Muğla’da 2020 yılında 27 yaşındaki üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i katleden Cemal Metin Avcı ile yakınlarının yargılandığı davanın görülmesine devam edilid. Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün görülen 10’uncu duruşmada da karar çıkmadı. Cemal Metin Avcı’ya “Katil” diye bağıran baba Sıddık Gültekin salondan çıkarılırken mahkeme, sanıklara kolonya ikram etti.

Mahkeme heyeti, ara kararında Cemal Metin Avcı’nın tutukluluk hali ile Mertcan Avcı’nın adli kontrol şartının uygulamasının devamına; Ayten Avcı, Mertcan Avcı, Şükrü Orhan ve Eda Karagül’ün toplanan delillerin yeterli olması nedeniyle sonraki celseye katılmamalarına karar vererek duruşmayı 11 Nisan’a erteledi.

‘PROFESYONEL KATİL PROFİLLERİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

Duruşmaya tutuklu sanık Cemal Metin Avcı, cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanıklar Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı, eski eşi Eda Karagül, babası Selim Avcı, annesi Ayten Avcı, iş ortakları Şükrü Gökhan Orhan ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Baba Sıddık ile anne Şefika Gültekin de duruşmada yer aldı.

Mahkeme heyeti tarafından ilk olarak Pınar Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir’e söz verildi. Epözdemir, “Müvekilim ile Cemal Metin Avcı arasında arkadaşlık ilişkisi var. Pınar, sanığın evli olduğunu öğrendikten sonra ayrılmak istediğini kendisine söylemiştir. Sanık, her duruşmada kurgu savunması yaptı. Cinayetin öncesini ve sonrasını ilmik ilmik planladığı ortada. Profesyonel katil profiliyle karşı karşıyayız. İyi hal indirimi uygulanmamasını, sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini istiyoruz” dedi.

‘DİĞER SANIKLARIN DA BİRLİKTE HAREKET ETTİKLERİ ORTADA’

Epözdemir, cinayetin tek kişi tarafından işlenmesinin mümkün olmadığını vurgulayarak “Mertcan Avcı’nın, Pınar’ın katledildiği gün ağabeyi ile birçok kez telefon ile görüşme yaptığı HTS kayıtlarında mevcut. Olay yerine de gitmiş. Suçu gizlemeye çalışıyor. Mertcan Avcı, kolluk kuvvetleri ifadesinde ve mahkemedeki savunmasında, ‘ağabeyinin bağ evinde bozuk kokoreçleri yaktığını’ anlattı. Yakılan ceset ile bozulan kokoreç kokularını ayırt edememiş olması inandırıcı değil. En üst seviyeden cezalandırılmasını talep ediyoruz. Diğer tutuksuz sanıkların da birlikte hareket ettikleri ortada. Cemal Metin Avcı suçunu kabul etmemişken, saat 22.35’te neden bağ evine gidiliyor. Sizlere vahiy mi geldi? Gerçek dışı çelişkili ifadeler ile mahkemeyi yanıltmaya çalıştılar” dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da Cemal Metin Avcı’ya haksız tahrik indirimi uygulanmamasını, diğer 5 şüpheli için de cezanın en üst seviyeden verilmesini talep etti.

‘KIZIM HUNHARCA ÖLDÜRÜLDÜ’

Baba Sıddık Gültekin, “Kızım diri diri hunharca öldürüldü. Bir kişinin yapacağı iş değil. Şu an sinirden konuşamıyorum. Genç kızın diri diri yakılmasının cezasının ağırlaştırılmış müebbet değil, idam olması gerekiyor” dedi. Anne Şefika Gültekin de “Kızım gözümün önünden gitmiyor” dedi.

MERTCAN AVCI’NIN FAİL OLARAK YARGILANMASI İÇİN DİLEKÇE VERİLDİ

Avukat Rezan Epözdemir, sanık Mertcan Avcı’nın müşterek fail olarak yargılanması için Muğla Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe verdi. Duruşmada dilekçeyi değerlendiren mahkeme heyeti, Avcı hakkında mevcut yargılamanın tamamlanmasının beklenmesine karar verdi.

BABA GÜLTEKİN SALONDAN ÇIKARILDI

Söz hakkı verilen Ayten Avcı, “Mahkemedeki sürecin buraya gelmesinin tek nedeni Avukat Rezan Epözdemir’in senaryolarından kaynaklanıyor” iddiasını öne sürdü. Sanık Mertcan Avcı ise suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Mahkeme Başkanı’nın, “Pınar Gültekin’i neden elinle değil de ip dolayarak varile koydun” sorusuna sanık Cemal Metin Avcı, “Üzerime kan bulaşmasını istemedim” diye yanıt verdi.

Avcı’nın savunması sırasında Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin, “Katil” diye bağırması üzerine, Mahkeme Başkanı tarafından salondan çıkarıldı.

DAVA 11 NİSAN’A ERTELENDİ

Mahkeme heyeti, ara kararında Cemal Metin Avcı’nın tutukluluk hali ile Mertcan Avcı’nın adli kontrol şartının uygulamasının devamına; Ayten Avcı, Mertcan Avcı, Şükrü Orhan ve Eda Karagül’ün toplanan delillerin yeterli olması nedeniyle sonraki celseye katılmamalarına karar vererek, duruşmayı 11 Nisan’a erteledi.

‘MAHKEME SANIKLARA KOLONYA İKRAM ETTİ’

Duruşmanın ardından Avukat Rezan Epözdemir ve Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin, gazetecilere açıklamada bulundu.

Avukat Rezan Epözdemir, “Müvekkillerimiz ne yazık ki duruşma salonlarından çıktı. Sanık aileye kolonya ikramı yapan bakış açısı, bizim müvekkillerimizi ne yazık ki bir defa daha duruşma salonundan çıkarmış oldu. Karşı tarafın bizim kişilik haklarımıza ilişkin bütün açıklamalarına rağmen müdahale etmeyen sayın mahkemenin, müvekkilimizi herhangi bir değerlendirmesinde kolluk marifetiyle salondan çıkarması kabul edilemez. Aynı mahkeme sanıklara kolonya ikram etti. Şüphesiz sanığın hakları vardır ancak burada çifte standart olduğu için söylemek zorundayız.

Duruşma 11 Nisan’a bırakıldı. Cemal Metin Avcı’nın tutukluluk hali devam ediyor, Mertcan Avcı’nın adli kontrol halinin devamına karar verdi. 11 Nisan’da son sözleri söylendikten sonra karar verilecektir. Reddi hakim taleplerimizin tamamı reddedildiği için bir adalet beklentimizin olmadığını söyledik. Sonuna kadar hak arama özgürlüğümüzü kullanacağız” dedi.

Sıddık Gültekin de 3’üncü kez duruşmadan dışarı çıkartıldığını belirtip, “10 duruşmadır 2 bin kilometre yol geliyoruz. Mağdur olan biz, diri diri yakılan biz, ölen biz. Maalesef içeride kolonya onlara veriliyor. Hiçbir söylemimizi dikkate almıyorlar. Bu cinayeti beraber işlemişler” diye konuştu.

MENTEŞE KADIN PLATFORMU: PINAR VE TÜM KADINLAR İSYANIMIZDIR

Açıklama yapan Menteşe Kadın Platformu Muğla Adliyesinin önünde bir araya geldi. Açıklama yapan Platform üyesi kadınlar, “Pınar ve tüm kadınlar isyanımızdır” dedi. Açıklamayı Dilek Bulut okudu.

Açıklama şöyle: “Bugün Menteşe Kadın Platformu olarak; 16 Temmuz 2020’da Muğla’nın Menteşe ilçesinde Cemal Metin Avcı tarafından tasarlanarak ve canavarca hisle katledilen Pınar Gültekin’in 10. davasındayız. Tüm davalar boyunca Pınar’ı vahşice katleden katil Cemal Metin Avcı savunmasını Pınar’ın özel hayatının didik didik edilmesi üzerine kurdu. Cezasının hafifletilmesi için Pınar’ın özel yaşantısını ifşa etmeye kalkıştı. Sanki genç bir kadını boğmamış, diri diri yakmamış gibi erkek adalete güvenerek cezasını hafifletici nedenler aradı.

Bugün burada olan, olamayıp da davayı yürekleri ile takip eden tüm kadınlar, faili değil kadını suçlayan cinsiyetçi yargılarınızla, kadınların yaşam tarzlarını sorgulayarak katilleri aklamanıza izin vermeyeceğiz. Pınar’ın katiline en ağır ceza verilmesi için erkek adalet değil gerçek adalet diyerek haykırmaya devam edeceğiz. Pınar’dan önce ve Pınar’dan sonra yüzlerce kadın öldürülürken bu ülkede devlet ne yaptı? Kadına Yönelik Her Türlü Şiddetin Önlenmesini devlete bir sorumluluk olarak veren, toplumda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için toplumsal dönüşümün gerekli olduğunu söyleyen ve kamusal tüm kurumlarda yapısal değişikler öneren “İstanbul sözleşmesini” kaldırdı. Kadına yönelik şiddeti durdurmak ve cinayetleri önlemek konusunda samimiyseniz İstanbul Sözleşmesini yeniden yürürlüğe koymak zorundasınız. Mahkemelerde Kadına yönelik hiçbir suçta indirim uygulamamalısınız, duruşmalarda öldürülen kadınların özel yaşamlarını değil özgür ve korkusuz yaşam hakkını savunan kararlar vermelisiniz. Kadın cinayetleri politiktir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı uygulanan baskı, şiddet ve katliamlar son bulana kadar; toplumda, yasamada ve yargıda eşitlik sağlanana, eril zihniyet yıkılana kadar isyandayız…Bulunduğumuz her alanda kadın düşmanı politikaları üretenleri, katilleri ve destekçilerini, bu katliamlara sessiz kalan herkesi teşhir ve ifşa etmeye devam edeceğiz. Biliyoruz ki kadın cinayetleri politiktir. Erkek egemen sisteminizi hayatlarımızdan söküp atana kadar, eşit ve özgür bir dünyayı kurana kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Pınar ve katledilen tüm kadınlar isyanımızdır. Pınar Gültekin’in davası hepimizin davasıdır.”

NE OLMUŞTU?
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz 2020’de kayboldu. 21 Temmuz 2020’de soruşturma kapsamında gözaltına alınan Cemal Metin Avcı, Pınar Gültekin’i öldürdüğünü itiraf etti. Avcı’nın gösterdiği yerde bulunan varilde, Pınar Gültekin’in kısmen yanmış cansız bedenine ulaşıldı.
Adliyeye sevk edilen Cemal Metin Avcı, “canavarca hisle ve eziyet çektirerek insan öldürmek” suçundan tutuklandı. Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı’nın telefon sinyallerinden ağabeyiyle aynı zamanda bağ evinde olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan Mertcan Avcı da sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Mertcan Avcı, 15 Şubat’taki duruşmada, imza atma yükümlülüğü ve yurt dışı çıkışına çıkış yasağı ile tahliye edildi.
Pınar Gültekin’in ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, sanık Cemal Metin Avcı’nın annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı Eda Karagün ile ortağı Şükrü Gökhan Orhan’ın da “delilleri yok etme, gizleme ve değiştirme” suçunu işlediğini belirterek şikayetçi oldu. Muğla Cumhuriyet Savcılığı, 2 Ekim’de şüpheliler hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. Avukat Epözdemir karara itiraz etti. Muğla Sulh Ceza Hakimliği de itirazın kesin olarak reddine hükmetti. Epözdemir, Muğla Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği kesin kararın Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Başsavcılık, kararı bozarak 4 şüpheli hakkında iddianame hazırlanmasına karar verdi.
Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Selim Avcı, Ayten Avcı, Eda Karagün ile Şükrü Gökhan Orhan’ın “kasten insan öldürme” suçundan sonraki zaman diliminde, olay mahalline birlikte gidip, suç delillerini yok ederek, gizlediklerine dair haklarında yeterli şüphe bulunduğuna kanaat getirerek ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmesini talep etti.
9’uncu duruşmada ise Adli Tıp Kurumu’ndan istenen ek rapor okundu, bu rapor Pınar Gültekin’in hayattayken yakıldığını teyit etti. Sanık avukatlarının bir rapor daha istenmesi yönündeki taleplerini reddeden mahkeme, taraflara mütalaaya karşı savunma hazırlamaları için süre vererek davayı bugüne erteledi.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül