Tam eşitlik hakkımız, olmazsa olmazımız
Anlatacağımız, “iktidar” denen şeyin “kimin” eline geçtiğine bağlı olarak kadınlar açısından nasıl “değiştirici” bir güç olduğu ve olabileceğiyle ilgili…

1917 Ekim Devrimi sonrasında kurulan Sovyetler Birliği’nin toplumsal yaşamında kadınları tam eşit bireyler haline getirecek/getiren önlemlere, yapılan düzenlemelere ve bunları güvence altına alan yasalara, bu derginin sayfalarında daha önce çokça yer verildi. Fakat bazen, insanlığın tam eşitlik uğruna gerçekleştirdiği böyle değerli tarihsel olgularla kazanımları ana hatlarıyla da olsa tekrar hatırlamanın tam zamanıdır. Özellikle de günümüzde, AKP iktidarının Anayasa değişikliği teklifi gibi, kadınların haklarını ve hayatını olumsuz etkileyebilecek yasa değişiklikleri, kanun yapma girişimleri yaşandığında. Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür (unutmak, insan hafızasının arızasıdır) çünkü.

Burada bir kez daha dikkat çekeceğimiz, “iktidar” denen şeyin “kimin” eline geçtiğine bağlı olarak kadınlar açısından nasıl “değiştirici” bir güç olduğu ve olabileceğiyle ilgili. “Toplumun yarısı kadındır” saptamasına kimse itiraz etmez. Ama toplumun o yarısına toplumsal iş bölümünde, siyasal yaşamda nasıl bir yer verdiğiniz, onu nereye, nasıl konumlandırdığınız belirleyicidir.

MÜMKÜN MÜ? EVET!

Ezilen cinsiyet olarak büyük ölçüde kadının üstlendiği ev içi işlerinin toplumsal bir iş haline gelmesi, kadının toplumsal üretim sürecinde ve toplumsal hayatın tüm alanlarında özgürce yer alması, özel mülkiyete, emek sömürüsüne dayanan, üretimin kâr için yapıldığı kapitalist toplum koşullarında olanaksızdır. Bu, ancak kolektif üretim ve tüketime dayanan bir üretim sisteminin yaratılmasıyla mümkündür.

Rusya’da Bolşevik Parti önderliğinde 1917’de gerçekleştirilen toplumsal, siyasal devrimle kurulan ilk işçi iktidarı işte bunu yaparak kadınların toplumdaki konumuyla durumunu temelden değiştirdi. O tarihten önce Rusya’daki kadınların yüzde 80’inden fazlası okuryazar bile değildi. Kadın eşi, babası ya da “erkek” vasisinin hükmü altındaydı. Sözün kısası, son derece acımasız sosyal ve ulusal baskının timsali olan Çarlık Rusya’sında kadınlar haklardan tümüyle yoksundu.

TAM EŞİTLİK İÇİN…
Sovyet iktidarının kadınlara erkeklerle eşit politik haklar sağlayan ilk belgesi olan “Emekçi ve Sömürülen Halkın Hakları”, devrimin üçüncü ayında, Ocak 1918’de yürürlüğe girdi. Aynı yılın temmuz ayında kabul edilen ilk Anayasa’da bu haklar yasal güvence altına alındı; cinsiyet, ırk, ulus, inanç farkı gözetmeden her yurttaş eşit kılındı. Ardından çıkarılan yasalar silsilesiyle kadınlar, kamusal alanda, evlilik, aile ve çalışma yaşamında erkeklerle tam eşitliğe kavuşturuldu.
Sovyet Rusya’da kadınların yasalar karşısındaki eşitliği, kadınların pratikte de kurtuluşlarına zemin sağlayan ilk adımdı sadece. Çarlığın gerici düzeninde her bakımdan ezilmiş ve geri bırakılmış kadınların pratik devlet işlerine katılmak için gerekli donanımdan yoksun olduklarının Sovyet iktidarı pekâlâ farkındaydı. Aynısı çoğu işçi ve köylü için de geçerliydi. Sovyetler güvenle, emekçilerin pratik içinde her alanda yetişecekleri çok sayıda yol ve yöntem geliştirdi.
Emekçi kadınların toplumsal üretime, ülkenin kamusal ve politik yaşamına mümkün olan en geniş katılımını sağlamak, onları resmi ve kamu kurumlarının tüm kademelerinde pratik çalışmaya çekmek üzere yola çıkıldı. Delege toplantıları sistemi, emekçi kadınların politik gelişiminde, yönetim işlerine yetişmelerinde önemli bir rol oynadı. Belli fabrikalardan, köylerden vb. seçilen kadınların delege toplantıları, kamu ve resmi organlarda çalışmanın pratik okulları oldu. Delegeler, iktidar organlarının tüm kademelerindeki çalışmalara katıldı. İş güvenliği, sağlık ve eğitim sistemini, kültür işlerini, çocuk bakımını hal yoluna koymaya yardım ettiler. Yaygın kreş ve yuvaların kurulmasına, halkın gıda ve tüketim malı ihtiyaçlarının tedarikinin örgütlenmesine, kentlerin ve onların sosyal, kültürel tesislerinin geliştirilmesi çalışmalarına katıldılar.


HAYATİ DÖNÜŞÜMLER

Nisan 1921’de iktidarın aldığı bir kararla –işçi ve köylü kadınların kitlesel olarak Sovyetlerde çalışmaya çekilmesinin bir yöntemi olarak– tüm büro ve işletmelerde stajyerlik uygulaması getirildi. Stajyerlik, devlet kurumlarının, başta kadınlar olmak üzere halk kitleleriyle bağının güçlenip genişlemesine, yönetim aygıtının daha aktif hale gelmesine, bürokratik unsurlardan arınmasına yardımcı oldu. Stajyerlik kararnamesi, muazzam sayıda kadının yerel iktidar organlarının çalışmalarına etkin olarak katılmaya başlamasını sağladı. Sağlık ve kültür kuruluşlarında çalışıyorlardı. Aynı dönemde kurulan İşçi ve Köylü Müfettişliğinde yoğun olarak yer aldılar. Müfettişlik aynı zamanda, halkın en geniş kesimlerini, en basit denetim ve düzenleme işlerinden başlamak üzere devlet yönetimine katmakla görevliydi. Kontrol organlarının bütün denetim ve düzenleme çalışmalarında halk temsilcilerinin üçte ikisinin kadınlardan oluşması kuralı getirildi.

Sovyet devleti sağlamlık kazanırken kadınların bilinci, resmi ve kamusal çalışmalardaki yetkinlikleriyle etkinlikleri de arttı. Sovyet düzeninin ilk on yılının sonunda kent, semt, köy Sovyetlerine çok sayıda kadın delege seçildi.

Sosyal ve ekonomik alanda hayati dönüşümler eşliğinde, okuma yazma seferberliği başta olmak üzere hayata geçirilen kültür devrimi, yüzbinlerce, hatta milyonlarca kadını, yönetici organlarda verimli bir çalışma için gereken deneyim ve bilgiyle donattı.


AMASIZ FAKATSIZ TAM EŞİTLİK
Sovyet iktidarı, kadınlara yaşamın her alanında tam eşitlik hakkını sadece ilan etmekle kalmadı, kurulduğu andan itibaren kadınların bu hakkı hayata geçirebilmelerinin koşullarını amasız, ayrımsız yaratmaya da başladı. Sovyetler Birliği, sosyalist demokrasinin bütün biçimlerini geliştirerek, birkaç on yıl içerisinde kadınların kitlesel olarak ülkenin politik, ekonomik ve kültürel yaşamının her düzeyinde, devletin yönetim organlarında aktif yer almasını sağlayan ilk devlet oldu.
Sovyet yaşamının tüm düzeni, eşit işe eşit ücret ilkesine dayalı çalışma koşulları, sağlanan sosyal hizmetler, –yuvalar, kreşler, yurtlar başta olmak üzere– çocuklar için sayısız kurumsal düzenleme, yaratılan çok çeşitli mesleki eğitim olanakları vb. kadınların ülkenin çalışma hayatına, toplumsal ve politik yaşamına eşit katılımını kolaylaştırmak ve geliştirmek hedefiyle oluşturuldu.
Amasız, fakatsız tam eşitlik, bugün kadınların ezilmişliğinden beslenen gerici, muhafazakâr kapitalist düzende yaşayan emekçi kadınların elbette en temel mücadele talebini oluşturuyor. Ancak bu olmazsa olmazımız, bu düzenden ilerici reformlar talepler etmemizi, kadınların siyasal ve toplumsal konumlarını daha da tehlikeye atan gerici düzenlemelere karşı durmamızı, yoksulluk, açlık, barınma gibi en temel sorunlarımıza çözümler üretilmesini istememizi de gerektiriyor.

Fotoğraflar: AFZ Arşivi

İlgili haberler
8 Mart kimin günü?

Lyon’da, Meşhed’de New York’ta, Şikago’daki grevlerin ve hatta bunlardan önceki ve sonraki kadın müc...

8 Mart’a doğru: 8 Mart kimin günü?

8 Mart'a doğru kadınların ortak dertlerine, mücadelesine ve birlikte neler yapabileceğimize yakından...

8 Mart kimin günü? Kadınların ezilmesinin kökenind...

Ekmek ve Gül Bandırma Grubunun Instagram yayınında Olcay Geridönmez 8 Mart’ın ve kadınların ezilmişl...