Transları intihara ne sürüklüyor?
Hande Kader’in yakın arkadaşı trans kadın Didem Akay’ın intiharı sonrası trans bireylerin neden yaşamına son verdiğini Ruh Sağlığı Uzmanı Şahika Yüksel ile konuştuk.

Yakılarak öldürülen Hande Kader’in yakın arkadaşı trans kadın Didem Akay, yaşadığı baskılara dayanamayarak yaşamına son verdi. Peki trans bireyleri intihara sürükleyen ne? Bu intiharların ardında neler var? Trans bireylerde intihar girişim oranlarının yüzde 25-35 arasında olduğunu belirten Ruh sağlığı Uzmanı Şahika Yüksel, bu intiharların azalması içinse sosyal desteğin artırılması gerektiğine dikkat çekiyor.

HANDE’Yİ ÖLDÜRENLER DİDEM’İN İNTİHARINDAN DA SORUMLU
Şahika Yüksel, Didem Akay’ın intiharına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Didem Akay’ın trans kadın olmasının yanı sıra Hande Kader’in yakın arkadaşı olduğu biliniyor. Bir kişinin yakınının, sevdiği birinin ölmesi hele vahşet içeren bir şekilde öldürülmesi hallolması zor travmatik matem sebebidir. Yani Didem Akay’ın intiharında Hande Kader’i öldüren katil/lerin sorumluluğu olduğu kanaatindeyim.”

Ruh Sağlığı Uzmanı Şahika Yüksel

TRANSLARDA İNTİHAR EĞİLİMİ YÜZDE 25-35 ORANINDA!
Çevre baskısı ve şiddetin trans bireyleri intihara sürüklediğini ifade eden Yüksel, “Trans bireylerde intihar eğilimi farklı çalışmalarda yüzde 25-35 oralarında bildiriliyor. Bu oran daha da yüksek olabilir. Zira gerçekleştirilmiş intihar kayıtlarında kişilerin trans olup olmadıkları çoğu kez kaydedilmez. Biz, arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri bölümünde 141 trans bireyle yaptığımız çalışmada intihar girişimi oranlarının yüzde 30 olduğunu gördük. Yüzde 77’si 21 yasından önce intihar girişiminde bulunduğunu bildirdi. Bu yabana atılacak bir bilgi değil. Özellikle ergenlikte trans bireylerin intihar riskinin yüksek olduğunu görüyoruz” diyerek “Buna karşı risk koruyucu önlemler almak şart” çağrısı yaptı.

Örneğin ailevi veya mesleki sorunlar gibi psikososyal zorlukların intihar girişimi üzerine etkileri var.

PSİKOSOSYAL ZORLUKLAR İNTİHARI TETİKLİYOR
Genel olarak intihar nedenlerinin sıklıkla ruhsal hastalıklar olarak bildirildiğini aktaran Yüksel, tek ve asıl sebebin ruhsal hastalık olmadığını şu sözlerle belirtti: “Örneğin ailevi veya mesleki sorunlar gibi psikososyal zorlukların intihar girişimi üzerine etkileri var.”
Transgender/transeksüel olmanın bir ruhsal hastalık olmadığının altını çizen Yüksel sözlerini şöyle sürdürdü: “Cinsiyetler arasında taşınmak çetrefilli ve kişiyi çok yoran bir durumdur. Kişi önce kendisine sonra yakınlarına açılır. Okulda, evde işte her sosyal ortamda kendini tanıtmak gibi bir uğraşı vardır. Her ergen büyürken kendini geliştirmek geleceğine donanımlı olarak hazırlamaya çalışırken çok yorulur. Trans ergen kişi aynı zamanda cinsiyetini dönüştürmek istiyorsa temel uğraş olarak ek, ertelenemez uğraşlar yüklenmiştir. Bu arada onu anlamayan, dışlayan, çevreden gelen uyaranlarla, cinsel kimlikle ilgili kuşku, çatışma ya da uyum sorunları, intihar ya da intihar girişimlerine yatkınlık yaratan faktörler arasındadır.”
“Ayrımcılık ve transfobik davranışlarla karşılaşma ve kendi içselleştirdikleri transfobi, özellikle kendi biyolojik cinsiyetleri ile uyumlu bir şekilde davranmaları beklenen ergenlik öncesi ve ergenlik döneminde belirgin hale gelmektedir” açıklaması yapan Yüksel, “Bu ve benzeri durumlar depresyon, sosyal yalıtma, umutsuzluk ve sonuçta intihar için risk faktörleri olabilir” dedi.

AİLE VE ÇEVRENİN DESTEĞİ ÇOK KIYMETLİ...
Bu intiharların önlenebilir olduğunu belirten Yüksel, çözüm noktalarını ise şöyle sıraladı:

- 28 yıllık deneyimimize dayanarak Türkiye’de trans bireylerle çalışırken onlara verilen veya esirgenen sosyal desteğin çok önemli olduğuna inanıyorum. Öncelikli olarak ailenin bu desteği vermesi çok kıymetli. Zira çoğu kez kendini farklı cinsiyette görmek, hissetmek erken yaşta başlar. Aileler destek verse de vermese de okul, akranlar, iş, toplumda iletişim halinde bulundukları diğer kişilerin tutumu değerlidir.

- Çekirdek veya geniş aileler ve okulda akranlarının, öğretmenlerinin çocuğu “cinsiyetinden beklendiği şekilde davranmadığı” için dışlaması, ayıplaması çocuğu utandırır. Utanan kişi kendini olumsuz değerlendirir ve olumsuz değerlendirildiğini görmek kişiyi depresyona iter. Depresyon da intihar olasılığını arttırır. 

- Özetle çocuğumuzu, öğrencimizi, komşumuzu, iş arkadaşımızı kendi benimsediği kendini ait hissettiği cins kimliğiyle tanıyıp anlayıp kabul edeceğiz. Gerektiğinde onların avukatı olunmalı.

- Sosyal yalıtmayı engellemek için kendine benzerlere tanışmak aynı ortamda olmak destekleyici koruyucu ortam sağlar. Bunun somut örneklerini 30 yıldır yaptığımız trans grup çalışmalarında görüyoruz.

- Bugün LGBTİ+ bireylerin ailelerinin kurduğu LİSTAG aileleri bu tür durumlarla yeni tanışan aileler için değerli; koruyucu, anlamayı kabul ortamı sağlıyor. Bu vesile ile Can Candan’ın yaptığı LİSTAG aileleri ve CETAD’ın katıldığı “Benim Çocuğum” belgeselini herkesin izlemesini öneririm.

İlgili haberler
Kıvılcım Arat anlatıyor: Uluslararası Homofobi ve...

Bugün Uluslararası Homofobi ve Transfobiye Karşı Mücadele Günü... Tüm nefret söylemlerine, şiddete,...

GÜNÜN BELLEĞİ: Tyra Hunter’i transfobi ve ırkçılık...

7 Ağustos 1995 günü Tyra Hunter adlı trans kadın geçirdiği trafik kazası sonrası tedavi edilmedi. Ty...

Hayatına sahip çıkan Agrin hayallerinin peşinden g...

Toplumsal baskılara kadın dayanışmasıyla karşı durmuş bir kadın Agrin. “Bu dayanışma olmasaydı ben b...