Gönül neden ahtapot olmak istiyor?
‘Ben tanıdım, tanıdıkça güvendim. Birbirimize ihtiyacımız var, kapıdan da kovsanız, bacadan girer yine de anlatırız, dinleriz, yan yana geliriz…’

Doğma büyüme Maltepe Gülensulu, 18 yaşında ilk evliliğini yapmış, 22 yaşında anne olmuş, 2 çocuk annesi bir kadın Gönül Bektaş. “Hayat hikâyemi anlatsam depresyona girersiniz” diyor anlatmaya başlamadan, dinleyenin de benzer hikâyeleri olduğunu bilerek, etrafımızdaki her kadın gibi… En zor dönemi kızı 2 yaşındayken annesine bırakıp çalışmaya başladığı dönemler, kızı 3 yaşındayken annesinin kızını alıp bakmak için köye götürmesi, 1 sene kızından ayrı kalmak zorunda olması… Ücretsiz kreşlerin olmadığı, ücretlerin kıt kanaat geçinmeye bile yetmediği ülke koşullarını özetliyor aslında hayat hikâyesiyle ve bunu bir de kadın olarak yaşamanın zorluklarını anlatıyor bize. “Asla kendinizden ödün vermeyin” diyor sohbetin sonunda kız kardeşlerine. Sonundan başlamak istedik söze çünkü her şeyin başlangıcı verdiğimiz ilk tavizle başlıyor aslında.

Fedakârlık ile ödün vermeyi iç içe geçirip sözde toplum düzenini kadına dayatmaktır bu! Kadın vericidir, kadın susan, alttan alan, başkası için yaşayan, ardı arkası kesilmeyen müdahalelerle bastırılmaya çalışılan… “Zor olsa da ipler sizin elinizde olsun” diyor. “O ipi ne olursa olsun bırakmayın!”

“Normal konuştuğumda sesimi duymuyorlardı. Ben bağırdığımda sesimin duyulduğunu görüyorum” diyor bir başka cümlesinde… İster anne ister öğretmen ister doktor ister esnaf kadın ol sesimizi duvarlara vura vura çıkarmak zorundayız! Duygusal-fiziksel şiddetin moloz yığınında gömülmek istemiyorsak bunu yapmak zorundayız! Bütün zorlukları birlikte aşabilecek dayanışma içinde olan kadınlar var inanın, zaman zaman zor olsa da adım adım güçleneceğimize inanın. Sadece bize doğru yönelen, bizi baskılayan etkiye tepki göstermiş Gönül.

KALDIR BAŞINI!

Maddi ve manevi zorlukların tam da içinden geçmiş, hayatına mal olacak derecede acılarla boğuşmuş bir kadın olarak tüm bunların üstesinden gelmeyi cesaretine ve kız kardeşlerinin dayanışmasına borçlu Gönül. Kendine uzanan el gibi, ses gibi o da başka kadınlara dokunmak istiyor. Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Evi Derneğinin uzattığı eli tutmuş, şimdi o da diğer kadınlara uzatıyor elini… “Korkuyorlar biliyorum ama yalnız değiliz, yan yana o kadar güçlüyüz ki bunu görmelerini daha doğrusu bizimle birlikte yaşamalarını istiyorum” diyor.

“Ekonomik şartların zorluğu yapmayı hayal ettiğimiz şeylere varmamızı yavaşlatıyor evet ama asla durduramıyor” diyerek devam ediyor. “Yeter ki kadınlar istesin, başını dipsiz gibi görünen karanlık dipten kaldırsın yukarı baksın…”

“Keşke ahtapot olsam her kadına uzanabilsem” diyor. Tek başına mümkün olmayan şeyi bir grup kadın olarak dernek çatısı altında onlarcasına ulaşarak, yüzlercesine ulaşmaya çalışarak hep birlikte yapıyor, yapmayı öğreniyor, öğretiyoruz. Kendi dernek sürecini anlatırken “Kapıdan kovdum bacadan girdiler” diyor sohbet sırasında yanımızda olan dernek başkanı Gülten Dokuyan’a gülerek :) “Aynı şeyi yapmalıyız” diyor ve heyecanla bahsediyor dernekteki buluşmalarından, yaptıkları etkinliklerden, dernekte verilen kurslardan… “Ben tanıdım, tanıdıkça güvendim” deyip sesleniyor mahalleli kadınlara; “Birbirimize ihtiyacımız var, kapıdan da kovsanız, bacadan girer yine de anlatırız, dinleriz, yan yana geliriz…” diyor.

Biz de son söz olarak diyoruz ki; gelin tek tek tutunduğumuz hayatlarda hak ettiklerimizi alalım, birlikte başaralım bunu! Sokakta, markette, parkta, işyerinde, trafikte günlük yaşamın her yerinde uzun zamandır susan, maniple edilen, fiziksel ya da duygusal şiddete maruz kalan farkında olan ya da olmayan binlerce kız kardeşim; bildiğimiz ya da bilmediğimiz kim varsa gelin yaralarımızı birlikte iyileştirelim. Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Evi Derneği gibi niceleri olalım, birbirimize iyi gelelim, cesaretle birlikte yürüyelim…

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Nazlı: Göçle değişen yaşam, direnişle güçlenen dir...

Bir taraftan işçi direnişi içinde gelişen bilinci, diğer taraftan hayatın getirdiği çeşitli yükleri...

Hakları için direnen ETF tekstil işçisi Ayşe: Patr...

Ayşe bir işçi disipliniyle gelip gidiyor alana. “Hakkımızı alana kadar bitmeyecek nöbetimiz” sözünü...

Sendikal bürokrasiye çomak sokan Nagihan’ın inadı

Federal Mogul fabrikasında işten çıkarılan, sendika genel kurul delegeliği için seçilen Nagihan şimd...