Türkiye’nin imzacısı olduğu, kadına yönelik şiddetle ilgili devlete önemli yükümlülükler getiren İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imzasının çekilmesi gündemde. İzmirli kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin kadınların pek çok hakkını tartışmaya açan önemli bir mesele olduğunu, buna izin vermemekte kararlı olduklarını söylüyor. 

“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, Vazgeçmiyoruz” diyerek haklarını ve hayatlarını korumak, kamuoyunu bilgilendirip, herkesin kadınların taleplerine kulak vermesini sağlamak için il düzeyinde bir kampanyayı start verdiler.

İzmir’de birçok kadın örgütü, siyasi parti, sendika, dernek, platformdan kadınların ve bağımsız kadınların bir araya geldiği kampanya bileşenleri önümüzdeki günlerde “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır. Vazgeçmiyoruz” sloganıyla tüm İzmir’e seslenecek. Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmaması, acilen uygulanması talebi için eylemler düzenleyecek, buluşmalar yapacak, en geniş kadın birliğini oluşturmak için planlarını hayata geçirecek. Kadınlar, bu birlikteliğin yeni katılımlara açık olduğunu vurgularken “Şiddete karşı mücadelededevlete ve ilgili kurumlara yükümlülükler getiren İstanbul Sözleşmesi'ni korumak, hayatlarımıza sahip çıkmak için, bir kişi daha eksilmemek için gelin hep birlikte olalım” diyerek İzmir kamuoyuna çağrı yaptı.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANSIN, HEMEN!

İzmir’den kadınlar “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, Vazgeçmiyoruz” kampanyasıyla mücadele ile kazanılan haklarının korunmasını ve uygulanmasını sağlamak için eylem ve etkinlikler yapacak. Planlanan eylemlerin ilk adımı olarak kadınlar 5 Ağustos 2020’de saat 18:30’da Alsancak ÖSYM önünde toplanarak Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüyecek.

İzmir’de “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, Vazgeçmiyoruz” Kampanyasını birlikte yürütmek için bir araya gelen kurum ve örgütler şöyle:

Katılımcı Kurumlar: Balçova Alevi Bektaşi Derneği, Balçova Kadın Dayanışması, BEKEV, BORKAD, Bornova Kadın Platformu, Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası, CHP İzmir İl Kadın Kolları, ÇEKEV, Çağdaş Hukukçular Derneği, Çiğli Kadın Platformu, Çiğli Meclis Üyeleri İlerici Kadın Derneği, Demokratik Alevi Dernekleri, Devrimci İşçi Partisi, Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği, Emek Partisi, Eşit Yaşam Derneği, Genç LGBTİ+ Derneği, Genel-İş İzmir Şubeleri, HDP, Halkevci Kadınlar, İBB Meslek Fabrikası, İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi Kadın Komisyonu, İlerici Kadınlar, İmece, İzmir İlerici Kadınlar Meclisi, İzmir Kadın Dayanışma Derneği, İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisleri Birliği, İzmir KESK Kadın Meclisi, İzmir Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, İzmir Tabip Odası Kadın Komisyonu, Kadınlar Birlikte Güçlü İzmir, Kadın Savunma Ağı, Kampüs Cadıları, CHP Menemen İlçe Kadın Kolları, Mor Dayanışma, Mor Sarmaşık, Narlıdere-Menderes Belediye Meclis Üyeleri, Nar Kadın Dayanışması, Nihal Demir Çoban/Çiğli Belediyesi Başkan Yardımcısı, Özgür Genç Kadın, UKK, Sağlık-İş, Sosyalist Kadın Meclisleri, Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK), Tezkoop-İş 9 Eylül Hastanesi İşyeri Temsilciliği, TMMOB İzmir İKK Kadın Çalışma Grubu, TJA, Yeşil Sol Parti.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?
2014’ten bu yana yürürlükte olan İstanbul Sözleşmesi'nin tam adı, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesidir. Kadınları her türlü şiddete karşı korumayı, kadına karşı şiddeti ve hane içi şiddeti önlemeyi amaçlayan sözleşme, Türkiye dahil 40’ın üzerinde devlet tarafından imzalanmış bir uluslararası sözleşmedir. Sözleşme taraf devletlere getirdiği yükümlülükler bakımından 4 ana eksende incelenir. Buna göre şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, faillere yönelik etkili soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi ve kadına yönelik şiddeti engellemeye dönük politikalar izlenmesi için taraf devletler gerekli yasal ve diğer tedbirleri almakla yükümlüdür. 
Sözleşme, şiddeti her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet eylemleri olarak tanımlaması, toplumsal cinsiyeti tanıması, hane içi şiddeti “özel”den çıkararak müdahale edilebilir kılması, kadın kuruluşları ile işbirliği öngörmesi, uzlaştırma gibi alternatif hukuk yollarını yasaklaması bakımından önemli bir dayanak oluşturuyor.