Malatya’da yağan sağanak yağmur ve dolu sonrası çadır kentleri su bastı. Bornova Belediyesine ait çadırlarda kalan depremzedeler her yağışta çadırlarının su basmasına isyan etti. Gidecek yerleri olmayan depremzedeler, “Rezillik içerisindeyiz. Ne ev var ne konteyner. Perişan olduk. Belediye başkanı bize sahip çıkmıyor. Bu çileyi çektikten sonra devleti ne yapayım? Bize bir konut versinler artık” dediler.

Kalp, tansiyon ve birçok hastalığı olan Sevim Ökten’i depremden sonra ev sahibi çıkardığı için çadırda kalıyor. Çadırları da defalarca su aldığı için kalınmayacak hale gelmiş. Ökten, “Rezillik içerisindeyiz. Ev sahibi evden çıkarıyor, ev de yok. Bu süreçte nasıl ev bulayım ben? Tansiyon hastasıyım, kalbimde ritim bozukluğu var. Ayaklarım şişti burada, çadır bana uygun değil. Torunlarım perişan oldu. Oğlumun çadırında halılar yüzdü resmen ne yatak kaldı ne bir şey. Mecburen evine gitti ama geri gelecek. Bana bir konteyner vermiyorlar. En azından bir konteyner verseler, içinde otururdum. Sahip çıkmıyorlar bize. Belediye başkanı dahil kimse yardım etmiyor. Ben bu çileyi çektikten sonra devleti ne yapayım, bu canı ne yapayım? Son günlerimi yaşıyorum ama acı ile yaşıyorum. 68 yaşındayım, 3 aydır yaşadıklarım 68 yaşıma bedel oldu. 2 torunum diğer çadırda, 2 torunum da bu çadırda rezil oldu. Bize bir konut versinler, başımızı sokalım yeter” dedi.

‘ODUNLARIM ISLANDI, NASIL YEMEK YAPACAĞIM?’

Fatma’nın da hem çadırını su almış hem de odunları ıslanmış. Odunları ıslandığı için yemeği nasıl yapacağını düşünen Fatma ise “Ben şimdi küçük tüple nasıl yemek yapayım? Çocuklarımın kıyafetleri battaniyemiz her şeyimiz ıslandı. Nasıl idare edeceğim? Anca güneşli olursa hava, çıkarır kuruturuz başka çaremiz yok. Böyle devam edeceğiz. Bir kişi uğramıyor ki buraya, kim uğrasın!” diyerek öfkesini dile getirdi.

‘NE YAPACAĞIMIZI BİLMİYORUZ’
Kaldığı çadırı su basan Hasan ise şunları söyledi: “Durumumuzu görüyorsunuz, çadırımızın içini su bastı yine. Şubattan beri kar, yağmur devam ediyor. Ne yapacağız bilmiyoruz. Üstüm de ıslandı. Önümüzü göremiyoruz, evlerimiz orta hasarlı olduğu için oturulacak durumda değil. Eşyalarımın yarısını komşuya bıraktım yarısını evde bıraktım. Az hasarlı olsa evime girerdim ama orta hasarlıların durumu belli değil.”

Fotoğraf: Berfin Güler/Ekmek ve Gül