“Kuş ölür, sen uçuşu hatırla.”, demiş İranlı büyük şair Füruğ Ferruhzad.
Söz önceleri fazla gerçekçi gelmişti bana. İlk okuduğumda ürpermiş ve hatta acımasız bulmuştum. Aklıma kazınmıştı, düşündürüyordu. Ölüm bir sonuçtu, kaçınılmaz olan, tüm canlıların ortak paydası. Yaşam ise zamansal olarak uzun veya kısa bir süreçti; elimizde olan, kontrol edebildiğimiz, üretip, sevip, mutlu olup, mücadele edebildiğimiz. Kutsanması gereken yaşamdı, hatırlanacak olan nasıl yaşadığındı…
Yakın zamanda kaybettiğimiz feminist, hak savunucusu, avukat, yazar Tennur Koyuncuoğlu, adalete adadığı ömründe, mücadelesi, işleri ve eserleriyle, güçlü ve bir o kadar yumuşacık olan kanatları, her daim hedefe kilitli pırıl pırıl gözleri ve cıvıl cıvıl duyulan o güzel sesiyle insanlığa katkı vermiş, evlatlarını kucaklamış ve tam olarak yaşamı kutsamıştı.
8 Ocak 1941’de Bitlis’te doğan Tennur Koyuncuoğlu, göçmen bir ailenin en büyük çocuğudur, annesi Behiye Şenocak, Romanya göçmenidir. Babası Talat Şenocak’ın asker olması nedeniyle üniversite yıllarına kadar ailesiyle birlikte pek çok ili gezmiştir. Belki de bu sayede, güçlü ve dimdik olan duruşu, dayanıklılığı ve hızlı adaptasyon yeteneği küçük yaşlardan beri gelen, onu farklı kılan özellikleri olmuştur. Benim tanık olduğum yakın geçmişinde bile, bir yerden bir yere giderken, geldiği yer ile bağını koparmaz, gittiği yere “Nasıl katkı sağlayabilirim, burada ne üretebilirim, kime faydam olur?” diye bakardı. Gittiği her yerin kadınlarını tanımaya çalışırdı. En çok da kadınların kalplerine dokunur, bazen sadece bir günaydın, bazen de sadece bir bakış ile “Sen her şeyi yapabilirsin, gücüne güven” hissini karşısındakine ulaştırırdı.
Tennur Koyuncuoğlu, Ankara Kız Lisesindeki eğitiminin ardından, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okudu (1959-1963). Yaşamı boyunca ardına düştüğü adaletin teorisini, akademinin akademi olduğu yıllarda, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Zahit İmre, Halil Aslanlı gibi dev hukukçulardan öğrenmiş, Hıfzı Veldet Hoca tarafından Medeni Hukuk Kürsüsüne seçilmiş, Zahit İmre Hoca’ya asistanlık yapmış, büyük hocalarımızdan Rona Serozan, Erdoğan Moroğlu dostları, kardeşleri olmuştur. Kendi deyişiyle; öğrendiklerini topluma geçirmek, toplumdaki zayıf halkaların yanında olmak ve özgürlük meselesi hayatının temel anlamı olmuştur.
1972 yılında Novatio (Borcun Yenilenmesi) tezi ile hukuk doktoru unvanını aldıktan sonra, tezini tamamlamanın onu rahatlattığını ve daha farklı fikirler üretmeye ve bağımsız yazılar yazmaya cesaret verdiğini söylemiştir. O yıllarda, Çağdaş Hekim dergisinde yayımlanan “Sağlık Hakkı” ve Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan, hastanede parasını ödeyemeyenlerin rehin alınmasını eleştiren “Ölüye Pazarlık” adlı yazılarıyla toplumsal sorunlara giriş yapmıştır.
Doçentlik tez konusu olan “Doktorun Özel Hukuk Sorumluluğu” çalışmaları sırasında, haklar ve özgürlükler bağlamındaki düşünceleri iyice genişlemiş, Prof. Dr. Bülent Tanör’ün çıkardığı Yargı dergisinde, “Özgürlüğün Ön Koşulu Olarak Yaşama Hakkı” ve “Biyolojik Araştırmalarda Yasal İlkeler” makaleleri yayımlanmıştır.
1980 yılında “Doktorun Özel Hukuk Sorumluluğu” ile doçentlik başvurusunu yaptıktan sonra, farmakoloji alanının Türkiye’de öncüsü olan eşi Prof. Dr. Eyüp Hikmet Koyuncuoğlu’nun, Almanya Göttingen’e misafir profesör olarak davet edilmesi üzerine, kendi adına zor olduğunu söylediği bir seçim yapmış, çocukları ve aile dayanışmasına öncelik vererek, aynı yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden ayrılmıştır. O esnada oğlu Can Hikmet beş, küçük kızı Esen on ve büyük kızı Emre on dört yaşındadır. Onunla bu yaz yaptığımız bir sohbette, bugünden geçmişe baktığında, o dönemki seçiminin doğru olduğunu, bugün olsa yine aynısını yapacağını söylemişti.
Bu seçimi onu, ilerleyen yıllarda farklı alanlarda düşünmeye, daha çok üretmeye de teşvik etmiş ve daha özgür kılmıştı. Benim tanıdığım Tennur Koyuncuoğlu, hakkını vere vere taşıdığı birçok kimliğin ötesinde bir anne idi; sesini duyan, gözüne bakan, hisseden, güç ve sevgi veren bir anne…
GÖTTİNGEN’DE YAŞAM
Göttingen’de bulunduğu yıllarda ise, Avrupa Topluluğu üyeleri tarafından düzenlenen “Tıpsal Sorumluluk Çalışma Grubu” içinde Türkiye adına konuk temsilci olmuş, sağlık hukukundaki ilgi ve bilgisi de genişlemiştir.
Almanya dönüşünde akademiye devam etmeme kararı almış ve yeni bir maceraya atılarak, Anadolu Anonim Türk Sigorta’da Hukuk Müşavirliği görevine atanmıştır. Onu yeni macerasında en çok heyecanlandıran, özel sektöre girmesi ile toplumla daha fazla iç içe yaşama şansını bulacak olmasıdır. Tennur Koyuncuoğlu, çok iyi bir yurttaş ve halkın içinde, halk mücadelesinde kalabilen bir entelektüel olmayı başarmıştır.
1983 yılından 1997 yılına kadar Anadolu Anonim Türk Sigorta’da devam ettiği görevinde, toplumsal ihtiyaçları tespit ettikçe gönüllü yan işlerini çoğaltmış ve Türkiye’de ileri yıllarda –günümüzde– tekrar gündem olacak bir sigorta alanına öncülük etmiştir; Hukuksal Koruma Sigortası.
Tennur Koyuncuoğlu, 1990’lı yıllarda Türkiye’de ilk kez “Hukuksal Koruma Genel Şartları” için hazırlık çalışmaları sorumluluğunu üstlenmiştir. Hukuksal koruma demek, adalete hızlı ve ekonomik yoldan erişebilmek demektir, yoksulun hakkını arayabilmesidir, kadının ve çocuğun eril adalet karşısında güvencesidir. Tennur Koyuncuoğlu yaşamı boyunca eril adaletin karşısında durmuş, tanıklık yaparak bir parça nasiplenebildiğim bu yönüyle, hukuksal koruma sigortasını Türkiye’de gerçek manasında hayata geçirme mücadelesinden asla vazgeçmemiş, çok değil daha bir yıl öncesinde bile kalabalık seminerlerde, alanda çalışan avukatlara ve hakemlere bilgi, tecrübe ve öngörülerini aktarmıştır. Oğlu Av. Dr. Can Hikmet Koyuncuoğlu’nun ortak yazarlığında çıkan “Hukuksal Koruma Sigortası” kitabı vardır.
KADINLAR HAKLARI İÇİN ÇALIŞAN, BARIŞ MÜCADELESİNDE YER ALAN BİR AVUKAT
Hukuksal koruma sigortasını sigorta şirketleri için planlarken İstanbul Barosu Yönetim Kurulu’nda görev alıp, 1995 – 1997 yılları arasında İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyeliği yapmıştır. Bu vesile ile ve ilk adım olarak, her daim takip ettiği ve yer aldığı kadın mücadelesini arkadaşlarıyla birlikte İstanbul Barosu’na taşımayı başarmışlar ve 8 Mart 1995 tarihinde İstanbul Barosu bünyesinde İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonunu kurmuşlardır. Tennur Koyuncuoğlu, Komisyonunun kurucu başkanı olmuştur. Böylece, kadın haklarıyla ilgili olarak, ara ara yaptığı toplumsal çalışmaları, İstanbul Barosunu arkasına alarak, daha verimli sonuçlara ulaştırabilmiştir. Bu, Türkiye’de de bir ilktir. İlk kez İstanbul Barosu Kurumu içinde bağımsız biçimde protest anlamda bir “Kadın Hakları Komisyonu” kurulmuştur. 1995 ila 1998 yılları arasında İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanlığı görevine devam eden Tennur Koyuncuoğlu, hayatı boyunca bir feminist olarak, kadın mücadelesinin içinde yer almıştır. İstanbul Barosu’nda “Gönüllü Danışman Avukatlar” girişimini kurmuş, Mor Çatı oluşumunu desteklemiş, Amargi Dergisi’nde yazıları yayımlanmış, Türkiye’nin her yerinden kadın örgütleri ve feminist oluşumları düşünceleri, yazıları ve bağışlarıyla desteklemiştir. Birkaç yıl öncesinde bir süre dinlenme amaçlı bulunduğu İzmir Foça’da dahi ilk işi bir kadın oluşumu bulmak olmuştur. Bu anlamda, Foça Barış Kadınlarını çok sevmiş, Foça’dan İstanbul’a döndükten sonra da kendilerini çalışmalarında desteklemiştir.
2004 yılında İstanbul Barosu Staj Eğitim merkezinde “Aile Mahkemeleri” eğitim sorumluluğunu üstlenen Tennur Koyuncuoğlu, 1997 yılından sonra başladığı serbest avukatlıkta kurduğu hukuk bürosunu, oğlu avukat Can Hikmet’e ve devam eden yıllarda onunla birlikte avukat Çağatay Köksal’a devretmiştir.
2019 yılında Türkiye Barolar Birliği Yayınlarından çıkan “Sistematik Şiddete Karşı Bir Adalet Savunusu; Aile Şiddetinden, Bireyin Vicdanına, Toplumsal Sorumluluğa ve Kosmosa” adlı kitabı, onun yaşam manifestosu, okudukları, anladıkları ve anlattıklarının kapsamlı bir özetidir. Kitabın oluşum ve basım sürecini onunla birlikte yaşamış olmam ve o dönemki dayanışmamız ise benim büyük şansımdır…
Her hal ve koşulda haksızlıkların karşısında durmak, bildiğini ve inandığını yüksek sesle söylemek, masa başında veya sokakta asla durmamak, mücadeleyi asla bırakmamak ve bir insanın bunları yaparken tek sermayesinin bilgi birikimi ve inancı olması, gerçek anlamıyla özgürlüktür, zenginliktir ve hatırlanacak güzellikte bir uçuştur. Av. Dr. Tennur Koyuncuoğlu kendi bildiği şekilde özgürce uçmuş, bu sayede daha çok ve daha çok üretebilmiş, çocukları, torunları, kadınlar, yoksullar ve zayıf olanlar için gözünü budaktan esirgememiştir…
Hemen aşağıda Tennur Koyuncuoğlu’nun kitap ve yayınlarının bir kısmını içeren bir liste görebilirsiniz. Çalışmalarının önemli bir kısmını Balat’taki Kadın Eserleri Kütüphanesi’ne bırakmıştır. 2019 ve 2020 yılları boyunca kadın, çocuk, kadın cinayetleri, LGBTİ+ bireyler, İstanbul Sözleşmesi, ölüm orucundaki avukatlar ve koronavirüs pandemisinde sağlıkçıların hakları üzerine Gazete Duvar, Gazete Karınca ve Ekmek ve Gül’de yazıları yayımlanmıştır, hepsine çevrimiçi olarak ulaşmak mümkündür.
Kalpten sevgim ve tarifi yapılamayacak bir özlemle…
KİTAPLAR
• İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu / Türk Hukukçu Kadınlar Derneği, Çalışma Toplantısı, “Türk Medeni Kanunu’nun Vazgeçilmez Özü Eskiyen Sözü”, İstanbul Barosu Yayınları, 1996
• Dr. Tennur Koyuncuoğlu, Dr. Hikmet Koyuncuoğlu, “Hukuksal Koruma Sigortası”, Seçkin, İstanbul, 2015
• Av. Dr. Tennur Koyuncuoğlu, Av. Dr. Hikmet Koyuncuoğlu, Av. Ömrüncegül İçöz Koyuncuoğlu, “Borcun ve Sözleşmenin Yenilenmesi (Novatio-Yenileme) – Türkiye Hukuku ve Karşılaştırmalı Hukukta Yargıtay Kararları ile Birlikte”, Seçkin, İstanbul, 2017
• Kadıköy’ün yaşantısını anlatan “Behiye ve Talat” Cinius Yayınları, 2018
• Adaletin Ardında, Cinius Yayınları, 2019
• Sistematik Şiddete Karşı Bir Adalet Savunusu, Türkiye Barolar Birliği Yayınları, 2019
• Dr. Tennur Koyuncuoğlu, Dr. Hikmet Koyuncuoğlu, “Hukuksal Koruma Sigortası”, Seçkin, İstanbul, 2. Baskı, 2020
• Töreden Moderne Kadın Cinayetleri, Cinius Yayınları, 2020
• Ev İşi ve Hizmetlerinin Ekonomik Değeri, Cinius Yayınları 2020
MAKALELER
• Tennur Koyuncuoğlu, “Avukatlıkta Uzmanlık ve Bir Uzmanlık Dalı Örneği”, İstanbul Barosu Dergisi, Ocak-Şubat 2017
• Tennur Koyuncuoğlu, “Başka Bir Aile Mümkün”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı: 111, Mart-Nisan 2014,s.493-531
• İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, 8 Mart 2013 Özel Broşürü, Av. Dr. Tennur Koyuncuoğlu ile Röportaj,s.36-39
• Tennur Koyuncuoğlu, “Barolarda Kadının Adı Yok”, Amargi, Sayı: 26, Güz 2012, s.115-121
• Tennur Koyuncuoğlu, “Doktor Sigortası mı, Hasta Sigortası mı?”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı: 92, Ocak-Şubat 2011, s.431-450
• Tennur Koyuncuoğlu, “Hukuksal Koruma Sigortasının Önemi”, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt:84, Sayı:2010/3, s.1545
• Tennur Koyuncuoğlu, “Kadınların Çocukların Hak Arama Özgürlüğü”, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt:83, Sayı:2009/4, s.1827
• Tennur Koyuncuoğlu, “Bir Demokrasi Düşü ‘Feminizim’, Uçan Süpürge Kadın Dergisi, Sayı:25, 2009, s.70
• Tennur Koyuncuoğlu, “Yoksulluk Bulaşıcıdır”, Amargi, Sayı:8, 2008
• Tennur Koyuncuoğlu, “Arendt’den Feminist Adalete?”, Amargi, Sayı:7, 2007
• Tennur Koyuncuoğlu, “Başörtüsü, Türban İkisi de Bir Hesap, Kadın Hakları Kesat”, Amargi, Sayı:3, 2006
• Tennur Koyuncuoğlu, “Avukatlık Mesleği-Baro-Hukuksal Koruma Sigortası İlişkisi”, Anadolu Sigorta Dergisi, Sayı:32-33, 1995-1996
• Tennur Koyuncuoğlu, “Hukuksal Koruma Sigortaları Paneli, İlk Cesaretli Adım Anadolu Sigorta’dan”, Sigorta Dergisi, Sayı:68, 1995, s.23
• Tennur Koyuncuoğlu, “Karayolları Trafik Sorunluluk Sigortası Açısından Sürücünün Zararları”, İstanbul Barosu Yayınları, Cilt:61, Sayı:1-2-3, 1987, s.106
*Avukat
Fotoğraflar: Avukat Ömrüncegül İçöz arşivi, Pixabay
İlgili haberler
Çocukların geleceğini karartmayın!
Cinsel olgunluğu buluğ ile birleştirerek, çocuklarını evlendirmeyi fırsat sayanlar, çocukların gelec...
Bekçilerin yeni yetkileri şiddet ve tacize davetiy...
Avukat Tennur Koyuncuoğlu, bekçilere verilen yeni yetkilerin kadınlara nasıl yansıyacağına dikkat çe...
Avukatlık ve iş kazaları
Avukat Tennur Koyuncuoğlu ‘dövülen, sövülen, gözlüğü kırılan, tutuklanan, kredi borcunu ödeyemeyen,...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.