1949 doğumlu Gönül Şen Menzel çocukluğundan beri resim yapmaya, sanata, renklere tutkundu. Çocukluk ve gençlik yıllarında babasının tayini nedeniyle 28 farklı şehirde yaşamıştı. Türkiye' de resim öğretmenliği okudu ve resim öğretmeni olarak çalıştı. 1981'de Almanya' ya geldi. Köln'de sosyal projelerde de çalıştı. Düsseldorf Sanat Akademisinde öğrenim gören Şen-Menzel Almanya' da ve birkaç ülkede çok sayıda resim sergisi açtı. Resim çalışmalarını sanatın farklı disiplinleriyle, dans ve müzikle birleştiren performans çalışmalarına da imza atan Şen-Menzel, sanatçı dostlarıyla oluşturduğu iletişim, sanat eleştirisi ve dayanışmaya dayanan KölTür ve Bunte Eule sanat grubuyla da çok sayıda ortak projeye katıldı, meslektaşlarıyla karma sergiler düzenledi. Köln'de resim öğretmeni olarak çalıştı ve resim öğretmenliğinden emekli oldu. Edebiyata da tutkuyla bağlı olan Şen-Menzel, öyküler ve çocuk kitapları da yazdı. Anadolu Verlag'da kendisinin resimlediği çok sayıda Türkçe-Almanca iki dilli kitapları yayınlandı. Son yıllarda Paderborn Üniversitesinde doktora çalışmasına başladı. Tez konusu Türkiye'de sanatın gelişimi üzerineydi. Sanatın, yaratıcılığın özgürce gelişebilmesindeki engeller tezinin ana izleğini oluşturuyordu. Paderborn Üniversitesinde de resim dersleri verdi. Çalışmalarını Köln-Chorweiler'de kendisine ait sanat atölyesinde yoğun bir şekilde sürdürdü.
Sanat dünyası 29 Mart 2014' te üretken, yaratıcı ve özgün bir sanatçısını, Gönül Şen-Menzel' i yitirdi. Çok sevdiği, tutkuyla çalıştığı ve tapınağım dediği rengarenk sanat atölyesinde sevenlerine ansızın veda etti Gönül Şen Menzel... Ansızın... Ardında sorular, söylenmemiş sözler, tamamlanmamış resimler bırakarak...
Yapacak bir dolu işi vardı oysa. Ajandası sergilerle, projelerle, programlarla doluydu. Her fırsatta resim yapıyor, sergiler açıyor, resim dersleri veriyor, yeni sanat teknikleri öğreniyor, sürekli kendini yeniliyordu.
Gönül Şen Menzel yıllar içinde kendine ait sanat atölyesine koca bir dünya sığdırmayı başarmış. Farklı tekniklerle yaptığı rengârenk binlerce yapıtında yaşantısından, hayata bakışından izleri görmek mümkün.
Resim yaparken adeta başka bir boyuta geçerdi Şen Menzel. Renklerin büyüsüne kaptırırdı kendini. Yorulmak nedir bilmezdi; yıllardır çektiği kronik ve şiddetli bel ağrılarına hiç aldırış etmezdi. Renk cümbüşü, resimlerine kondurduğu parlak yuvarlak dolunaylar, ay ışıltısı, belli belirsiz, dinamik ve rengârenk insan silüetleri boya kutuları ve tuvaller arasında ve klasik müzik eşliğinde bambaşka bir gezegende hissederdiniz kendinizi Gönül Şen Menzel' in sanat atölyesinde. Dış dünya gerçekliğini yitirir ve her şey sanat olurdu bu mekânda.
Atölyesine gelen sanat dostlarına dünyasını sunarken son derece cömert davranırdı Gönül Şen Menzel. Tükenmeyen enerjisiyle ve performansıyla hem dans edercesine resim yapar hem de resim yapmaya cesareti olmayan ya da yeteneği olmadığını düşünen dostlarını, öğrencilerini yüreklendirirdi... Resim yaparken çocuksu ve muzip olurdu bazen. Sevgi dolu, hayat doluydu. Yaydığı pozitif enerjiyi etrafındakilere de bulaştırırdı... Paylaşımcıydı. Rekabet etmezdi kimseyle. Sanatçı dostlarıyla ortak çalışmalar yapıyor, karma sergiler açıyordu... Tam bir özgür ruhtu. Gerek sanatında gerek özel hayatında bağnazlığa, gericiliğe, baskı ve şiddete yer yoktu. Özellikle de doğup büyüdüğü, gençlik yıllarını geçirdiği Türkiye'de sanatın hak ettiği değeri görmemesi, sanata, sanatçıya duyarsızlığa üzülürdü... Olumsuzluklar karşısında hassas ve kırılgandı. Böyle zamanlarda yine renkli dünyasına, sanatına, edebiyata, müziğe sığınırdı... Sır adışı, özgün bir sanatçıydı. Yeniliklere, farklılıklara, yaratıcılığa, mizaha açıktı. Bunun izlerini resimlerinde, söylemlerinde, kitaplarında ve atölyesindeki her objede görmek mümkün.
Açık kapı günleri yapardı atölyesinde. Sanatseverler ve dostları için kapısı hep açıktı zaten. Kışın atölyesini büyük bir soba ısıtırdı. Misafirlerinin geleceği gün erkenden gidip atölyeyi ısıttığını söylerdi. Sobada misafirlerine ikram etmek için tarhana çorbası yapardı bazen. Bazen de ev ekmeği ya da gözleme. Bir başka gün Fransız, Belçika ya da bir başka ülkenin mutfağıyla da şaşırtabilirdi dostlarını. İsteyen mutfağa gider çayını doldurur, semaverin suyu bittiyse su eklerdi. Klasik müzik, sayısız tablo, renk cümbüşü, mutlu yüzler, sanat sohbetleri ve özgün ikramlarıyla özlediğiniz birçok şeyin toplamıydı Gönül Şen Menzel' in atölyesi. Ruhunuzun dinlendiğini, bedeninizin hafiflediğini hissederdiniz atölyesinden çıkarken. Renkleri hem ruhunuzda hem de bedeninizde götürürdünüz... Sadece sanatçı yönüyle değil mütevazılığıyla ve insancıl yönüyle de farklıydı Gönül Şen Menzel. Onu yeni tanıyan, sanatına ilgi duyan herkesin ruhuna renkli dünyasından görünmez fırça darbeleri atmayı başarırdı her seferinde...
Pırıl pırıl bir ilkbahar gününde renkler, sözler ve müzik eşliğinde sonsuzluğa uğurlandı Gönül Şen Menzel... Ardında hüzün, gökkuşağı, umut ve yaşam karışımı bir duygu bırakarak. Tıpkı çocuklar için yazdığı minik şiirindeki gibi: Güneş bulutların arasından çıktı/Kelebek sandı ki/Bahar geldi/Uçtu, uçtu...
Kaynak: Evrensel Kültür/ Nisan 2014
İlgili haberler
GÜNÜN PORTRELERİ: 50 ünlü ressamın resimlerinden k...
Leonardo Da Vinci’den Pablo Picasso’ya 50’ye yakın ressamın gözünden kadın portreleri 2 dakikalık bi...
GÜNÜN RESSAMI: Yüreğini ayağıyla yansıtan Ayşe Işı...
Elleri yerine ayaklarıyla resim çizen bir ressam Ayşe Işık. Hiçbir şey imkansız olmamış onun için. İ...
Engelsiz Ressam: Meliha Bilgin
Kendisi gibi engelli olanlara sesleniyor Bilgin: “Benim gibi engelli olanlar kendilerini eve kapatıp...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.