Muhafazakar AVM’den izlenimler: Alışveriş de özgürlük de parası olana
Muhafazakar kadınlara hitap eden modanın giderek büyüdüğü bir pazar yaratılıyor. Siyasi atmosferin de etkisiyle büyüyen bu pazar muhafazakar ve kadın temalı AVM olarak karşımıza çıkıyor.

AVM’lerin genel olarak kadınlara ve çocuklara yönelik dizayn edildiğini biliyoruz, ancak Türkiye’de ilk kez kadın temalı bir AVM’e açıldı, Muhafazakar kadınlara hitap eden bir AVM. Tesettür giyen kadınların her türden özel tasarımları bulabileceği, beğeneceği ama yoksul olanın alamayacağı ürünlerin satıldığı bir alışveriş merkezi.

İstanbul Zeytinburnu’da hafta sonu açılan Zeruj Port AVM böyle bir AVM işte. Türkiye’nin ilk muhafazakar ve kadın temalı AVM’si olarak gündem olan AVM fikrinin sahibi Zehra Özkaymaz’ı namı diğer Zeruj’u daha önce hiç duymamıştım. Meğer tesettürlü kadınlara hitap eden kıyafet ve aksesuarlarla ilgili festivaller düzenleyen ve sosyal medyada çok ilgi gören bir kadınmış.

E bu kadar konuşulan konseptli bir AVM’yi ziyaret etmemek olmaz deyip, Anneler Günü öncesinde hem AVM’yi gezmek hem de ziyaretçilerle sohbet etmek için tuttum AVM’nin yolunu.

İNDİRİM OLMASINA RAĞMEN PAHALI ÜRÜNLER
AVM’ye yaklaşırken mahalleyi inleten bir müzik sesi vardı. AVM’ye yaklaştıkça girişte kurulan sahnenin insan kalabalığıyla dolu olduğunu gördüm. Şarkıcı Alişan konser veriyordu. Alişan sahneden inerken AVM’nin sahibi Zehra Özkaymaz yorgunluktan bitap düşmüş, sesi kısılmıştı bir biçimde izleyenlere seslenerek “Etkinliklerimizle devam edeceğiz” dedi. Sahnenin önündeki kalabalık biraz olsun dağılmıştı, ama AVM’nin içine girdiğimde gördüğüm manzara inanılmazdı. Büyük bir kadın kalabalığı o mağazadan öteki mağazaya girip çıkıyor, erkekler ise ya çocuklara bakıyor ya da mağaza önlerinde telefonla uğraşıp kadınları bekliyordu. Böylesi bir yoğunluk beni şaşırtmıştı, ancak Anneler Günü öncesi olması ve açılışın yeni yapılması ilgiyi artırmıştı.

Alışveriş merkezi kapalı değil, açık olarak inşa edilmiş iki katlı bir mekan. Mağazaların büyük çoğunluğu tesettür giyime yönelik kıyafetler satan özel tasarımlar ve butik ürünlerden oluşuyor, alt katta da açılışa özel festivalde stantlar açan “girişimcilere” ayrılmış. İndirimli ürünler satılıyor o alanda da. Bir iki yemek dükkanı, mutfak eşyaları, ev eşyaları satan bir iki mağaza, bir halıcı ve turizm firması, kuaför dışındaki mağazalar kıyafet, ayakkabı, çanta mağazaları. Mescit de var, yani her ayrıntı düşünülmüş, söylendiği gibi her şey kadınlara yönelik düzenlenmiş! Önce mağazalara girip biraz fiyatlara bakmaya başladım. Mağazalardaki ürünler, renkli, kaliteli, modern, muhafazkar ürünler.

Fiyatlarıysa “indirimli” denmesine rağmen pahalı. Mağaza sahipleri her kadına hitap eden ürünler olduğunu söylese de bir müşteri öyle olmadığını düşünüyor, “Kendime göre bir şey bulamadım, niye sadece tesettürlü kadınlar!” diyen kadınlar vardı.

‘GÖRÜMCEMLE BURSA’DAN AVM’Yİ GÖRMEYE GELDİK
Alışveriş yapan kadınların kıyafetleri, aksesuarları, makyajları ekonomik düzeylerinin yüksek olduğu izlenimi yarattı bende. Kadınlar bir mağazadan çıkıp ötekine akın ederken dükkanların önünde duran kadınlarla sohbet etmeye çalıştım. Pek çoğu memnun, böyle bir yere ihtiyaç olduğu, aradıkları her şeyi ayrı ayrı yerlerden almak yerine tamamını burada bulabileceklerini söylüyorlar. Onlar bunu söylerken aklıma o ürünleri diken ama hiçbir zaman ürünleri alıp giyemeyen tekstil işçisi kadınlar geliyor. Özel tasarımlar, butik ürünler üreten kadın işçiler mağazaya hazır hale getirdikleri ürünleri sadece dikerken görüyor. 

Ürünler biraz pahalı geldi bana demiştim ya, kadınlara da soruyorum. Aldığım cevap “Eh sonuçta kaliteli, özel tasarım ürünler” oluyor. Tıpkı bir dönemin “modern kadınları” gibi şimdilerde de “muhafazakar” kadınlar üzerinden kapitalist piyasayla yapılan iş birliği “modern muhafazakar moda”yı yarattı; bir tüketim yöntemine büründürdü. Tesettürü “modernliğe uyarlamak” da makul bir şey olmazdı haliyle.

Bu ‘modern’ tüketim çılgınlığına kapılabilenler olduğu kadar bu modadan uzak durmak zorunda kalanlar da vardı AVM’de: “Biraz pahalı, bizim gücümüz yetmez bunları almaya” diyor kimisi, onlar da yakın mahallelerde yaşayan merak ettikleri için AVM’ye gelmiş olan kadınlar.

Mahalleden ya da yakın ilçelerden gelen kadınlar vardı evet, ama Anadolu yakasından hatta Bursa’dan alışveriş yapmak, AVM’yi görmek için gelen kadınlar da vardı. Bursa’dan görümcesiyle gelen kadın merak ettiği için geldiğini söyledi. Şaşkınlıkla “Sadece merak ettiğiniz için mi geldiniz” dediğimde “Evet” cevabını aldım.

‘NE GÜZEL ÖZGÜRÜZ İŞTE!’
Haberlerde AVM’de 5 vakit ezan okunacağı da söylenenler arasındaydı. AVM’de bulunduğum süre zarfında ezan duymadım, mağaza çalışanlarına sordum duymadıklarını söylediler. 5 vakit ezan okunacağı ile ilgili ne düşündüğünü sorduğum bir kadın “Özgürlük, özgürlük. Ne güzel özgürüz işte. Her yönüyle bize hitap eden bir AVM” diye karşılık verdi.
Bu “özgürüz” lafı da son dönemde moda oldu. Özellikle bir AVM’nin içinde, hem de “muhafazakar” etkiletli bir AVM içinde ironikti bu özgürlük! Çapı bilmem kaç metrekareden ibaret, tarzı “siyasal atmosferin estirdiği rüzgar”la belirlenen kıyafetlerle dolu bir özgürlük!
Özgürlüğü kendi penceresinden görenler özgürlüklerin bütün insanlara eşit dağıtıldığı yanılgısına düşüyor aslında. Kapitalizm ise muhafazakar toplumu dini algılar üzerinden sömürüp farklı bir konseptle yeni bir pazar oluşturuyordu kendine.
AVM’de 5 vakit ezanı “özgürlük” olarak tanımlayanların yanında ilginç bulan da vardı: “Her yerde okunuyor zaten, cami yok mu ki burada! Niye AVM içinde de ezan okunuyor!”
Ezan okunması ile ilgili erkeklerden biri ise şunları söyledi: “Türkiye’nin yüzde doksanı muhafazakar. Bence ezan okunmasının bir sakıncası yok. Muhafazakar insanlara her türlü hitap ediyorlar işte...”

‘EŞLERİMİZİ GÖNÜL RAHATLIĞIYLA GÖNDEREBİLİRİZ’
“Türkiye’nin ilk kadın AVM’si” olarak sunulan AVM’ye erkeklerin alınmayacağı haberlerini yalanlamıştı AVM’nin sahibi Zeruj. Erkeklerin alınmadığı bir AVM’nin nasıl olacağı fikri üzerine konuştuğum kadınlar arasında “Daha rahat olurduk” diyen bir iki kadının oldu. İki çocuğuyla gelen bir kadın ise karşı çıktı bu fikre: “Hadi şimdi annem ve kardeşimle geldim, onlar olmasaydı eşimle gelirdim. Bir çocuk kucağımda, öteki koşturuyor. Tek başıma nasıl hem çocuklarla ilgilenip hem AVM’yi gezeceğim.” AVM sahibi de kadınların rahat alışveriş yapmasını çoook düşünmüş olacak ki, AVM’nin bir aile mekanı olduğunu söylüyor.

AVM’ye gelen erkeklerle de sohbet etmeye çalışıyorum. Konuşmak istemeyenler oluyor elbette. Konuştuklarımın ise pek hoşuna gitmişti bu fikir. “Eşim, çocuğum aradığı tarz kıyafetleri burada bulur, hem muhafazakar konsept güzel” diyordu biri. Kendisi de halıcı olan başka bir erkek “Burada dükkan açmayı düşünürüm. Tutar burası” diyor, bir diğeri ise “Karımı, çocuğumu gönderdim, ‘Gidin gezin’ dedim, sonra ben de geldim” diyor. Kadınlara yönelik olması hoşlarına gitmişti, çok fazla erkek gelmeyecekti, erkekler ne yapacaktı ki gidip! İyi olmuştu o nedenle, gönül rahatlığıyla gönderebilirlerdi eşlerini.

Türkiye’nin ilk muhafazakar konseptli kadın AVM’si ile ilgili söylenenler böyle. Zeruj’la bir “pembe alan” daha eklenmiş oldu kadınların hanesine... Kadınları pembe otobüs, trambüslerle kamusal alandan ayrıştırmaya çalışan sistem şimdi de kurdele kesiminde sadece bir kadının olduğu yeni icat AVM’lerle muhafazakar kadınlara “E bakın size göre bir alan yarattık” deyip göz boyamaya çalışıyor.

İlgili haberler
5 maddede ‘pembe otobüse, metrobüse, trambüse’ ned...

Tacize, istismara çözüm diye sunulan “pembe otobüs, trambüs, metrobüs” gibi ilginç ulaşım araçları g...

‘Ama kadınlar da pembe otobüs istiyor'culara bir ç...

Sevda Karaca, kadınların ‘koruma’ adı altında ayrı vagon, otobüs, trambüs gibi ayrımcı uygulamalarla...

Kadınlar pembe trambüs değil eşitlik istiyor

Kadınlar için ayrımcılığın yeni hali pembe trambüsler. Malatya’da yeni eğitim öğretim yılı ile başla...

Kadınlar sağlık ve muhafazakarlığı konuştu

Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolunun iki yılda bir düzenlediği Kadın Konfe...