İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı Cumhurbaşkanlığı kararıyla bütün itirazlara rağmen ve anayasaya aykırı bir şekilde fesh edilmesine tepkiler dinmiyor. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa karşı etkin mücadelede önemli bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin tek bir kişinin imzasıyla feshedilmesi hukuk devletiyle bağdaşmazken, demokrasi açısından da büyük bir darbe. Kadınlarsa tüm itirazlarına rağmen alınan bu karara öfkeli. Sözleşmenin düzgün uygulanmadığı halinde varlığının bile kendilerine güç verdiğini söyleyen Sincan’da yaşayan kadınlar, “Kazanımlarız, bir kişinin iki dudağı arasında değildir” dedi.

20 Mart gecesi İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını öğrendikten sonra uykusunun kaçtığını belirten Ayten, ev işçisi. İki çocuk annesi olan Ayten düşüncelerini şu sözlerle ifade etti: “Kadına yönelik şiddete karşı bir kalkan olan bu sözleşmeyi kaldırılarak, kadına yönelik her türlü şiddetin önü açıldı. AKP, ilk yıllarında kadınları kullanarak örgütlendi. Kadına sahip çıkıyor diye AKP’ye oy verdim. Son yıllarda artık AKP’yi desteklemiyorum. Çocuklarım işsiz, ekonomik olarak çok zorluk yaşıyoruz. Sözleşmenin iptali, artık tuzu biberi oldu. Her yönden mücadelemize devam edeceğiz.”

‘KADINLARI SOKAĞA ÇIKAMAZ HALE GETİRMEK İSTİYORLAR’

Nermin, üç çocuk annesi. İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesine o da tepkili: “İstanbul Sözleşmesi’nin iptali, kadın katillerini, taciz ve tecavüzcülerini daha da cesaretlendirecek. Bu ülke artık yaşanılamaz hale getirildi. İşsizlik almış başını gidiyor. Eşim çalışıyor, beş kişiye bakıyor. Bu ortamda nasıl çalışılır? Kadınları sokağa çıkamaz hale getirmek istiyorlar. Geçmişte ailecek MHP’ye oy vermiştik. Şimdi kimi destekleyeceğimizi bilemiyoruz.”

‘KADINLAR DAHA ÇOK KENETLENDİRECEK’

İki çocuk annesi, sözleşmeli işçi Eylem ise İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğimizi ilan eden KHK’nın geri çekilene kadar kadınların mücadeleye devam edeceğini vurguladı. Eylem, “Kadınların mücadelesi sonucunda İstanbul Sözleşmesi imzalandı. Biz sözleşme uygulansın diye mücadele ederken, gece yarısı kararı ile sözleşme iptal edildi. Kadın mücadelesinin kazanımları bir kişinin iki dudağı arasında iptal edilemez” diye konuştu.

Eylem, yetkilileri ve demokrasi iddiası olan politikacıları görevlerini yapmaya çağırarak, “Bu durum kadınları daha çok kenetlendirecek ve Sözleşmeyi iptal eden KHK iptal edilene ve Sözleşme uygulanan kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.

GERİ DURMAK YOK!
Eşi metal işçisi olan Satı ise kadınlar adına verilmiş çok yanlış bir karar değerlendirmesi yaptı. Satı, “Zaten toplum yararına olan her şeyi bir gecede kaldırıyorlar. Kimseye sormadan, tek bir adamın istediği oluyor hep. Ama elbet gidecek bunlar. Karşı çıkanları, hapisle gözaltıyla korkutmaya susturmaya çalışıyorlar. Her şey kendi istedikleri gibi olsun istiyorlar ama geri durmak yok” diye konuştu.
Zaman zaman yabancı ülkeye gitmenin akıllarına geldiğini söyleyen Satı, “Burası benim ülkem, ben gitmeyeceğim onlar gidecek” dedi.

‘DEMOKRASİ VE KADIN HAKLARI İSTİYORUZ’

Elif ise “İşçilerin mücadelelerle aldıkları haklar bir bir ellerinden alındı. Son yıllarda kadınların da hakları iktidar tarafından tek tek ortadan kaldırılmaya başladı. En son bir gece yarısı tek kişinin kararı ile İstanbul Sözleşmesi iptal edildi. Tek kişinin kararları ile yönetilen bir ülkede yaşamak istemiyoruz. Demokrasi ve kadın hakları istiyoruz, bunun için mücadele edeceğiz” dedi.

‘KOCAMIN TEHDİTLERİNDEN UZAKLAŞTIRMA KARARIYLA KURTULDUM’
Bir markette çalışan Ayşe ise eşinin uyguladığı şiddet nedeniyle boşandığına dikkat çekerek, ayrılma sürecini anlattı: “Eşim bana ve çocuklara sürekli şiddet uyguluyordu, boşandık. Eski eşim mahkeme sürecinde kapının önüne geliyordu, tehdit ediyordu, uzaklaştırma kararı çıkardım. Önceleri korkuyordum, komşularım, iş arkadaşlarım kadınlar hep yanımda oldu, beni cesaretlendirdi. Kadınlar bir araya gelince yapamayacakları üstesinden gelemeyecekleri yok.”
‘UYGULANMASA BİLE GÜÇ VERİYORDU’
Ayşe, İstanbul Sözleşmesi’nin, kadınları her türlü şiddete karşı koruduğunu vurguladı. Şöyle konuştu: “Tam olarak uygulanmasa bile bize güç veriyordu. Her gün bir kadın cinayeti ile uyanıyoruz. Sözleşmeden çekilerek, katilleri, tacizcileri cesaretlendirdiler. Tek kişinin gece yarısı kararları ile korku içinde yaşamak istemiyoruz. Ben de olmuşum bir erkek. Çalışıp çocuklarıma bakıyorum. Hem işte hem de evde kadın erkekle eşit olmalı. Bunun için mücadeleme devam edeceğim”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül