SES: 'Aile Bakanlığı bütçesi toplumsal cinsiyetten uzak'
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesine dair bir rapor hazırladı.

Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası (SES), Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın (ASHB) hazırladığı bütçeye dair bir rapor yayımladı. Raporda kamu teşkilatlarına ayrılan bütçelerin, toplumsal ihtiyaçları karşılamak için hazırlanan programların hayata geçirilmesi için hayati önem taşıdığı belirtilirken, Türkiye'de bütçe oluşturulurken iktidarda bulunan siyasi partilerin kendi siyasi programlarına göre düzenlediği ifade edildi. Kamusal hizmetlere erişimde belirleyici olan bütçenin, toplumun farklı kesimlerinin dahil olacağı bir biçimde belirlenmesi gerektiğini ifade edildi. Ancak ASHB' nin hazırladığı bütçenin görüşme sürecinde halkın özellikle de sosyal hizmetlere erişimi elzem olan kesimlerin dahil edilmemiş olması büyük bir eksiklik ve bu işleyiş anti-demokratik olarak değerlendirildi.

KADIN AİLE İÇİNDE ERİDİ

ASHB bütçesinde yalnızca ailenin içinde tanımlanan kadınları, çocukları, engellileri ve yaşlıların dışarıda bırakıldığı ve halkın bütçeden pay alamadığı ifade edildi. Kadınlara yönelik bütçenin geçtiğimiz seneye göre daha da azaltıldığı ifade edilerek, "İktidar tarafından farklı toplumsal kesimlerin seslerini duymaktan, katılımcılıktan, şeffaflıktan, hesap verilebilirlikten uzak biçimde hazırlanan daha önceki bütçe tekliflerinde olduğu gibi 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ nde de asıl öncelik kadınların güçlendirilmesine değil ailenin güçlendirilmesine verilmiştir." dendi.

2024 bütçe teklifinde, ailenin güçlendirilmesi için 11.904.928.00 TL ancak kadınlar için sadece 3.817.148.00 TL ayrıldığını belirten raporda, ev kadınlarına prim ödeme üzerinden emeklilik sistemi de iş ve toplumsal yaşama katılmayı engelleyecek, kadının ev hapsini ebedileştirecek bir uygulama olarak değerlendirildi.

KADIN DÜŞMANI YAKLAŞIM BÜTÇEYİ ETKİLEDİ

Raporda, Türkiye'de kadına yönelik şiddete dair çeşitli veriler paylaşıldı. Türkiye, Dünya Ekonomi Forumu (WEF) tarafından hazırlanan "Küresel Toplumsal Cinsiyet Raporu'na" göre 146 ülkenin içinde 129. sırada yer alıyor. 2019 OECD verilerine göre Türkiye %38 oranla kadına yönelik şiddetin en yüksek olduğu ülke olarak belirtiliyor. Türkiye'de gerçekleşen her 10 şiddet vakasından 8'inin kadına yönelik şiddet olduğunu belirtilen raporda, bu kadınların %63'ünün eşinden şiddet gördüğü de yer aldı. 

İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma tartışmalarının başlamasıyla kadına yönelik şiddet ve şüpheli kadın ölümlerinde artış olduğuna ve LGBTİ'lerin kriminalize edildiğine dikkat çeken raporda, 6284 sayılı Kanun'un da iktidar tarafından hedef gösterildiği vurgulandı. AKP'nin kadınları yok sayan politikalarının ve "erkeğe bağımlı yaşamı destekleyen AKP zihniyeti önümüzdeki bütçe sürecinde de bu tavrında ısrarcı olmuştur." dendi. 

ÇOCUKLARA BÜTÇE YOK DENECEK KADAR AZ

ASHB'nin hazırladığı tasarıda çocuklar için toplam bütçenin yalnızca %8'i kadar bütçe ayrıldığı ifade edildi. Bakanlığa bağlı, çocuklara hizmet sunan kurum ve kuruluşlarda da bir artış olmadığı söylenen raporda, artan ekonomik yoksullukla birlikte korunmaya muhtaç çocuk sayısının artacağı ön görülürken Bakanlığın bu konuda adım atmadığı ifade edildi. Koruyucu sosyal hizmet modelleri uygulanmaktan ziyade bu ihtiyacın dini dernekler ve özel sektörle çözülmeye çalışıldığı ifade edilirken, bir çok vakıfta çocuklara yönelik istismarın arttığı ve intihar vakalarının yaygınlaştığının altı çizildi.

BÜTÇE HALKIN KATILIMIYLA BELİRLENMELİ

Engelli ve yaşlı hizmetleri, sosyal yardım politikalarına dair de veriler sunan ve tartışma yürüten raporun sonunda iş kolu emekçileri için ve genel anlamda talepler sıralandı.

GENEL TALEPLER
1- Bütçe, sivil toplum ve emek örgütlerinin de katılımı ile yapılmalıdır.
2- Sosyal hizmetler hak temelli sunulmalı ve iktidar ile sosyal hizmetler arasında ki tahakküm ilişkisi veya yeniden üretici bir ilişki kurulmaması sağlanmalıdır.
3- Ülkemizin de tarafı olduğu Avrupa Sosyal Şartı ile tanımlanan ve güvence altına alınan temel haklar (Barınma, sağlık, eğitim hakkı, İşçi hakları, tam istihdam, eşit işe eşit ücret, doğum izni, sosyal güvenlik, yoksulluk, sosyal dışlanmaya karşı koruma seyahat ve herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulmama) kesintisiz bir şekilde kullanıma açılmalıdır.
4- Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi temel alınarak iç mevzuatın ve uygulamaların düzenlenmesi, bazı maddelerdeki çekincelerin derhal kaldırılması sağlanmalıdır.
5-Sosyal Hizmet alanlarındaki politikalar, sorunları çözmeye odaklı, iktidarın siyasi çıkarlarından arındırılmış ve kapsamlı olmalıdır. Bu alanda yapılacak planlamalarda ekonomik tasarruf ya da kesinti düşünülmemeli, ihtiyaca göre bütçe ayrılmalıdır.
6- Sosyal yardımlarda bir bağımlılık ilişkisi yaratma, rant ve siyasi çıkar hedefi kaldırılmalıdır. Yardım alan vatandaşlara şantaj tehdit gibi söylem ve uygulamalardan vazgeçilmelidir.
7- Bütçe; salgın, deprem, sel gibi olağanüstü dönemler göz önünden alınarak hesaplanmalı, ekonomik krizleri, yoksulluğu önleyici tedbirler alınmalıdır.
8- Ülkemizde bulunan göçmen, mülteci ve sığınmacılara yönelik ayrıca sosyal politikalar geliştirilmeli ve daha insani yaşam koşullarını sağlayacak şekilde yeterli bütçe ayrılmalıdır.
9- Ülkemizde büyük bir sorun haline gelen uyuşturucu vb. madde kullanımının artması özellikle bunların küçük yaştaki çocuklara kadar inmiş olmasına yönelik gerekli tüm tedbirler alınmalı ve buna dair önleyici politikalar geliştirilmelidir.
10- Kadına ve çocuğa yönelik şiddete ilişkin önlemlerin alınması için yeterli bütçe ayrılmalıdır.
11- Toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bütçe görüşmelerinde sivil toplum örgütlerine, işkolunda örgütlü ve söz konusu alanda çalışan emekçilerin iradi temsilcisi olan sendikalara yer verilmelidir.


İŞKOLU EMEKÇİLERİ İÇİN TALEPLER
1- İşkolundaki tüm emekçiler için emekliliğe yansıyan yoksulluk sınırı üzerinde temel ücret olmalı, eğitim durumu, hizmet yılı, yapılan işin niteliği, riski, sosyal hizmet tazminatı vb. kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlenmelidir.
2- Bütçede personel ödemelerinde personel açığı düşünülerek, kadrolu ve güvenceli istihdamla personel açığının hızlı bir şekilde giderilmesi için ödenek artırılmalıdır. ASDEP, ek ders, sözleşmeli vb. adlar altında çalışma biçimleri kaldırılarak işkolu emekçilerinin güvenceli, kadrolu çalışması sağlanmalıdır.
3- Ağır engelli, çocuk ve yaşlılara hizmet veren yatılı kurumlarda çalışanların ek ödeme oranlarına ilave puan artışı yapılmalı. Benzer koşullarda ve risk altında kadınlara hizmet veren yatılı kurumlarında aynı oranda puan artışından yararlanmaları sağlanmalıdır.
4- Meslek farklılıklarını ve meslek sorumluluk sınırlarını ortadan kaldıran, kişilere görevi ve yetkisi olmayan işlerin yaptırılmasına zemin hazırlayan “sosyal çalışma görevlisi” tanımı ortadan kaldırılmalıdır.
5- Meslek çalışanları mesleklerin sorumluluk alanları ve sınırları çerçevesinde tanımlanmalı, çalışanlara keyfi ve görevleri dışında işlerin yaptırılması engellenmelidir.
6- Yatılı kurumlarda çalışan personelin nöbet ücretleri artırılmalı, yatılı olmayan kurumlarda gerçekleştirilen fazla çalışma ücretlendirilmelidir.
7- İcap nöbetleri ve danışmanlık tedbirleri için ödenen ücretler yapılan işin ve çalışanların emeğini karşılayacak şekilde artırılmalıdır.
8- Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında mülakat kaldırılmalıdır.
9- Fiilen Genel İdari Hizmetleri sınıfı işlerini yapan yardımcı hizmetler personelinin sınavsız GİHS kadrosuna geçişleri sağlanmalıdır.
10-Çocuk eğiticilerinin kadrosu GİHS’ ten çıkarılarak SHS’ na alınmalıdır.
11- İdarecilik kadrolarına liyakat ve seçim yöntemi ile atama yapılmalı, atama ve yer değiştirme yönetmeliği değiştirilmelidir. Atama ve yer değiştirmelerde hiçbir kurumda olmayan koşul ve kriterler ortadan kaldırılmalıdır.
12- Sosyal Hizmetler risk ve tehdidin yüksek olduğu çalışma alanları olduğundan, sosyal incelemeler, evde hizmet verilmesi gereken durumlar, güvenlik riski olanlara yönelik kurumlarda yapılan çalışmalar sırasında çalışanlara yönelik tehlike ve risklere karşı iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri alınmalıdır
13- Sosyal hizmetler işkolunda çalışan emekçilerin ikincil travmaya maruz kalma riski oldukça yüksektir. Araştırmalarla ortaya konulan bu bilgi ışığında alanda çalışan emekçilerin çalışma koşulları ve emeklerinin ücretlendirilmesi açısından sübvansiyonel düzenlemelerin derhal hayata geçirilmesini talep ediyoruz.


Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Aile Bakanlığı bütçesinde kadının adı yok

AKP, kadınların aileden bağımsız varlığını, eşit ve sömürüsüz bir dünya talebini kabul etmiyor. Aile...

Aile Bakanlığı bütçesinde kadına ayrılan pay binde...

Meclis'te Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı bütçesinde kadının gü...

Orta Vadeli Programın esnek çalışma gerçeği: ‘Bu b...

Orta Vdeli Programda da Aile Şurasında da kadınlara 'iş ve aile yaşamının uyumu' denerek dayatılması...