Kadınların ama özellikle işçi kadınların tüm dünya çapında taleplerini ve mücadelelerini ortaklaştıracağı, kadınların sosyalist bir anlayışla mücadeleye kazanılmasının olanaklarının artırılacağı uluslararası bir gün belirlenmesi tartışması ilk kez 17 ülkeden 100 delegenin katıldığı, 1910 Kopenhag İkinci Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda yapılmıştı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nden (SPD) Luise Zietz’in verdiği önerge, sosyalist kadın önder Clara Zetkin’in bu önergenin kabul edilmesi için gösterdiği büyük çaba ile kabul edildi. Karar şöyleydi:
“Ülkelerindeki, proletaryanın sınıf bilinçli, siyasal ve sendikal örgütlenmeleriyle fikir birliği içinde, bütün ülkelerin sosyalist kadınları her yıl bir Kadınlar Günü örgütleyecekler. Bugünün en önemli amacı kadınların oy hakkı kazanmasına yardımcı olmaktır. Bu talep, sosyalist anlayış gereğince bir bütün olarak kadın sorunu ile birlikte ele alınmalıdır. Kadınlar Günü uluslararası bir karaktere sahip olmalı ve dikkatli bir şekilde hazırlanmalıdır.”
Avrupa ülkelerindeki komünist partilerin işçi kadın mücadelesinin geliştirilmesini çoktan gündemlerine aldıklarının da bir göstergesi olan bu önerge, esas olarak kapitalist sömürüye karşı emekçi kadın mücadelesinin kendi tarihini oluşturan ve geleceğe yönelik bir ufuk taşıyan bir bakış açısının ürünüydü. Önergeye konu olan ilk uluslararası kutlama 8 Mart’ta değil, 1848 Devrimi’nin anıldığı 19 Mart 1911’de yapıldı. Başlangıçta 8 Mart dışında bir tarihle kutlanmasının nedeni de buydu.
EKMEK VE GÜLLER
1912’de Amerika’da, Lawrence’deki bir tekstil fabrikasında çalışan çoğu göçmen olan kadın işçiler, sonradan, pankartlarına yazdıkları “Bread and Roses” (Ekmek ve Gül) ile anılan bir grev başlattılar. Tekstil işçilerini militan bir şekilde örgütleyen Dünya Sanayi İşçileri (Industrial Workers of the World) adlı sendikanın önderlik ettiği grev, Everett Mill fabrikasındaki kadın işçilerin ücretlerinin kesilmesi üzerine tezgâhlarını kapatıp fabrikayı terk etmeleriyle başladı. Çok geçmeden diğer tekstil atölyelerindeki kadın işçilerin de katılmasıyla grev büyüdü, eyalet milisleriyle çatışmalar yaşandı. Grev uzun sürdü ve Amerikan kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. James Oppenheim “Bread and Roses” (Ekmek ve Güller) başlıklı, grevdeki kadın işçiler üzerine bir şiir yazdı. Kadınların taşıdıkları pankartlar hem yaşanabilir bir ücret hem de saygınlık talep ediyordu. ‘Gül’le kastedilen insanlık onuru talebi toplumsal bir çağrıydı, sadece ‘erkeklere’ yapılan bir ‘bize güzel davranın’ çağrısı değildi. Biz kadınlar sadece ucuz işgücü değiliz, insanız ve onur, saygınlık, hayatın güzelliklerinden yararlanmak bizim de hakkımız diyorlardı: “Yürüyerek, yürüyerek gelirken, sayısız ölmüş kadın / Kadim ekmek taleplerini şarkılarımızda duyup ağlıyorlar. / Ağır ve zahmetli işle yorgun ruhları sanattan, sevgiden ve güzellikten çok az nasibini aldı, / Evet, biz ekmek için savaşıyoruz –ama güller için de!”
1914’te Clara Zetkin’in yönettiği, aylık baskı adedi 124.000 olan Die Gleichheit (Eşitlik) dergisi şu çağrıyı yaptı: “Yoldaşlar! Çalışan Kadınlar ve Kızlar! 19 Mart sizin gününüzdür, sizin hakkınızdır. Taleplerinizin arkasında sosyal demokrasi, örgütlü emek var. Bütün ülkelerin sosyalist kadınları sizinle dayanışma halindedir, 19 Mart sizin şanlı gününüz olmalı!” Bir milyondan fazla kadın, –çoğu SPD ve sendikalarda örgütlenmiş kadınlar– ‘Kadınlara oy hakkı için ileri!’ sloganıyla Almanya’da sokaklara çıkarak sosyal ve politik eşitlik talep ettiler.
1915’te İkinci Enternasyonal içindeki Bolşevikler 1914’te başlayan 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı’na karşı çıkılması ve bir an evvel barışın sağlanması tutumunu savundular. Mart 1915’te Bern’de toplanan Sosyalist Kadınlar Konferansı, Bolşevik delegasyonun karar önergesiyle “İşçi kadın amacını …. ancak devrimci bir kitle hareketi ile ve sosyalist mücadeleyi kuvvetlendirerek kazanabilir” dedi. Rusya’da işçi kadınlar 8 Mart 1917’de savaş karşıtı kitlesel bir gösteri gerçekleştirdiler. Bu gösterilerin ardında sosyalist kadınların bu siyasal tutumu ve örgütlenmesi vardı.
KAPİTALİST SÖMÜRÜYE VE EŞİTSİZLİĞE KARŞI
Clara Zetkin’in desteklediği önergede günün adı ‘Emekçi Kadınlar Günü’ olarak özel olarak vurgulanmıyordu ama 8 Mart, sosyalist teori ve politikalar etrafında örgütlenmiş işçi sınıfı partilerinin, sendikaların farklı ülkelerdeki mücadelelerinin içinden doğmuş bir gündü. 8 Mart en başından beri teorik, politik mücadele ve örgütsel kökleri itibarıyla bir emekçi kadınlar günüydü. Sadece kadınlara oy hakkı için değil, emekçi kadınlar için haklar, anneler ve çocuklar için sosyal destek, bekâr annelere eşit muamele ve yuva sağlanması, ücretsiz yemek dağıtımı, okullarda ücretsiz olanaklar ve uluslararası dayanışma için de talepler yükseltildi. Acil hedefi kadınlara evrensel oy hakkı olsa da hedefi çok daha büyüktü: kapitalizmi alt etmek, sosyalizmin zaferi ile ücretli köleliği, eğitim ve bakımın sosyalizasyonu ile kadınların ev köleliğini ortadan kaldırmak!
Bugün 8 Mart’ın bu tarihini silikleştirmek için uğraşanlar da biliyor aslında… 8 Mart geçmişe ait bir hadise değildir sadece. Bugün dünyanın her yerinde kapitalist sömürüden, eşitsizlikten mustariplerse, sayısız kadın tecavüze maruz kalıyor, öldürülüyorsa, sosyal haklarından mahrum yaşıyorlar ve dünyanın en yoksul kesimini oluşturuyorlarsa, kadın bedeni sınıf savaşımıyla paylaşım savaşlarının coğrafyası olmaya devam ediyorsa buna karşı süren mücadele 8 Martları tarihte değil günümüzde yaşatmaya devam eder. Lyon’da, Meşhed’de New York’ta, Şikago’daki grevlerin ve hatta bunlardan önceki ve sonraki kadın mücadelelerinin hepsinin buluştuğu, kendini bulduğu yerdir 8 Mart…
Kaynaklar:
* Hülya Osmanağaoğlu, Mor-Kızıl, 25 Kasım, 8 Mart vs
* Nuray Sancar, 8 Mart mit mi tarih mi?
* Sevil Kurdoğlu, Kızıl Mı Mor Mu?
İlgili haberler
GÜNÜN VİDEOSU: Krize, eşitsizliğe, şiddete karşı:...
8 Mart tarihini nereden alıyor, hangi taleplerle 8 Mart’a gidiyoruz? Bu 8 Mart videomuzla kısaca anl...
8 Mart 2019| Krize, şiddete eşitsizliğe karşı kadı...
Hakları için, eşitlik için, insanca bir yaşam için mücadele edecek, dayanışmanın ve birlik olmanın g...
Öfke zamanı geldi kadınlar… Bizim zamanımız geldi…
8 Mart’ta eşit ve yaşanılır bir dünya için mücadele veren kadınlar olarak tarihte yerimizi aldığımız...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.