Evet, sonunda uzun zamandır beklediği tatile gidebilmişti. Şimdi denize gidecek ve bol bol yüzecekti. Uzun zaman olmuştu bir deniz kenarında tatil yapmayalı. Oysa yüzmeyi çok severdi. Kumsalda plaj elbisesi ile oturmuş güneşlenirken aklından bunlar geçiyordu. Çocukları ve eşi çoktan denize girmiş oynuyorlardı. Az sonra kendisi de girecek ve bol bol yüzecekti. Çocukları ile denizde oyunlar oynayacaktı. Ama… Ama nasıl? Elbisesini çıkarıp mayoyla kalınca plajdaki herkes ona bakmayacak mıydı? Tüm insanlar kafalarını ona doğru çevirecek ve aynı şeyi düşünecekti: Hımmm şişman bir kadın.
Üstelik bir internet sitesinden deniz kenarında neler yapmalı, nasıl giyinmeli tüyolarını da almıştı: Kilolu kadınlar, yazın plajda bikini veya mayoluysanız geniş kenarlı bir şapka takın” Bu şapkayı takın ki herkes sizin kocaman şapkanıza baksın böylece kilolarınızı (bir müddet de olsa) gözlerden uzak tutarsınız. Büyük büyük takılar, kolyeler takın boynunuza, kolunuza. Böylece insanlar öncelikle sizin devasa takılarınıza dikkat edeceği için sizin kilolarınızı görmeyecekler bile... Zaten bikini giymekten hiç söz etmiyoruz gördüğünüz gibi kilolu bayanlar. Mayonuzun rengi de elbette ki siyah! Bu arada aman belinize bir şeyler bağlamayı da unutmayın...
Sitenin tavsiye listesi böyle uzayıp gidiyordu.

İki çocuk annesiydi. İkinci doğumundan sonra hamileyken aldığı kiloları bir türlü verememişti. Aslında önceleri zayıftı yani. Gerçekten zayıftı. Plajdaki kalabalığa tek tek neden kilolu olduğunu anlatmak istedi bir an. “Aslında ben önceden zayıftım, doğumdan sonra veremedim işte bi türlü”.
“Biraz daha oturayım, insanlar dağılsın ondan sonra denize gireyim. Böylece az kişi görür beni” diye düşünerek elindeki dergiyi karıştırmaya başladı. Ancak eline alıp bir iki sayfası çevirdikten sonra bırakması da bir oldu. Ebru Şallı nasıl çok az kilo alarak hamileliğini yürüttü; aldığı kiloları veren bilmem kim yeniden podyumda; zayıflayan bilmem hangi şarkıcıyı evinde çocuğuyla görüntüledik; eşi doğum yapan ünlü aktör, eşim en kısa sürede aldığı kiloları verecek dedi…
Evet, kilolu olmak yasaktı. Herkes, daha doğrusu tüm kadınlar zayıf olacak, bakımlı ve güzel görüneceklerdi. Böyle olmak zorundaydılar. Başka bir alternatif yoktu çünkü. Birden kendini hani gelecekte geçen ve insanların giderek azaldığı yerlerini robotların aldığı korku filmleri vardır ya onlardan birinde hissetti. Bu sefer, yaşadığı korku filminde tüm kadınlar zayıf olmak mecburiyetindeydi.

Zaten sıcaktı bir de elbisesini çıkarmadan plajda oturunca daha da bunaltıcı geliyordu ona. Korkunun ecele faydası yoktu. Artık denize girmeye karar verdi. Zaten bunun için gelmişlerdi buraya. Ayağa kalktı. Elbisesini çıkardı. Ve başındaki kocaman şapkayı da. Yavaş ve sessiz adımlarla denize doğru ilerlemeye başladı. Herkes onu izliyordu. Uzaktaki yaşlı adam, onun yanında ailesiyle oturan kadın, ilerdeki gençler, tüm plaj ona bakıyordu sanki. Yanından geçtiği zayıf kadın da başını kaldırıp ona bakmayı ihmal etmemişti. Tüm plajın bakışları altında denize ilerledi ve kendini buz gibi sulara bıraktı. Kıyıdan biraz uzaklaşınca denizin içinden kumsaldakilere baktı. Oysa kimsenin ona aldırdığı yoktu. Herkes bir şeylerle meşguldü, ya dergi okuyorlar ya sohbet ediyorlar veya öylece yatıyorlardı. Kimse ona bakmıyordu bile. Hiç bakmamışlardı. Birden kendisini hafiflemiş hissetti. Üzerinde yaratılan baskıyı artık hissetmediği için tüy gibiydi. Denizin tadını çıkardı...