31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen ancak mazbatası uydurma gerekçelerle elinden alınan Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran’da yenilenen İstanbul seçiminde ve bu kez açık ara farkla yeniden seçildi. 27 Haziran’da mazbatasını geri alarak belediye başkanlığı koltuğuna oturan İmamoğlu, “İstanbul’un nimetlerini eşit bir şeklide paylaştıracağım, israf bitecek, gelir adaleti başlayacak...” şeklindeki vaatlerini yineledi.

Seçim çalışmaları esnasında “Seçilirsem kadınlar 8 Mart’ta çalışmayacak” diyen, İstanbul’un çeşitli yerlerinde ilk etapta 150 kreş açılacağını söyleyen İmamoğlu’nun vaatleri kadınlar arasında da yankı buldu.

Çocuk bakımı nedeniyle işini bırakmak zorunda kalan, komşuya çaya gitmekten, parkta çocuk gezdirmekten başka “sosyal hayat”ı olamayan, yoksullukla boğuşan kadınlar, kendilerine kapalı tüm kapıların açılmasını istiyor. İstanbul’un çeşitli ilçelerinde yaşayan kadınlar, en acil taleplerini Ekmek ve Gül’e anlatırken, İmamoğlu’nun vaatlerinin takipçisi olacaklarını dile getirdi…

ÖNCELİKLE KREŞ SORUNU ÇÖZÜLMELİ
Elif Ekin SALTIK
Gaziosmanpaşa’da engelli çocuklara rehabilitasyon hizmeti veren bir özel eğitim kurumunda eğitimci olarak çalışan bir kadın, öncelikle hem eğitim hem sağlık alanında kapsamlı değişiklikler yapılması gerektiğini söylüyor. “Bu alanlarda ileriye gitmemiz gerekiyor, geriye değil. Daha neler yapabiliriz, bunlara kafa yormaları gerekiyor. Bilimsel alanda olsun, eğitim alanında olsun ne kadar ilerleyebiliyorsak ilerleyelim. Tabii bize de düşen görevler de olacak” diyen eğitimci, çalışan bir kadın olarak öncelikli talebinin ise kreş olduğunu vurguluyor: “Kadınlar çocukları olduktan sonra çalışamıyor. Çocuk büyüyüp belli bir yaşa gelene kadar kadın işten uzaklaşıyor, çalışmak istediğinde de bütün kapılar yüzlerine kapanıyor. Bütün kurumsal yerlerde kreş olması gerekiyor ya da o kurumların bir kreşle anlaşması gerekiyor. Ebeveynler adına benim İmamoğlu’ndan beklentim öncelikle kreş sorununu çözmesi.”

‘FAKİR FUKARAYI GÖRSÜN’
Aynı eğitim kurumunda çalışan başka bir kadın da yıllardır AKP’ye oy verdiğini belirterek, “Ak Parti kendisinden ödün verdi, çizgisini değiştirdi ve insanlar haklı olarak oy vermedi. Çoğunluğun verdiği kişi kazandı. Vaatlerini gerçekleştirsin, söylemlerini yapsın. Ama benim hiçbirine karşı umudum yok; ne Ak Parti’ye güveniyorum ne de CHP’ye...” diyor.
Aynı yerde temizlik işçisi olan bir kadın ise “Sıkıntıda kalan ailelere el uzatılmadı, eli kolu bilezik dolu insanlar yardım alırken gerçekten fakir olanlar kapılardan geri döndü. İmamoğlu fakiri fukarayı görecek, inşallah daha güzel yapacak” diyerek ifade ediyor beklentisini. Geçim derdinin aileleri boşanma noktasına getirdiğini, kadınların öldürüldüğünü belirten temizlik işçisi, “Kadınlar ölmesin artık, çocuklara tecavüz edilmesin. Kreş istiyoruz” derken, bu konuda İmamoğlu’na güvenini “Kreş açarım dediyse, açar” sözleriyle ifade ediyor.
Yine eğitimci başka bir kadın da “Değişiklik, hangi parti gelirse gelsin iyidir. İmamoğlu’nun yeni bir ses, yeni bir soluk olacağına inanıyorum” diyor. Onun da ilk talebi kreş: “Özellikle çalışan kadınlar için gerekli bir şey. Yine başka bir talebim herkesin varlığına, görüşüne, düşüncesine, inancına saygı duyulması, olduğu gibi kabul edilmesi. Kadına yönelik taciz ve tecavüz olaylarında, çocuk istismarında cezanın daha ağır olması. Ayrıca İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu da okuyan, sosyal sorumluluk projelerinde yer alan bir insan. Kadınlarla ilgili sorunlarda onun da etkili olacağını düşünüyorum, bunu bekliyorum.”

HAK TALEBİNİN YOLU AÇILDI BİRAZ
Eyüp Devlet Hastanesinde kadrolu olarak çalışan genç bir kadın işçi, “Ne İmamoğlu ne de Binali Yıldırım işçi kadınlar lehine değişiklikte bulunmaz” diyerek fazla bir beklentisi olmadığını ifade ediyor. Hemşirelerden biri ise onun aksine “Değişime giden yolun İmamoğlu ile başladığını” düşündüğünü söyleyerek, onu cumhurbaşkanı olarak görmek istediğini belirtiyor. Başka bir hemşire ise beklentiler konusunda daha temkinli: “Korku havası dağıldı, insanlar rahatladı, hak talep etmenin yolu açıldı biraz.”

‘DEĞİŞEBİLECEĞİNE İNANCIM ARTTI’

Çiğdem GÜVEN SARIOĞLU
Ekrem İmamoğlu, seçmen sayısının 556 bin 619 olduğu Esenyutt’ta 250 bin 738 seçmenin oyunu aldı. Esenyurt’ta yaşayan Derya Şengül, “Özellikle her kesimden insanların bir bütün olarak el ele verdiğini görmek çok güzel. Bir şeylerin değişebileceğine inancım arttı” diye ifade ediyor seçim sonuçlarıyla ilgili düşüncelerini. Muhasebeci olan Derya Şengül’ün talebi, “Her şey ucuzlasın, geçim kolaylaşsın” oluyor.

Tekstil İşçisi Seher de umutlu. Seçim sonuçlarının estirdiği olumlu havanın kendisine güç verdiğini söylüyor ve ekliyor: “Kadınların önceliği kreş. Eğitimin de iyi yönde gelişeceğine dair umutluyum.”

Eğitim Emekçisi Ayten yanıt verirken, seçim sürecinde verilen vaatlerin gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceğini de sorguluyor: “Verilen vaatlerin yerine getirilmesi bütün beklentilerimi yeterince karşılar” diyor.

ESENYALI’DA YAŞAYAN KADINLAR: GEÇİNEMİYORUZ, İŞ VE KREŞ İSTİYORUZ
Yasemin AKPINAR
Seçim süresince verilen kreş, öğrencilere burs ve yurtlar, kent gıda konseyi, ulaşımda indirimler ve ücretsiz uygulamalar, bağımlılıkla mücadele merkezleri, bölgesel istihdam ofisleri gibi vaatlerin Esenyalı’da yaşayan kadınların hayatında önemli bir karşılığı var. 23 Haziran’da Ekrem İmamoğlu’nun yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinin ardından Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde bir araya geldiğimiz kadın arkadaşlarımızla verilen tüm bu vaatler ve taleplerimiz üzerine sohbet ettik.
Önceki seçimlerde hep AKP’ye oy veren bir kadın, 23 Haziran’da eşi ile birlikte Ekrem İmamoğlu’na oy verdiklerini, ama çevre baskısından korktukları için bunu gizlediklerini belirtiyor. 31 Mart seçimleri sonrasında belediyeden aldığı yardımlar kesilmiş. Öncelikle kesilen bu yardımın tekrar bağlanmasını istiyor. “Yoksuluz. Eşim tersanede çalışıyor. Üç çocuğum var, ikisi okula gidiyor. Servis parası ödemek zorundayım. Asgari ücret yetmediği için yardıma muhtaç haldeyim. Yardımların kesilmemesi tek talebim. Eğer kadınlar için iş olanakları olursa ben de çalışırım” diyor.
Derneğe yardım talebiyle geldiğinde tanıştığımız ve yine yıllardır AKP’ye oy veren başka bir kadın da bu seçimde İmamoğlu’na oy vermiş. Yaşadığı mağduriyetleri ve taleplerini şöyle sıralıyor: “Kentsel dönüşüm ile birlikte evimizi müteahhide verdik fakat yıllar geçmesine rağmen bitmedi. Büyükşehirin kentsel dönüşüm ile ilgili müteahhitlere müdahale etmesini istiyorum. Bir an önce evlerimizin yapılmasını, mağduriyetimizin sona ermesini istiyoruz. 150 tane kreş açılacağını söylüyorlar. İnşallah yaparlar. İki çocuğum var, geçinemiyoruz, kreş açılırsa ben de çalışırım. Oturduğum mahallede çocukların oynayacağı doğru düzgün bir park yok, park yapılmasını istiyorum.”

‘VERGİLERİMİZİ HALK İÇİN KULLANSINLAR’

Şirin GÜNGÖR
Güzeltepe’deyiz. Hava çok sıcak. Evlerde nefes alamayan kadınlar, parklarda, sokak aralarında gölgelik alanlara atmış kendini. Ekrem İmamoğlu ikinci kez seçildikten sonra yapılan kutlamalara en çok kadınların katıldığı Güzeltepe’de, umutlu bir hava hakim.

Yanına yaklaştığımız yaşlı bir kadın, İmamoğlu’ndan beklentisini, “İşsizlere iş bulurum dedi, yoksullara yardım ederim dedi. Gençlerimiz işsiz. Kirada olanlar var, çoluğu çocuğu olanlar... Kimse işsiz kalmasın, zahmet çekmesin” sözleriyle ifade ediyor.

Başka bir kadın “Kadınlara kahveler olsun, tıkılıp kalmayalım evlere, rahat rahat gezeceğimiz alanlar olsun” derken, bir başkası ev sahibi olmak istediğini söylüyor: “Biz kiracıyız, sağlıklı, huzurlu, mutlu yaşayabileceğimiz bütçemize uygun evlerin olmasını isterim. Rahat bir ülke istiyoruz artık; kavgasız, gürültüsüz, çalma çırpma olmadan... Faturalarımızın ödeyebileceğimiz düzeyde olmasını istiyoruz. Yazın 50-100 lira ödüyorsak kışın 300 lira oluyor. Yoksul insanlarız biz, bize daha çok imkan tanınsın!”

‘YOKSULLAR İÇİN ADALET’

Mahallenin ve aslında İstanbul’un en önemli sorunların biri olan imar meselesine dikkat çeken bir başkası, “Ekrem İmamoğlu öncelikle imar sorununu çözsün. Tapularımızı versin. 40 senedir burada oturuyoruz, bütün yeşil alanlar bina oldu, bizim tapumuzu 40 senedir vermediler” diyor. Onun da diğer mahalleli kadınlar gibi dilinden düşürmediği talep; yoksullar için adalet. “Zengin daha çok zengin yoksul daha çok yoksul oldu, İmamoğlu önce yoksulları düşünsün. Milletin vergileriyle saraylarda yaşıyorlar, biz sürünüyoruz. Bizim vergilerimizi biraz da halk için kullansınlar. Biz eşitlik istiyoruz, adalet istiyoruz."

‘PARA ODAKLI DEĞİL HİZMET ODAKLI ÇALIŞSIN’

Mazlum, yoksul, yetim insanların hakkının yenildiğini düşünen genç bir kadın, öncelikle buna karşı önlem alınması gerektiğini düşünüyor. Kadınların sosyal yaşantısı olmamasından şikayetçi bir de. “Ev işi, çocuk bakımı ile uğraşıyoruz sürekli. Kadınların sosyallaşebileceği, kadınlara özel yerler yapabilir; bir kadın kahvesi olabilir mesela. Küçük çocuklar için kreşler...” diyerek aklına gelenleri söylüyor.

Yoksulluğu da, krizi de, evin, çocuğun derdini de, işsizliği de en çok kadınların yaşadığını söyleyen başka bir kadın, taleplerini şöyle sıralıyor: “Kadınlar için halkevleri kursunlar. En başta okuma yazma bilmeyen kadınlara okuma yazma kursu açılsın. Spor kompleksleri, havuzlar sembolik ücretlerde olsun, tüm kadınlar yararlanabilsin. Yeşil alanlar olsun, kadınların sosyalleşebileceği, öğrenebileceği kurslar olsun. Belediye para odaklı değil hizmet odaklı çalışsın. Ulaşım ucuz olsun. Ulaşım araçları geç saatlere kadar çalışsın ve daha sık olsun. Belediye tiyatroları kapılarını kadınlara ücretsiz açsın. Yaşamı boyunca bir kere tiyatroya, sinemaya gitmemiş kadınlar var. Kadınlar belediyenin kültür sanat etkinliklerinden, tiyatrodan, sinemadan, konserden ücretsiz yararlansın. Küçük çocukları olan kadınların, engellilerin rahat yürüyüceği yollar, onlara uygun alanlar, onlara uygun bir hizmet olsun...”