TTB Kadın Hekimlik Kolu: Kamuda kürtaj hakkı sağlansın, HPV aşı takvimine alınsın
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik Kolu ile Ankara Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu, 8 Mart’ta sağlıkta 8 talep açıkladı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik Kolu ile Ankara Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu, TTB Genel Merkezi’nde 8 Mart’a ilişkin açıklama yaptılar. 8 Mart’a dair sağlıkta 8 talepleri olduğunu açıklayan kadın hekimler, “Tıp eğitiminde toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı derslerin zorunlu olmasını, cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerinin ücretsiz kolay ulaşılabilir olmasını, kamu hastanelerinde isteğe bağlı tıbbi kürtaj hakkının yeniden tesis edilmesini ve ücretsiz HPV aşısının aşı takvimine girmesini istiyoruz” dediler.

Açıklamayı Dr. Ebru Demirel ile Dr. İlkay Çelik okudu. Açıklamada, “20 yılı aşkın süredir Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birinci basamak özelleştirilmiş, kamu hastaneleri, üniversite hastaneleri borçlandırılarak ödeneksizlik, kısıtlamalar ve birçok imkansızlıklar ile baş başa bırakılmış, birçok temel tedavi uygulamalarının hayata geçirilemediği sağlık alanlarına dönüştürülmüş, sağlık alanı kışkırtılmış talep ile Sağlık Bakanı’nın da bizzat sahibi olduğu özel hastanelere peşkeş çekilmiştir. Sağlığın en temel uygulamalardan itibaren paralı hale geldiği bu sistemde sınıf ayrımı derinleşmiş, kadınlar, özel gereksinimleri ile en fazla zarar gören grup haline gelmiştir” denildi.

“YOKSUL KADINLAR SEÇENEKSİZ BIRAKILMIŞTIR”

“Üreme ve cinsel sağlık hizmetleri birinci basamakta neredeyse durdurulmuştur” denilen açıklamada, “23 yıldır iktidarda olanlar, kadınlara evde oturmayı, kahkaha atmamayı, üç çocuk doğurmayı, kısacası kendi bedenleri ve yaşamları hakkında erkeklerin karar veren olduğu yaklaşımını, her geçen gün daha da gerici, cüretkar şekilde dillendirmiş, örtük ve açık politikalarıyla, kadınlar üzerindeki tahakkümlerini derinleştirmeye çalışmışlardır. İktidarın gerici söylemleri nedeniyle yasal hak olan kürtaj kamu hastanelerinde tıbbi endikasyon dışında yapılmamaya başlanmıştır. Çocuk sahibi olmak istemeyen kadınlara tek adres özel hastaneler gösterilmiş, özellikle yoksul kadınlar seçeneksiz bırakılmıştır” ifadelerine yer verildi.

Bilimsel araştırmalar göstermektedir ki; kadınlar için son yıllarda yaygınlaşmakta olan   rahim ağzı kanseri, HPV aşısı ile önlenebilmekte, mevcut hastalığın ilerlemesi durdurulabilmektedir, denilen açıklamada; “Rahim ağzı kanserini bir anda önlenebilir kanser sınıfına sokan ve tıbben devrim niteliğinde bir buluş olan HPV aşısının ücretsiz, çocuk yaş grubundan itibaren aşı takvimine alınması gerekmektedir. Toplumun sağlığını değil sermayenin sağlığını önceleyen iktidar, birçok koruyucu sağlık hizmetinin verilmemesi gibi bir yıl önce sözünü verdiği HPV aşısı konusunda da herhangi bir adım atmamıştır” denildi.

“KADIN DOSTU ŞEHİRLER İSTİYORUZ”

Depremin üzerinden bir yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen kadınların hala çadır ve  konteynır kentlerde yaşamını sürdürdüğüne dikkat çekilen açıklamada; “ eskisine oranla çok daha zor koşullarda ördükleri gibi, şimdi de bütün bu olanaksızlıklar içinde mücadelelerine devam ediyorlar. Ne genel ne de yerel seçimlerde toplumsal cinsiyet eşitlikçi perspektif olması gereken yeri alabilmiştir. Kadın taleplerine seçim programlarında yeterli önemin verilmediğini görüyoruz. Özellikle şiddetin önlenmesi ve kadın sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesinde birçok uluslararası sözleşmece de yerel yönetimlerin önemi vurgulanmıştır. Haklarımıza, sağlığımıza, yaşamlarımıza ağır tehditlerin olduğu bir dönemde kadınları görmeyenlere oy yok diyoruz! Kadın dostu, eşitlikçi, güvenilir şehirler istiyoruz” denildi.

İstanbul Sözleşmesi’nin feshi, 6284 sayılı kanunun etkin uygulanmaması ve cezasızlık politikası, iktidarın kadın düşmanlığını apaçık ortaya olduğu ifade edilen açıklamada, “Sağlık sistemi içerisinde kadına yönelik şiddete karşı önerilen mekanizmalar uygulanmamakta, şiddetin önlenmesi ve kadının korunmasında en önemli ayaklardan biri olan sağlık kurumlarında bu mekanizmaların hayata geçirilmesine yönelik tek bir adım atılmamaktadır. Daha geçen hafta başında en az yedi kadının eşleri veya partnerleri tarafından öldürüldüğü haberini aldık. Artık erkek şiddeti ile daha fazla eksilmeye tahammülümüz kalmadı! Kadın cinayetleri politiktir! Erkek şiddetinin toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşamın her alanında inşa edilmesiyle biteceğinin farkındalığıyla, mücadelemizi her alanda vermeyi sürdürüyoruz” ifadelerine yer verildi.

Biz, TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu olarak, meslek örgütümüz ile birlikte halkın sağlık hakkının, doğanın, kadınların, yaşamın ve özgürlüğün her daim savunucusu olduk, olmaya da devam edeceğiz.

8 MART'TA 8 TALEP
TTB’nin 8 Mart'a dair sağlıkta 8 talebi şöyle:
-Çalışan kadınlar için kadın dostu güvenli alan, cinsel sağlık ve üreme sağlığı odası, emzirme için uygun alan ve çocuklar için kreş istiyoruz.
-Hem anne hem baba için en az altı ay devredilemez ücretli ebeveynlik izni istiyoruz.
-Tıp eğitiminde toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı derslerin zorunlu olmasını talep ediyoruz.
-Cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerinin ücretsiz kolay ulaşılabilir olmasını, kamu hastanelerinde isteğe bağlı tıbbi kürtaj hakkının yeniden tesis edilmesini istiyoruz.
-Ücretsiz HPV aşısının aşı takvimine girmesini istiyoruz.
-İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali ve 6284 sayılı yasanın etkin uygulanmasını talep ediyoruz.
-Tüm sağlık çalışanlarına kadına yönelik şiddete toplumsal cinsiyete duyarlı yaklaşım ile psikolojik ilk yardım eğitimi kampanyası yapılmasını istiyoruz.
-Her hastanede toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleme birimleri oluşturulmasını istiyoruz.