Avrupa Sayıştayı (ECA) geçtiğimiz ay yayımladığı raporunda, Türkiye’nin kötü insan hakları sicilinin ve ekonomik faktörlerinin Ankara ile yapılan göç anlaşmasının etkinliğini zayıflattığını aktarıyor.
Raporda, 2016 yılında Türkiye’de bulunan dört milyondan fazla mülteci için AB’nin yapacağı yardım karşılığında Geri Kabul Anlaşması imzalandığı ancak bu finansmana rağmen mültecilere yönelik mesleki eğitim sağlanmadığı, çalışma alanları yaratılmadığı, sağlık ve eğitim gibi temel insani haklarla ilgili planlamaların yetersiz kaldığı ifade ediliyor. Raporda mültecilere ilişkin çalışma yürüten sivil kurumlara baskı uygulandığı, bu çalışmaların zorlaştırıldığı vurgulanıyor.
KISKACA ALINMIŞ HAYATLAR
Özellikle 2023 genel seçimlerinden bu yana hükümet ve CHP, İYİP ve Zafer Partisi gibi partilerin mültecilere karşı sürdürdüğü ırkçı söylemler nedeniyle mültecilerin yaşam koşulları kıskaca alındı. Oluşan nefret ikliminden faydalanan iktidar, mültecilere yönelik baskıyı iki yönlü arttırıyor. Birincisi, çalışma yaşamında kayıt dışına itilen göçmenler en ucuza çalışmaya zorlanarak yoksullaştırıyor. İkincisi, mültecilerin yaşam koşullarına itiraz etme hakkı, hakkını savunma refleksi ve yaşadığı ülkenin politikalarına yönelik fikir beyan etmesini engelliyor. Bu süreç özellikle kolluk ve kamu görevlilerinin mültecilere karşı pervasızlaşmasına zemin hazırlıyor. Özellikle sınır kapılarında ve GGM’lerde mülteci ve göçmenlere yönelik işkenceler ve baskılar günden güne artıyor.
Sadece son bir ayda yaşananlar durumun vahametini gösteriyor. Geçtiğimiz ay Ayvacık GGM’de işkence ve tecavüz iddiaları ortaya çıktı. Antalya GGM’de 52 mülteci ‘işkence’ iddiasıyla Adalet Bakanlığına şikayette bulundu, şikayetin ardından GGM’deki baskılar arttı. Emek Partisinin GGM’lerdeki duruma ilişkin hazırladığı raporda da GGM’de kalan kişilerin aktarımlarıyla benzer kötü muamele örnekleri sıralanmıştı.
En temel haklardan yoksun bırakılan mültecilere karşı GGM’ler sopa olarak gösteriliyor. ‘Susmazsan geri gönderirim’ baskısı, yoksulluk, hukuka erişememe bir yandan mültecileri daha fazla şiddete açık hale getirirken bir yandan da intihara sürüklüyor.
UMUDU TÜKENEN İRANLI İNTİHAR ETTİ
Geçtiğimiz haftalarda İran basınına iki mülteci intiharı yansıdı. İlki Antalya’da yaşayan 34 yaşındaki İranlı mülteci kadın Sanaz Jalouei. Jalouei üçüncü bir ülkeye gitmek için 9 yıldır Türkiye’de bekliyordu. Birleşmiş Milletler tarafından onay almasına rağmen Göç İdaresi tarafından dosyası kapatıldı ve sınır dışı edileceği söylendi. Jalouei ardından intihar etti. Jalouei’nin ailesi intihara sürükleyenin Göç İdaresinin kararı olduğunu aktardı. Uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan mülteci hakları savunucularından Farah Mohajer, Jalouei’nin intihar haberinden bir gün sonra Instagram hesabında başka bir genç kadının fotoğrafını paylaşarak şunları yazdı: “Aylin Kermyar, dosyası reddedildikten sonra intihar girişiminde bulundu ancak kurtuldu ve hastanede.”
IRKÇILIĞI BESLEYEN HERKES SORUMLU
Türkiye’deki mültecilerin önemli kısmı yıllardır insan hakları örgütleri ve Birleşmiş Milletler tarafından güvenli bir ülkeye geçme umuduyla Türkiye’de bekliyor.
Uzun yıllar üçüncü ülkeye gitmeyi bekleyenler, süreçte ilerleme kaydedilmeyince tüm tehlike ve risklere rağmen tehlikeli kara veya deniz yolları üzerinden üçüncü ülkeye ulaşmaya çalışıyor. Son yıllarda Akdeniz’e mülteci teknelerinin batması nedeniyle yüzlerce mültecinin öldüğüne şahit olduk.
Öte yandan sınır dışı edilme ve geri gönderme kararlarının sayısı da günden güne artıyor. İnsan hakları savunucuları, sığınmacıların özellikle siyasi mültecilerin, savaştan kaçan mültecilerin karşılaşacakları tehlikeler konusunda uyarılarda bulunmaya devam ediyor. Ancak AB ve Birleşmiş Milletler yaşananlar karşısında sadece rapor yayımlıyor. Mültecilerin çıkmaz sokaklara sürüklenmesinden AKP başta olmak üzere ırkçılığı besleyen herkes sorumlu.
Fotoğraf:Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Göçmen Kadınlar Birliği Başkanı Tutan: 'Taleplerim...
Göçmen Kadınlar Birliği Başkanı Ceyda Tutan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne yönelik sorularımı...
Göçmen kadın olmak: Düşün ki hep ‘diken üstündesin...
Dünyada ve Türkiye’de savaşalar, yoksullaşma ve şiddet sarmalının hedefi haline gelen göçmen kadınla...
Azerbaycanlı kadın, hem komşusunun şiddetine maruz...
6 yıldır İstanbul Kadıköy'de oğluyla yaşayan Sona Y. adlı Azerbaycanlı kadın, ‘Türk erkeğinin gücünü...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.