
İzmir Dikili’de faaliyet gösteren DİSK’e bağlı Birleşik Tarım ve Orman İşçileri Sendikası’nın (BTO-Sen) örgütlü olduğu Queen Tarım firmasındaki iki kadın işçi, sendikalarına yönelik saldırıları ve kadın işçilerin yaşadığı tehdit ve şiddet sürecini anlattı.
Queen Tarım’da 250 civarında kadın işçi çalışıyor. Kadınların büyük çoğunluğu seranın da içinde bulunduğu bir köyden çalışmaya geliyor. Konuştuğumuz kadın işçiler, geçmişte orta yaşlı kadınların daha yoğunluklu çalıştığını ancak şimdi işçilerin de gençleşmeye başladığını belirtiyor. Çalışan kadın işçilerin çoğu evli ve çocukları var. İşçilerin söylediklerine göre kadınlar hem çocuklarının eğitimlerini sağlamak, ev geçindirmek hem de ev içinde yaşadıkları sorunlardan kaçmak için de çalışmayı tercih ediyor.
‘MESAİNİN MESAİSİNİ YAPTIĞIMIZ OLUYOR'
Kadın işçiler gün içinde 8 saat çalışmanın üzerine bir de yoğun mesailere kaldıklarını anlatıyorlar. Bu mesailer zorunlu ve işçiler mesaiye kalmadıklarında haklarında tutanak tutularak işten atılmakla tehdit ediliyor. Bunun yanı sıra resmi tatillerde ve bayramlarda da zorunlu mesai uygulaması gerçekleştiriliyor. Kadın işçilerden biri işin gidişatına göre mesai sürelerinin uzadığını da belirterek, “Bazı zamanlar mesainin mesaisini yaptığımız bile olabiliyor” diyor.
Bir diğer kadın işçi ise işlerinin ağır olduğunu ifade ediyor. Uzun süredir Queen Tarım’da çalıştığını ifade eden kadın işçi makinelerle çalışılan bölümler olsa da işin büyük çoğunlukla beden gücüne dayandığını ifade ediyor. Bu işlerin kadınları fiziksel olarak zorladığını belirten işçi, “Ağır işleri kadınlar yapıyor. Taşıma ağır bir iş bunu kadınlar yapıyor. Bu yüzden çeşitli sağlık sorunları yaşıyoruz” diyor.
MOLALAR YETERLİ DEĞİL
Kadınlar yapılan ağır işe rağmen yeterli dinlenme sürelerinin kendilerine tanınmadığını ifade ediyorlar. Sabahları yarım saat kahvaltı molası, öğle vakti de 45 dakika yemek molasının olduğunu söylüyorlar. Kadın işçilerden biri, bu sürelerin yetmediğini şu sözlerle anlatıyor: “Arazi bin dönüm üzerine kurulu, yemekhane arazinin ortasında bulunuyor. En uçtaki arkadaşımızın yemekhaneye gelmesi 10 dakika sürüyor, 10 dakikada sıra bekliyor. 15 dakikada yemeğini yiyip yemekhaneden çıkması gerekiyor.”
‘BİZE SAYGI DUYULMUYOR'
Kadın işçiler BTO-Sen’de sendikalaşmalarının en temel nedeninin düşük ücretler olduğunu söylüyorlar. Yaptıkları işin karşılığının bu ücret olmadığını biliyorlar. Şu anda asgari ücretin biraz üstünde ücret aldıklarını belirten kadınlar bununla geçinmenin oldukça zor olduğunu anlatıyorlar. Kadın işçilerden biri boşanmış ve çocuk okutan arkadaşlarının, özellikle de kiralık bir evde yaşıyorsa, geçinmekte oldukça zorlandığını ifade ediyor. Seranın kurulu olduğu Dikili, Çandarlı’da kira fiyatlarının asgari ücreti aştığını söylüyor. Kadın işçi kendisinin geçinebildiğini ancak herhangi bir sosyal hayatı olmadığını, sadece evi döndürebildiğini söylüyor. Diğer kadın işçi ise, “Eğitim, kira, elektrik, şunlar bunlar hepsi yüklenince borçla yürüyorsun artık” ifadelerini kullanıyor.
Kadın işçilerden biri sendikalaşma süreçlerinde etkili olan bir olaydan bahsediyor. Geçmişte şirketin, mühendislere ve büro çalışanlarına bir yılbaşı eğlencesi düzenlediğini söyleyen işçi, o sırada mesaide olan işçi arkadaşları olduğunu ifade ederek, “Arkadaşlarımız yemek molasına geldiklerinde onların tepelerine binmişler, ‘Çabuk yiyin biz hazırlık yapacağız, eğlencemiz var’ diye. Bunun akabinde aramızda konuşmaya başladık çünkü bize saygı duyulmuyor. Sendikalaşmamızın diğer bir sebebi de sosyal haklarımızın olmamasıydı” diyor.
Sendikalaşma sürecinin ilk başlarda biraz sıkıntılı geçtiğini söyleyen kadın işçi, daha sonra işverenin işçilerin yeterli üye sayısına ulaşamayacağını ve sendikanın yetki alamayacağını düşündüğünden kendilerini rahat bıraktıklarını anlatıyor. O süreçte üyelikleri tamamlayıp yetki alıyorlar.
YETKİYE İTİRAZ, KADIN İŞÇİLERE TEHDİT
İşçi kadınlar daha önce de üretim sürecinde baskıyla karşılaştıklarını ancak bugün yaşadıklarının çok daha korkunç olduğunu anlatıyorlar. Kadın işçilerden biri sendika dillenmeye başladığından beri özellikle kadın işçilerin daha çok baskı ve mobbingle karşılaştığını, görev yerlerinin değiştirildiğini ifade ediyor.
İşveren, sendikanın yetkisine itiraz ettikten sonra başka bir sendikayı işyerine çağırıyor ve işçi kadınlara yönelik şiddet ve tehdit de artıyor. Kadın işçilerin anlattıklarına göre işçileri taşıyan servis şoförleri, şirkette çalışan mühendisler, yöneticiler ve mafya kadın işçileri sendika değiştirmelere sendika değiştirmeleri için baskı uygulamaya başlıyor. Tehditler öyle bir raddeye geliyor ki kadın işçilerden biri silahla tehdit ediliyor.
Kadın işçilerden biri iş arkadaşlarından birinin nişanlısının aranarak tehdit edildiğini, kadınlar tehditlere kulak asmayınca ailelerinin ve eşlerinin aranarak kadınların BTO-Sen’den istifa ettirilmeye çalışıldıklarını söylüyor: "Arkadaşlarımız artık ‘Eve gittiğimizde hiçbir huzurumuz yok’ diye ağlıyorlardı.”
Diğer kadın işçi ise işyerinde kadınların sürekli olarak başında beklenilerek sendikadan istifa etmeye zorlandıklarını ifade ediyor ve kadınların bu süreçte travma yaşadıklarını söylüyor. Bunun yanı sıra işverenin köy muhtarlarını dahi devreye soktuğunu, muhtarların kadınların eşlerini arayarak “Sendikadan istifa etmezse işten atılır” diyerek kadınlar üzerinde baskı kurduklarını belirtiyor. Geçmişte kadınlara yönelik saygısız davranışlarından dolayı üretim müdürlüğünde uzaklaştırılan bir erkeğin şimdi iş yerinde cirit attığını ifade eden kadın, “Sadece iki üç tane vicdanlı insan kalmış içlerinde. Öbürleri yemekhanede, kahvaltıda tepemizde, şoförler taşeron olmasına rağmen tepemizde. Şirketten aldıkları cesaretle yapıyorlar bunu” diyor.
Kadın işçi bu durumun kendisini nasıl etkilediğini, “Benim aklım gitti. Neyin içindeyiz, neye düştük dedim yani. Anlatınca bile sinirleri bozuluyor insanın. Kendi kendime kaldığımda ağladığım zamanlar oldu ara ara. Çünkü hepimizin çalışmaya ihtiyacı var” diyerek anlatıyor. Anayasal haklarını kullandıklarını ve bir seçim yaptıklarını söyleyen kadın işçi, “Bu baskıların duyulmayacağını mı düşünüyorlar, ona da anlam veremiyorum” diyor.
SENDİKAYA DAYALI PERFORMANS AYRIMCILIĞI
Şirkette BTO-Sen üyesi işçilere de ayrımcılık yapıldığını belirten diğer kadın işçi, “Biz performans üzerinden değerlendiriliyoruz. Bize düşük performans notu veriliyor. Hatta, bir arkadaşımızın müdürü açık açık ‘Siz temsilci olduğunuz için düşük puan veriyoruz’ dedi. Bu puanlarda doğrudan ücretleri etkiliyor” diyor. Kadın işçilerin mecburen bu ücretlere çalışmak zorunda kaldığını ifade eden işçi, “Buradaki işçilerin çoğu uzun yıllardır burada çalışıyor. Başka bir yere gidemez. Çoğu yer 40 yaşa kadar alabiliyor, biraz yaş aldığınızda en fazla ne yapabilirsiniz, tarlaya gidebilirsiniz” diyor.
Tüm bu mobbing, tehdit ve şiddetle birlikte bazı kadın işçilerin dayanamayıp tazminatsız bir şekilde işten ayrıldıklarını dile getiriyor kadınlar. İşçi kadınların çocuğuyla, ailesiyle tehdit edildiği için korktuklarını da dile getiriyorlar. Ancak çalışmayı sürdüren kadınların bir şekilde birbirleriyle dayanışmaya çalıştıklarını ve direnmeyi sürdürdüklerini de ekliyorlar. Kadın işçilerden biri, “Ben korkmuyorum diyorum arkadaşlarıma. Bize sendika getirebileceğimiz söylendi, biz de getirdik. Şimdi de ‘Sendika getirdiniz, benim istediğime geçmezseniz sizi çıkarırım’ diyorlar. Ben tercih yaptığım sendikanın arkasındayım, sonuna kadar da gideceğim. Madem sendika getirmek istiyorlar, o halde bizim seçtiğimiz sendikaya saygı duyacaklar” diyor.
İŞVERENİN PARASI KIYMETLİ
İşverenin BTO-Sen’in TİS taslağı görüşülürken “yüzde 0” zam teklif etmesine yönelik kadın işçilerden biri şunları söylüyor: “Bize batarız dediler. Ama sendika mevzuları başladığında ücretlerde ufak bir iyileştirme yapıldı. İnsanlar ‘Demek ki yapılabiliyormuş’ demeye başladı. Hoş şeyler değil ama işverenin parası kıymetli paylaşmak istemiyor.”
İŞ KAZASI GEÇİREN İŞÇİYE TUTANAK
Serada iş güvenliği konusunda da büyük sorunlar yaşadıklarını söylüyor kadınlar. İşçilerden biri geçtiğimiz günlerde gerçekleşen bir iş kazasından örnek veriyor: “Arkadaşlarımızdan birinin üzerine araba düştü. Borular kopmuş. Arkadaşımız kolunu incitmesine rağmen hakkında tutanak tutulmaya çalışıldı. Boruların maliyetini söylemişler arkadaşımıza ve neden dikkatli olmadığını sormuşlar. Ama arkadaşımızın bir hatası yok. İş güvenliği çok sıkıntılı, önlem alınmıyor.”
Fotoğraf: BTO-Sen
İlgili haberler
Queen Tarım’da kadın işçiler tehdit, hakaret, taci...
İzmir Dikili’deki Queen Tarım’da çalışan kadın işçiler, düşük ücret, şiddet, mobbing ve sendikal bas...
Queen Seracılık’ta çalışan kadın işçiler koşulları...
Queen Seracılık’ta işçilerin ağır çalışma koşulları nedeniyle iş sözleşmelerini feshettiğini dile ge...
BTO-Sen Queen işçisi kadınlara dönük şiddet ve mob...
Queen Tarım'da çalışan kadın işçilere dönük mobbing, şiddet ve sendikal baskılara karşı BTO-Sen, Dan...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.