÜSÜ’YLE ÇOCUKLARIN YARALARINI SARIYORUZ
Ekmek ve Gül’ün başlattığı Kız Kardeşlik Köprüsü kampanyasının bir parçası olduk ve depremzede çocuklar için bu kapsamda Gezegen Sanat Atölyesi çalışanları bu süreçte gönüllü bir eğitim sunmaya başladı. Her hafta cumartesi günü yaklaşık 20 depremzede çocuğu Gezegen Sanat Atölyesi işbirliği ile derneğimizde ağırlıyor ve depremin bıraktığı yaraları sarmaya çalışıyoruz. Çocukların bulundukları yere adaptasyon sürecini hızlandıran bu atölyemiz için ailelerinden çok olumlu geri dönüşler alıyoruz.
ÇOCUKLARIN GELECEĞİ MEÇHUL KALMASIN DİYE
Biz kendi bölgemizde yaşayan kadınların yaşamlarını kolaylaştırmaya çalıştığımız gibi depremzede kadınların da yaşamlarını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Kadınların iş bulma sürecine yardımcı olarak, bulundukları bölgede yaşadıkları maddi ve manevi sorunları çözüme ulaştırmaya çalışıyoruz.
Mahallemizde gönüllü bir kadın kuaförü aracılığıyla depremzede kadınlara ücretsiz kuaför desteği sağlamaya çalıştık ve kişisel bakımları için bir dayanışma ağı oluşturduk. bölgeden gelen kadınların dile getirdiği en temel sorun çocukları hakkında endişe ve gelecek kaygısı. Derneğimize müracaat eden birçok kadından çocuğunun okula gitmek istemediği yönünde geri dönüşler alıyoruz. Depremin travmasını üstünden atamayan çocuklar, yeni bir sosyal çevreye adaptasyonda sorun yaşayacakları endişesiyle okula başlamak istemiyorlar. Kadınların kaygılarını bir nebze olsun giderebilmek ve çocuğun yüksek yararını gözetmek amacıyla okula başlama kaygısı duyan çocuklara öncelikle bulundukları çevreye adaptasyon amacıyla akranlarından oluşan sosyal bir çevre sağlamaya çalışıyoruz.
KİRALAR UÇTU AMA DEVLETTEN DESTEK YOK
Depremzede kadınlardan gelen bir diğer şikâyet ise son zamanlarda çok fazla göç alan Ankara'daki evlerin kiralarının fahiş artışı. Devlet bu konuda hiçbir düzenleme yapmıyor. Hepimizin bildiği gibi depremzedelere kira yardımı, yakınlarını depremde kaybedenlere para yardımı yapılacağı sözü verilmişti. Ancak bölgemize ulaşan depremzedelerin çoğu bu yardımları alamadıklarını söylüyor.
DAYANIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ
Depremin iki ayını geride bıraktığımız bu günlerde ne yazık ki İçişleri Bakanı hâlâ televizyonlardan kahvaltı yardımı talebinde bulunuyor. Devlet yetkilileri bölgeye giderek gösteriş için suni temel atma törenleri hazırlıyor.
Bölgede hijyen yetersizliğinden dolayı kadın hastalıkları ve bulaşıcı hastalıklar artmış durumda. Depremin ardından sel felaketiyle yüz yüze kalan bölgede ölü sayısı artmaya devam ediyor. Afet bölgesinden tahliye edilen insanlar otellere yerleştirildikten sonra turizm sezonunun da gelmesiyle otellerden zoraki çıkarılıyor. Depremzedelere 1999 depreminden bu yana toplanan deprem vergileri ile yardım edilmek şöyle dursun hâlâ vatandaştan yardım talebinde bulunan devlet yetkilileri var. Vergilerimizin nerede olduğunu sormak hakkımız.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.