Yazın gölgesi: İşsizlik ve kaygı
'Yaz mevsimiyle birlikte işten çıkarmaların haberi birçok kentte olduğu gibi Bursa’daki fabrikalarda da yankı buldu.'

Gıda, metal, tekstil… Yaz mevsimiyle birlikte işten çıkarmaların haberi birçok kentte olduğu gibi Bursa’daki fabrikalarda da yankı buldu. Hele ki işten çıkarmaların yükünü en çok kadınların taşıdığı şu günlerde, endişe ve belirsizlik işçi kadınların gündelik hayatına gölge gibi düşmüş durumda.

Bursa’da çoğunlukla kadınların çalıştığı bir gıda fabrikasında kadınlar neredeyse “sıra bize ne zaman gelir?” diyerek işe gidiyor. Her hafta bir arkadaşlarıyla vedalaşan kadınlar, “Aman molamı uzatmayayım, işten atarlar… Aman daha hızlı çalışayım, göze gireyim…” diyerek adeta nefes almadan çalışıyor. Bu baskı, sadece alın terini değil, dostluğu, dayanışmayı da zedeliyor. “Sürekli bir yarış halindeyiz, çünkü her an biri dışarıda kalabilir” diyorlar.

Metal sektöründe de farklı değil tablo. "Küçülme" adı altında kapı gösterilen işçiler, kalanları da korku sarmalının içine hapsediyor. İşten atılma kaygısı metal işçisi kadınların üzerine bir karabasan gibi çöküyor.

Tekstil fabrikalarında ise sessiz sessiz artıyor sayılar. Eşinin çalıştığı fabrikada bir ayda 15 kişinin çıkarıldığını anlatan bir kadın “Ya o da işten atılırsa?” diye düşünmeden edemiyor. Evde, işte, her yerde belirsizlik…

Kadınlar çalıştıkları fabrikalarda iki kişilik işi tek başına yapıyor, sadece “göze girmek” için… Ama bu çaba, dostlukları da gölgeliyor. “Hiçbirimiz bu korkuyla yaşamak zorunda olmamalıyız” diyorlar açık açık.

Ve yaz geldi. Ama kadınların derdi sadece iş değil. Okullar kapandı, bakım yükü arttı. Kurslar pahalı, yaz okulları erişilmez. “Çocuklar evde bilgisayarın başında… Ne oynuyor, ne düşünüyor bilmiyorum. Sosyalleşemeyen çocuklar oluyor sonra,” diyor bir kadın. Bir diğeri ise içini şöyle döküyor:

“10-12 saat çalışıyorum. Eve gelip yemek yapıyorum, temizlik yapıyorum. Gün bitiyor. Çocuğumun ilgi alanını bile bilmiyorum. Bazen onlarla tanışamadığımı düşünüyorum ve bu beni çok üzüyor.”

Peki yaz tatili? O yalnızca hayallerde… Kadınların çoğu tatili değil, emekliliği düşlüyor. Biraz alayla karışık, “Tatil mi? O da emekli olunca artık” diyorlar gülümseyerek.

Yıllarca yıllık iznini kullanmamış, biriktirmiş kadınlarla konuşuyoruz bir gıda fabrikasında. Nedenini sorunca cevabı çok tanıdık,

“Çocuklarım okuyor, paraya ihtiyacım vardı. Tatil yapsam ne olacak ki?”

Kadınlar üretim bantlarında ter dökerken hem işi hem evi sırtlanıyor. Yılın ortasında tatil hayal, huzur lüks, gelecek ise belirsizlik. Ama bütün bu kaygının, yorgunluğun, umutsuzluğun içinde bile bir söz yankılanıyor dudaklarında:

“Biz bu korkuyla yaşamak zorunda değiliz.”

Görsel: Yapay zeka görsel oluşturma aracı

İlgili haberler
Tatil sezonu değil, kriz sezonu

Her yaz aynı soru dönüyor evlerin içinde: 'Ben işe gideceğim, peki bu çocuk ne olacak?'

Tekstil işçisi anlatıyor: 'Tatil budur!'

Türkiye’de milyonlarca işçi için tatil hâlâ bir hayal. Yıllık izin hakkının kağıt üzerinde olması dü...

Ucuz ve kaliteli tatil yapmak tüm emekçilerin hakk...

‘Özelleştirmeden bahsediliyor, tersine daha da artırılmalı kamp olanakları ve sadece kamu emekçileri...