Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu: ‘Çocukların yemeğinden tasarruf edilmez’
Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu, okullarda çocuklara ücretsiz sıcak okul yemeği verilmesi ve temiz içme suyu sağlanması için mücadeleye çağırıyor.

Okulların kapanmasına sayılı günler kaldı, bir eğitim öğretim yılı daha çocukların beslenme çantası boş, zihinleri açlıktan bulanık geçti. Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu, okullarda çocuklara ücretsiz sıcak okul yemeği verilmesi ve temiz içme suyu sağlanması talebiyle derneklerin, meslek odalarının, sendikaların, kadın örgütlenmelerinin, akademisyen ve gazetecilerin bulunduğu bir platform. Bu koalisyonun bileşenlerinden Veli-Der, Eğitim Sen, SES ve Ekmek ve Gül ile bu taleplerin bugün açısından önemini konuştuk.

‘ÇOCUKLARIN YEMEĞİNDEN TASARRUF EDİLMEZ’
Ömer Yılmaz- Veli-Der: “2014-2015 yılında ücretsiz okul yemeği verilmesi ile ilgili bir talebimiz vardı ama eğitimi gericileştirme hamleleri gündemi daha çok meşgul etti, onunla ilgilendik. Okullarda su sebilleri nispeten veliler tarafından ilkokullarda sınıflara konuluyordu. Pandemiyle bu tamamen kalktı. Ortaokul ve liselerde zaten hiç yoktu. Çocuklar şimdi kantinlerden para karşılığı su alarak içiyor. Dolayısıyla yoksulluğun artmasıyla birlikte çocukların su alma durumu da fiilen ortadan kalktı. Çocuklar yalnızca musluklardaki sudan, okullarda sadece tuvaletlerde var biliyorsunuz. Dolayısıyla tuvalet musluklarından su içiyordu çocuklar ortaokulda ve lisede. Dolayısıyla dedik ki su haktır, yemek de haktır. Buna benzer çalışmaları diğer demokratik kitle örgütleri de yürütüyordu. Parçalı etkinliklerin bir araya gelmesi, daha etkili bir şekilde dile getirilmesi için biz de öğrenci velileri olarak bir koalisyon oluşturalım dedik.
Yemek Koalisyonunun çalışmaları son birkaç ayda ivmelendi. Son bir aydır Meclis ayağıyla talebi gündemleştiriyoruz. Bundan sonraki süreç okul yemeğinin nasıl verileceği üzerine olmalıdır. Ücretsiz okul yemeğini toplum da talep etmiştir. Daha etkili çalışma yapabilmek için şehir koalisyonu da oluşturduk yaklaşık 10-12 şehirde. Önümüzdeki eylül ayında ilk hedefimiz en azından okul öncesindeki yemek programının yeniden başlatılması olacak. Sonrasında da tüm kademelerde tüm çocuklara yemek verilmesi.
Çok zorlu bir süreçten geçiyoruz. Bir yandan ekonomik sorunlar var bir yandan tasarruf tedbirleri var. Tasarruf tedbirlerinde de ilk akla gelenlerden birinin de okul yemeği olacağını düşünüyoruz. ‘Çocukların yemeğinden tasarruf edilmez’ mottosuyla da yola çıktık ama karar alıcıların bu konuya kulak vermeleri gerekiyor. Ücretsiz okul yemeği toplumun tüm kesimlerinin gündeminde kesinlikle olmalı. Hepimizin ortak mücadelesi önemli.”


TARİKATLARA PARA ÇOK, ÇOCUKLARA ‘BÜTÇE YOK’
Evrim Gülez-Eğitim Sen: “Okullarda bir öğün ücretsiz, sıcak yemek ve içilebilir su bir haktır. Çocuklara bunu vermediğinizde çocuklar okuldan ayrılıyor. Çocukların okuldan ayrılması demek çocukların cemaat ve tarikatların kucağına itilmesi, çocuk işçiliğin artması, çocuk yaşta zorla evliliğin önünün açılması anlamına geliyor. Bunların hepsinin önüne geçebilmek için temel olarak çocukların okula aç gitmesinin önüne geçmeliyiz.
Beslenme yetersizliği sorununun çözülmesi, sağlıklı bir nesil yetişmesi, nitelikli eğitim verebilmek için temel bir şey bu. Bakanlık da bir an önce bu ‘Bütçe yok’ açıklamalarını bir kenara bırakmalı. Ülkede yeterince kaynak var, bu kaynakların gerekli yere aktarılmaması sorunu var. Tarikatlara, cemaatlere, şirketlere, affedilen vergilere aktaracaklarına çocuklara bir öğün yemek ve temiz içme suyu verilsin diyoruz.
Hükümetin eline bütçe geldiğinde nereye aktardığının en açık örneği MEB’in Maarif Vakfına bütçe aktarması. Biliyorsunuz tarikat ve cemaatlere ‘STK’ diyor sayın bakan, buralara para aktarmaya gelince uçsuz bucaksız kaynaklara sahip Bakanlığın, iş çalışanlara, çocuklara gelince bütün her şeyi ‘Bütçe yok’ diyerek kısıtlamaya gitmesi kabul edilemez.
Tüm çocukların nitelikli, bilimsel, laik, demokratik, ulaşılabilir, ana dilinde eğitim hakkını savunuyoruz. Bugün müfredata karşı verdiğimiz mücadeleyi okul yemeği mücadelesinden de ayrı görmüyoruz. İnsanlara ‘Bu hakkı talep edin’ demeye çalışıyoruz. Veliler, öğrenciler bu işin içine girdiğinde daha kapsamlı bir muhalefetin işin içine girmesiyle bu hakkın kazanılabileceğine inanıyoruz.
Birçok arkadaşımız öğrencileri su alamadığı için öğrencilerin onlardan para istediğini söylüyor. Çocuk derse giriyor, kafasını kaldıramıyor, derse katılımı düşüyor, arkadaşları içinde mahcup oluyor bu nedenle okuldan ayrılıyor, geriye çekiliyor. Mesela deprem bölgesinde okul koridorlarında lavabolar var, çocuklar oradan su içiyor. Bakın, deprem bölgesinden bahsediyorum, asbestten bahsediyorum. Bir sürü örnek duyuyoruz bu konuda.”


‘YOKSULLUK BİR HALK SAĞLIĞI SORUNU’
Eylem Kaya Sarıoğlu-SES: “Sağlık, sosyal, ekonomik, siyasal koşullardan direkt olarak etkilenen bir kavramdır; bu nedenle tasarruf paketi bizler için sağlığımızı bozan ve en çok da çocuklarımızın geleceğine tehdit oluşturan bir tedbirler paket olacaktır. Dolayısıyla çocuğun üstün yararı ilkesiyle çocuğun korunması konusunda birçok sözleşmeye imza atan bir ülkenin çocuklarını korumaktan vazgeçtiğinin de bir işaretidir. SES olarak Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu içerisinde yer almaktayız çünkü biz sağlık hakkını savunan bir sendikayız.
Okul çağı dönemi, çocuk için oldukça önemlidir. Bu dönem büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu, besin ögesi gereksiniminin yüksek olduğu, duygusal gelişimin, gelişim hızının arttığı, yaşam boyu sürecek davranışların kazanılmaya başladığı bir dönemdir. Bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme ileriki yaşam açısından birçok durumun belirleyicisidir.
Bizlerin vergisi ile bizlerin söz hakkı bile olmadığı bütçelerle bizden aldıklarını sermayedarlara aktaranlar biz emekçilerin çocuklarının sağlıklı bireyler olarak yetişme, büyüme haklarını gasbetmeye, geleceklerini karartmaya çalışıyorlar. Böyle bir zamanda “okullarda 1 öğün ücretsiz sağlıklı yemek” kampanyası ve arkasından Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu çocuklarımız için oldukça önemlidir.
SES olarak koruyucu sağlık hizmetlerinin yok sayıldığı bir sağlık sisteminde yoksulluğun bir halk sağlığı sorunu olduğunu anlatmak ve yoksulluğun engellenmesi için her platformda mücadele etmek için bir çaba içerisindeyiz. Çocuklara bir öğün ücretsiz yemek talebinin güncel önemi, çocuk yoksulluğunun derinleştiği bir dönemde ortaya çıkmış olmasıdır. Bu mücadelenin bütün illerde ve toplumun tüm kesimlerince kabul görmesi, desteklenmesi ve büyütülmesi gerekmektedir.”


‘BU HAKKI ANCAK MÜCADELEYLE KAZANIRIZ’
Elif Turgut-Ekmek ve Gül: “Okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek her çocuğun hakkı” diyerek tüm milletvekillerine, derneklere, kadın örgütlerine, velilere, eğitimcilere, meslek odalarına çağrı yaptığımız bir kampanya başlatmıştık. Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar, Ekmek ve Gül grupları, kadın dernekleri ve şehirlerindeki dernekler ve sendikalarla birlikte çocuklara bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek verilmesi için yüz binlerce imza topladı. Kimi belediyeler talebin sahiplenilmesi karşısında pilot uygulamalarla okullara okul yemeği dağıtmaya başladı. Bütçe görüşmelerinde çocuklara ücretsiz okul yemeği verilmesi için ek bütçe önergeleri AKP’li ve MHP’li komisyon üyelerince reddedildi, komisyon tartışmalarında “Aç çocuk yok” dendi. MEB okul öncesi eğitimde ücretsiz okul yemeği vereceğini açıklamak zorunda kamıştı. Ancak seçimlerin ardından yeni eğitim öğretim döneminde sessiz sedasız geri çekti. Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği ile MEB’e açtığımız davada ancak sebebini öğrenebildik. Zehirlenmeler olduğu, geliri yüksek ailelerin çocuklarının okulda yemesini istemediği savunma sırasında ifade edildi! İdare mahkemesi de “Kaynak yok, takdir bakanlığın” diyerek Milli Eğitim Temel Kanununu hiçe saymış oldu.
Yani mahkemesi, iktidarı, bakanlığı, Meclisi el ele çocukları açlıkla baş başa bırakıyor, sağlıklı nesillerin gelişiminin önünde bir engel olarak duruyorlar. Şimdi de tasarruf belgeleri, OVP ile emekçilerin haklarına daha çok çökeceklerini ilan ediyorlar.
Bu örgütlü tavrın karşısında çocukların eğitim, sağlık, yaşam hakkı açısından önemli bir yerde duran bu hak da ancak her mahallede, okulda, iş yerinde, velilerin, eğitimcilerin, sağlıkçıların, gelecek nesillerin gelişimini dert edinen kadın-erkek herkesin mücadelesiyle kazanılabilir. Bugün bu talep sadece ücretsiz öğün verilmesi talebi değildir, kaynakların halka harcanması, hakların kazanılması, kamusal hizmetlere erişim, çocukların korunması talepleridir. Bu talebin mücadelesini bir yandan da, ücretsiz okul yemeği ve su hakkının çocuklara sağlanması için mücadele eden, ortak mücadele için önemli bir platform olan Türkiye Okul Yemeği Koalisyonunun bir parçası olarak koalisyonda bulunan diğer kurumlarla, akademisyenlerle, gazetecilerle birlikte sürdüreceğiz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Okullarda ücretsiz, sağlıklı beslenme sağlanmadıkç...

Funda Uyar Özpınar anlatıyor: Okullardaki toplu beslenme hizmetleri özelleştikçe denetim azalıyor, k...

UNİCEF: Dünyada her 4 çocuktan biri aç

UNİCEF’in yayımladığı çocuk yoksulluğu raporunda 5 yaşın altındaki 181 milyon çocuğun gıdaya erişeme...

Tasarruf bir öğünden olmamalı

Kamuda tasarrufla birlikte okul kapatmalar, özelleştirmeler, çocukların eğitimine devam edebilmesi i...