Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına Derya Yanık'ın getirilmesi kararına ilişkin konuştu. Kadın haklarının toplumların inançlarına göre şekillenebileceğini söyledi.
Yeni Şafak'ın sorularını yanıtlayan Sümeyye Erdoğan Bayraktar "İstanbul Sözleşmesi’nden çekildik. Bu kararı bekliyor muydunuz? Bundan sonra kadın hakları konusunda nasıl bir yol izleyeceksiniz?" sorusuna "Şu noktada çok dikkatli olmamız gerekiyor; İstanbul Sözleşmesi’nin feshini sanki kadına şiddetle mücadeleyi düzenleyen 6284 sayılı Kanun da iptal edilmiş gibi anlayan, böyle düşünmeye yatkın bir kesim var. Özellikle sahada şiddetle mücadelenin uygulayıcılarında böyle bir algının görülmesi çok tehlikeli sonuçlar doğurur. 6284 sayılı Kanun’un uygulamasında hiçbir aksaklık olmaması için kamu görevlileri ve STK’lar özel bir duyarlılık göstermeliler. Kadın haklarının tesisi için İstanbul Sözleşmesi’nden önce de mücadele veriliyordu, sonrasında da belki daha güçlü bir şekilde verilmeye devam edilecek. Bu noktada, kadın hakları tartışmasının sağlıklı bir zemine çekilmesi için çaba göstereceğiz. Ne baskıcı ve kısıtlayıcı önyargıların ne de LGBT lobisinin uluslararası ölçekteki propagandasının, kadın hakları mücadelesine zarar vermesine razı olabiliriz. Kadın hakkı denince bunun sadece Batılı ve seküler bir tanımlaması olmadığını; temelde büyük bir ortak payda olmakla birlikte, her kesimin, her toplumun bu hakları kendi inancı ve toplumsal gerçekliklerine göre tanımladığını göstermek mühim" diye yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP'nin 7. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada "kadınların haklarını korumayı vicdanlarda değil, kağıtlarda arayanlara söyleyeceklerimiz var" diyerek kadınların haklarını tarikatların "vicdanına" bıraktığını ilan etmişti. İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede çekilme kararını ve Erdoğan'ın bu açıklamasını değerlendirdiğimiz yayını izlemek için TIKLAYIN
Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına kendisinin de yönetiminde olduğu KADEM'den Derya Yanık'ın getirilmesine ilişkin "İki dönemdir KADEM’den isimleri görüyoruz Aile Bakanlığı koltuğunda. Bu konuda çeşitli yorumlar da yapılıyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna da şöyle yanıt verdi:
"Son iki dönemin üst üste gelmesi tabii ki bir tevafuktan ibaret. Şunun altını çizmek isterim, her iki bakanımızın da tercih edilme nedeni, onların KADEM’le ilişkileri değil, kişisel yetkinlik ve donanımlarıdır. Zaten yetkinlikleri dolayısıyla KADEM’de bulundular. Bu da KADEM’in potansiyelini ve liyakatini gösteren bir durum. Çok açık konuşacağım, bana sorarsanız, ben KADEM’in hiçbir siyasi tartışma içine girmesini istemem. Ama nihayetinde alanımız kadın hakları, siyasetin bir konusu. Beraber çalıştığımız arkadaşlarımızın pek çoğu da siyaseten duyarlı ve aktif insanlar. Dolayısıyla nasıl ki akademide, özel sektörde, sendikalarda yer edinmiş kişilerin sıklıkla siyasette görev aldığını görüyorsak, sivil toplum kuruluşları ile siyaset arasında da insan kaynağı ve tecrübesi anlamında bir geçişkenlik olması çok doğal."
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 23 Nisan’da bakanlık koltuğunu verdiği çocuğun koruma altında olduğunu ifşa etmişti. Bakana sosyal medyada tepkiler yağmıştı. İlgili habere ulaşmak için TIKLAYIN
Kaynak: Cumhuriyet
Fotoğraf: DHA
İlgili haberler
Devlet korumasındaki çocuğu korumaktan uzak, ‘bebi...
Dönemin ruhuna uygun bir bakan işte Derya Yanık. Atarlı, sağa sola laf atan, üslubu sorunlu, çocukla...
Bakanlığın bölünmesi hükümetin kadın politikaları...
Bakanlığın bölünmesi kararının ne ifade ettiğini Av.Tuba Torun, CHP Milletvekili Gülizar Biçer Karac...
Kendin çal kendin oyna komisyonu
TBMM Kadına Karşı Şiddet Araştırma Komisyonunun ilk toplantısı 3 aylık süreçte nasıl bir işleve sahi...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.