Kadına dönük yeterli veri paylaşmayan devlet paylaşanları engelleme çabasında
AKP, TÜİK'e alternatif veri üretecek araştırmaların TÜİK'ten izin almadan yayımlanmasını engellemeyi amaçlayan bir kanun değişikliği hazırlığında. Bu düzenleme kadınları da yakından ilgilendiriyor...

Hükümet, çeşitli alanlarda TÜİK’e alternatif veri üretimi yapacak araştırmaların TÜİK’ten izin almadan yayımlayamayacağına, araştırma sonuçlarını kamuoyuyla paylaşanlara hapis cevası verilmesine dair bir kanun değişikliği düzenlemesi hazırlığında.

SANSÜR TEKLİFİ NEYİ İÇERİYOR?
Taslak öneri 5429 Sayılı Kanun’un 6'ncı ve 53'üncü maddelerini değiştirmek üzerine. Bloomberg’den Fırat Kozok’un aktardığı taslak çalışmaya göre çevre, demografi, fiyat, işgücü, tarım ve ulusal hesaplar alanlarında TÜİK tarafından üretilen istatistiklere alternatif oluşturacak şekilde istatistiki sonuçlar içeren araştırmalar kamuoyuna açıklanmadan önce bunların kapsamı, örnekleme yöntemi, örnek hacmi, veri derleme yöntemi ve uygulama zamanını gösteren metodolojisi onaylatılmak üzere TÜİK’e başvurulacak. Kurum bu başvuruyu iki ay içinde sonuçlandıracak. Metodolojisi TÜİK tarafından onaylanmamış araştırmaların sonuçları herhangi bir yolla kamuoyuna açıklanamayacak. TÜİK'e onaylatmadan resmi istatistiklere alternatif olacak şekilde istatistik üretip bunu yayımlayanlar için de 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.

Bu taslağa göre her alana, her konuya dair veri üretimi, yayımlanacak araştırma TÜİK’in denetimine ve sansürüne tabii tutulacak. Bu kanun değişikliği taslağı, kadınları da yakından ilgilendiriyor. Bu kanun değişikliği önerisinin kadınlar açısından ne anlama geldiğini EŞİK’ten Avukat Yelda Koçak ve Şiddet, Taciz, Tecavüz Çetelesi ile ay ay kadınların maruz kaldığı şiddeti belgeleyen bianet’in Kadın ve LGBTİ+ Editörü Evrim Kepenek değerlendiriyor.

Avukat Yelda Koçak, TÜİK'e alternatif veri üretimi yapacak araştırmaların TÜİK'ten izin almadan yayımlanamayacağına dair kanun değişikliği taslağı oluştutulmasının sebebine dair “AKP, böyle bir yasa değişikliği yaparak tüm ülkedeki somut durumun, somut yoksulluğun, somut şiddetin, somut kadın cinayetlerinin, ölümlerin, işsizliğin, işsizlik oranlarının kamuoyuyla paylaşılmasının önüne geçmeye çalışıyor. Sadece kendi üzerinde oynayabildikleri, değiştirdikleri ve dönüştürdükleri verileri paylaşıyorlar. Yoksulun yoksul olduğunu söylememek için, kadınların öldürüldüğünü duyurmamak için bir yasa girişimi bu” diye konuştu.

KCDP’YE AÇILAN DAVA DA VERİLERİN SANSÜRLENMESİ DE AYNI AMACA HİZMET EDER
Devletin yapması gerekeni sivil toplum örgütleri, sendikalar, kadın dernekleri, diğer siyasi partilerin yaptığını ve paylaştıkları istatistiklerin ülkenin durumunu açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneğine açılan kapatma davasına da değinen Koçak, “KCDP Derneğine açılan dava ile de bunu düşündüğümüzde amaçlarının ne olduğunu çok iyi görüyoruz. Devletin tutması ve kamuoyuyla paylaşması gereken şiddet ve cinayet verilerini bu dernek kendi çabalarıyla kadınların, basının, toplumun desteğiyle tutuyor ve paylaşıyor. Şimdi o paylaşımların da önüne geçmeye çalışıyorlar” dedi.
KADINA DAİR DEVLET YETERLİ VERİ PAYLAŞMIYOR

Devletin kadınlara dönük ürettiği veriler zaten sınırlıyken gün geçtikçe açıklananların sayısı da azalıyor. Kadına, kadına yönelik şiddete dair paylaşılan istatistiklerin, araştırmaların azlığı araştırmacılar, akademisyenler, kadın örgütleri tarafından da uzun zamandır gündeme getiriliyordu. TBMM Kadına Karşı Şiddet Araştırma Komisyonu’nun 28 Nisan 2021’de gerçekleşen toplantısında ülkedeki en kapsamlı şiddet araştırmasını yürüten Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü uzmanları 2014 araştırmasından sonra aynı çapta başka bir araştırma yapılmadığını, şiddet tablosunda mevcut durumun ne olduğunu görmek için araştırmanın tekrarlanmasına ihtiyaç olduğunun altını çizmişti.

Devletin, İstanbul Sözleşmesi’nin yüklediği verileri toplama ve kamuoyuyla paylaşma yükümlülüğünü yerine getirmediğine değinen Koçak, “Zaten en son yaptıkları araştırmada kadın cinayetlerinin yüzde 1400 arttığı ortaya çıkmıştı. O günden bugüne doğru düzgün istatistiki veri paylaşmıyorlar. Biz yıllardır verileri tutun, istatistiki bilgileri açıklayın, doğru verileri paylaşın diyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin de devlete yüklediği pozitif görevlerden biri buydu: düzenli veri tutulması ve verilerin paylaşılması. Bir veri varsa, bir araştırma varsa sorunu tespit edip ona dair çözüm üretirsiniz. Çözüm üretmedikleri gibi sorunun kamuoyuyla paylaşılmasının da önüne geçmeye çalışıyorlar. Bu çok tehlikeli bir yasa her bağlamda” diye konuştu.

‘DEVLET DIŞINDA KİMSE VERİ AÇIKLAMASIN İSTENİYOR’

Her ay yayımladıkları erkek şiddeti çetelesinden bahseden bianet Editörü Evrim Kepenek, “Biz erkek şiddeti çetelemizi basında çıkan cinayet, şiddet vakalarına göre hazırlıyoruz. Yerel ve ulusal tüm ajanslar, yayın organlarına düşen her şiddet vakası bizim radarımızda, sonrasında ‘erkek şiddeti’ ve ‘toplumsal cinsiyet’ noktası var mı diye bakıyoruz. Zaten çetele haberimiz buyken, çetelenin verilerine nereden ulaştığımızı gözler önüne seren gün gün erkek şiddeti çetelemiz de şu. Bizim kaynaklarımız çok açık, denetleme olmasına gerek yok isteyen herkes bu iki haberden istediği bilgilere ulaşabilir” dedi.

Kadına yönelik şiddet verilerinin önemini vurgulayan Kepenek, “Bir erkeğin bir kadını öldürmesi, devleti yönetenlerin bu sorunu çözememesi, medyanın yargının bu cinayetlere zaman zaman çanak tutması, bunlar dünyanın her yerinde bir haberdir. Bir kadının öldürülmesinin bin anlamı vardır. Biz de çetelede her ay en az 20 kadının erkeklerce öldürüldüğünü söylüyoruz. Medyaya da siyasete de yargıya da çok şey söylüyor bu veriler” diye ifade etti.

Kepenek, verilerin yayınlanmadan TÜİK’ten izin alınmasını gerekli kılan taslakla istenenin devlet dışında kimsenin veri açıklamamasını sağlamak ve açıklanan verilerin de iktidarın kontrolünden geçmesini sağlamak olduğunu belirtti.

VERİLERİ AÇIKLASINLAR!

Kepenek, devlet kurumlarının ellerindeki istatistikleri her ay düzenli paylaşması gerektiğini söyledi: “Bizim gibi kurumları denetlemek yerine kendilerinde daha net bilgiler var. Bu bilgileri her ay düzenli bir şekilde açıklasınlar.”

HABERCİLERE ‘ARAŞTIRMA YAPMAYIN’ DİYEN BİR TASLAK

Bu kanun değişikliği taslağının habercilik boyutuna değinen Kepenek, “Bu habercilere de ‘araştırma yapmayın’ diyen bir taslak. Haberci, ekolojik yıkımın tahribatının çetelesini tutar, erkek şiddeti çetelesini tutar, ekonomik verileri gösteren çeteleler tutar ve kamuoyu ile paylaşır. Bundan doğal ne olabilir ki? O yüzden benim aklım almıyor. Fakat erkek şiddetinin bu kadar yükseldiği, sistematikliğin verilerle gözler önüne serildiği böylesi bir dönemde, çetelemizin de birçok kez erişime engellendiği düşünüldüğünde ‘olmaz’ diyemiyorum” diye konuştu.

ŞİDDET VERİLERİNİ SANSÜRLEMEK ‘ŞİDDETİ ÖRTBAS ETMEK İSTİYORUZ’ DEMEK

Kepenek, “Her şeyi denetleyerek baskı altına alacaklarını sanıyorlar. Habercilik denetlenebilir mi? Erkek şiddeti verilerini denetlemek demek ‘şiddeti örtbas etmek istiyoruz’ demektir. Bunu kadın bir gazeteci olarak kabul etmiyorum. Umut ediyorum ki bu yanlış hukuk dışı tasarıdan bir an öne geri adım atılır” diyerek kanun değişikliği planına tepki gösterdi.

İlgili haberler
Kadın gazetecilerden baskıya ve sansüre karşı müca...

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu, 24 Temmuz Gazetecilik ve Basın Bayramı’na ilişkin ‘24 Temmu...

TÜİK: 'Biz enflasyonu ölçüyoruz. Halkın enflasyonu...

Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı Prof. Dr. Sait Erdal Dinçer, enflasyon rakamları konusunda gelen e...

AKP’nin şiddete ilişkin Torba Reform Paketi komisy...

Kadına yönelik şiddete dair düzenleme içeren torba yasa teklifini ve görüşüldüğü Kadın Erkek Fırsat...