‘Kadınlar hem yoksullukla hem de çocukların eğitimiyle baş başa bırakıldı’
Kocaeli’nin Derince ilçesinde yaşayan kadınlar, 21 Eylül’de başlayacak yüz yüze eğitim için gerekli koşulların oluşturulduğuna inanmamakla birlikte online eğitimin de verimsiz olduğu görüşünde.

Kocaeli’nin Derince ilçesi, Yenikent Mahallesi’nde yaşayan kadınlara hem online eğitimi hem de daha sonra başlayacağı söylenen yüze eğitime dair düşüncelerini sorduk. Kadınlar 21 Eylül’de başlayacak yüz yüze eğitim için gerekli koşulların oluşturulduğuna inanmamakla birlikte online eğitimin de verimsiz olduğu görüşünde. Kadınlar ayrıca uzaktan eğitim sürecinin birçok insan için maddi imkansızlıkları da beraberinde getirdiği kanaatinde. 

Çocuğunun ilkokulda okuduğunu belirten Sezen’in kafasında bolca soru işareti var. Sezen, salgının eğitime büyük bir yön verdiğini söyleyerek “Online eğitime geçildi; ama internet sorunu yaşayan birçok aile var ve internet çok pahalı. Hadi internet bağlatalım peki bilgisayar ne olacak? Bir bilgisayar kaç para? Benim gibi birden çok çocuğu olan ne yapacak? Birisi derse oturur, diğerinin canlı dersi çakışırsa? Tabii bu ders takipleri için anne ve babanın da zamanının olması gerekecek. Birde anne, babalar bu uygulamaları bilip açacak ki çocuk iyi kötü derse girsin. Eğitim iyice boşa düştü” ifadelerini kullandı. Müfredatın da yetersiz oluşuna değinen Sezen, “Çocuklara ek kitap almamız gerekiyor, bütçe ayırmak kolay mı? Uzaktan eğitim bu saydığım olumsuzlukları yaşamayanlar için yararlı olabilir ama bizim gibi maddi imkansızlıklar yaşayan ve çalışan aileler için durum hiç açıcı değil. Her şey bir kenara çocuğumun kaybettiği zaman ve bilgi nasıl tamamlanacak, endişeliyim” dedi.

Özlem de ilkokul 2. sınıfa giden bir kızı olduğunu ve uzaktan eğitimden memnun olmadığını söyledi. Okulların gerekli denetim ve alınan tedbirlerle açılabileceğini söyleyen Özlem, “Online eğitim, bire bir eğitim gibi kesinlikle verimli olmuyor. Çocuk evde olmanın rahatlığı ile EBA’dan verilen derslere adapte olmuyor. Ben ders bitene kadar başında bekliyorum. Bu da her zaman mümkün olmuyor çünkü çalışan bir veliyim. Bu durumdan çocuk da sıkıldı okula gitmek istiyorum diyor. Okullar her türlü önlem ve tedbir alındıktan sonra açılmalı ve denetimler sıklaştırılmalı” diye konuştu.

‘BİR ÖĞRETMEN GİBİ NASIL OLABİLİRİM?’

Engelli bir çocuğu olduğunu söyleyen Güllü ise, “Oğlumun okulu açıldı açılmasına fakat hassas ve çabuk hasta olan bir çocuk olduğu için korkudan gönderemiyorum. Eğitimini ben sürdürmeye çalışıyorum ama bir öğretmen gibi nasıl olayım?” diye sordu. Bu süreçte çocuğunun eğitiminin gerilediğini söyleyen Güllü, “Diğer oğlum 9. sınıfa başlayacak, lise temelini nasıl alacak? Üniversiteye hazırlanırken temeli olmayan çocuklar daha çok zorlanıyorlar. Çocuğuma geçenlerde ‘Nasıl gidiyor, verim alabiliyor musun’ diye sordum. Oğlum, ‘anne bir şey anlamıyorum, sadece dinleyip geçiyorum’ diye cevap verdi” dedi.

Hülya’nın da ilkokulda okuyan 2 çocuğu var. Hülya salgın döneminde daha önceden geçirdiği ve atlattığı kanser yüzünden çalışamadığını belirtti. Ayrıca pandemi sürecinde hem korkularının manevi anlamda kendisini olumsuz etkilediğini hem de maddi anlamda zor geçindiğini söyledi. Hülya, “Eşimden boşandım. Çocuklarımdan biri benim yanımda diğeri ise babası ile yaşıyor. Salgın öncesi zaten kıt kanaat geçimimi sağlıyordum. Eğitim masraflarını bir şekilde karşılıyordum. Salgın başladığından beri korkularımız da masraflarımız da arttı. Online eğitim başladı fakat eve ne internet bağlatmaya ne de bilgisayar almaya gücüm var. Okulların açılmasını da istemiyorum. Çünkü korkuyorum” diye konuştu.

‘HER ÖĞRENCİYE TABLET VE ÜCRETSİZ İNTERNET’

Nazan, pandemi sürecinde evde olma durumunun kadınları hem fiziksel hem psikolojik yönde olumsuz etkilediği görüşünde. “İş yükümüz evde yeteri kadar fazla, bir de çocukların eğitimini üstlendik” diyen Nazan, günün 24 saatinde on parçaya bölünmek durumunda kaldığını söyledi. Uzaktan eğitimin alt yapı olarak yeterli olmadığını düşünen Nazan, “Hem öğrenciler hem de öğretmenler sıkıntı yaşıyorlar.30 dakikalık dersin yarısı boşa gidiyor. Benim evimde yine bilgisayar var, bize her ay ek fatura maliyeti oluştursa da internetimiz var. Evinde internet ve bilgisayar olmayan birçok veli tanıyorum. Bu sebeple devletin her öğrenciye tablet ve ücretsiz internet kullanımıvermesini talep ediyorum” dedi.

‘ÇOCUKLARIN İHTİYAÇLARI KARŞILANSIN’

Nursel de okulların açılmasını çocukların sağlığı açısından doğru bulmuyor. 2 çocuğu olan Nursel, “Oğlum böyle bir zamanda lise sınavına girdi. 8. Sınıfta ne gördü ne öğrendi ki bunu sınava yansıtabilsin. Online eğitimle zaten niteliksiz olan eğitim daha da niteliksiz hale geldi. Canlı dersler verimli değil. 30 kişilik sınıftan sadece 15 kişi bu eğitim sürecinden faydalanabiliyor onlarda ne kadar faydalanabilirse tabi…Bağlanmakta bile sorun yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Eğitimdeki maddi ve manevi sorunlarla velilerin baş başa bırakıldığını söyleyen Nursel, “Akşam ne yiyeceğimizi, pazardan uygun fiyata ne alacağımızı düşünüyoruz. Bunlara bir de internet, bilgisayar, tablet parası ekleniyor. Sadece ben değil herkes geçinmekte zorlanıyor. En azından devlet tarafından ücretsiz internet sağlansın, tableti veya bilgisayarı olmayan öğrencilerin derse katılımı için bu ihtiyaçları karşılansın” dedi.

‘KADINLAR YOKSULLUK VE ÇOCUKLARIN EĞİTİMİYLE BAŞ BAŞA BIRAKILDI’
Kadınların hem yoksullukla hem de çocukların eğitimiyle baş başa bırakıldığını belirten Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği ise şu açıklamada bulundu: “Pandemi sürecinde ortaya çıkan eğitimdeki eşitsizlik kadınların yaşadığı sorunlardan da bağımsız değildir. Kadınlar hem yoksullukla hem de çocuklarının eğitimiyle evde baş başa bırakılmıştır. Çocuklarının eğitiminin devamlılığını sağlamak tek başına kadınların omzuna yüklenmiştir. Eğitim denilen şeyin tek başına online canlı derslerle, EBA ile sağlanamadığını biz kadınlar biliyor ve yaşıyoruz.”
Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği’nin talepleri ise şu şekilde:
■ Online eğitimde her öğrenciye ücretsiz internet sağlansın.
■ Her öğrencinin derslere katılabilmesi için tablet veya bilgisayar ihtiyacı karşılansın
■ Öğretmen sayısı artırılmalı.
■ Temizlik personeli sayısı arttırılmalı.
■ Okullardaki derslikler, kantin, spor salonları, tuvaletler hijyen koşulları gözetilerek yeniden düzenlenmeli, tüm hijyen malzemeleri bakanlıkça temin edilmelidir. Tüm okullarda ateş ölçer bulundurulmalıdır.
■ Her 14 günde bir öğrenci, öğretmen, okul personeline test yapılmalı.
■ Okul bölgelerinde sağlık birimleri oluşturulmalı.
■ Ya her sıraya bir öğrenci oturtularak sıra sayısı arttırılmalı, derslik sayısı arttırılmalı ya da ikili eğitime geçilmeli.
■ Müfredat değişikliğine gidilmeli.


İlgili haberler
‘Yüz yüze de olsa uzaktan da olsa eğitim sorunları...

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yüz yüze eğitimin gerçekleşebilmesi için gerekli hazırlıkların ya...

Eğitim dönemi başlıyor: Takke düştü, kel göründü

Okulların açılması gereken şu günlerde bizler ‘Nasıl olacak bu iş?’ diye düşünürken, devletin aslınd...

Ne çocuklarımız ne de ülke kaybetsin diye..

Uzaktan eğitim-öğretim, okulun yerine geçemez, yetersizdir, hiyerarşiktir, sanaldır, tek yanlıdır, e...