İnfaz yasasının ardından: ‘Düşündükçe içimde bir bıçak geziniyor; ya bana ulaşırsa...’
‘Suçluların serbest bırakılacağını duyduğum günden beri dişimizle tırnağımızla kurduğumuz bu düzene adeta bomba atılmış gibi… Birbirimizi iyileştirmek için ne kadar uğraşırsak uğraşalım buna izin yok’

13 yaşındayken kuzenimin arkadaşının istismarına uğradım. 21 yaşında üniversite öğrencisiydi. Ne olduğunu bile anlayamamıştım. Annemin değişen halimi, yemeden içmeden kesildiğimi, okuldan derslerden, hayattan uzaklaştığımı fark etmesiyle ortaya çıkmıştı yaşadıklarım. Annem sayesinde dava açıldı. Beni istismar eden adamın ailesi önce "Üniversite okuyor, bir hatadır yapmış, hayatını mahvetmeyin" dedi, annem "Peki benim kızımın hayatı ne olacak?" deyip de dava açmaktan vazgeçmeyince tehditler başladı. Aile büyüklerinden mahalle imamına, muhtardan mahalle kabadayılarına herkes, ama herkes bu istismarın üstünün örtülmesi için kapımıza dayandı. Her kapı, her telefon çaldığında nasıl korktuğumu, annemin adeta bir savaşa hazırlanır gibi bu insanların karşısında dik durmak için çaba sarf ettiğini ben biliyorum. Evet, bu bir savaştı. Tek başına çocuklarıyla bir yaşam kurmaya çalışan annemin çocuğunu koruma savaşıydı. Ama aynı zamanda "Boşanırsan çocukların korunmasız kalır" diye diye annemin hayatına karışanlara karşı da bir savaştı. Bunları büyüyünce anladım hep. Annem bir yandan dimdik duruyordu ama bir yandan da geceler boyunca odasında yastığını ısırarak ağlıyordu.  

“İÇİME KAÇMAKTAN KÜÇÜCÜK KALDIM”

Büyük bir mücadele sonucunda, herkesi karşımıza alarak dava açtık. O kişi 15 yıl ceza aldı. Ama ben o süreçte, o küçücük halimle oradan oraya sürüklendim, ne olduğunu anlayamadığım istismar bana o kadar çok anlattırıldı ki, o kadar çok soruya, o kadar çok sorgulamaya maruz kaldım ki... İçime kaçmaktan küçücük kaldım.

Uzun uğraşlar sonucu cezaevine girdi o istismarcı. Biz şehir değiştirmek zorunda kaldık. Çünkü annem ve biz o kişinin ailesinin, mahallelinin tehditlerinden, baskılarından kurtulamıyorduk. Annem annesinden kalan evi apar topar satmak zorunda kaldığında, onun çocukluğuna da el konulduğunu anladım. Evin satıldığı gece hüngür hüngür ağladı. O evde annemin çocukluğu geçmişti. Kötü bir evlilikten sonra ilk sığındığı yer, yeni bir hayat kurduğu yer o ev olmuştu. Annesinin mirasıydı. Üç kuruş paraya satıldı.

Başka bir şehirde dişimizle tırnağımızla bir hayat kurduk. Ben üniversiteye gidiyorum. Ablam bir iş buldu, annem hala çalışıyor. Biz birbirimize hep sahip çıktık. Bütün zorlukların üstesinden hep beraber geldik.

“’SANA BİR ŞEY OLMAYACAK, MERAK ETME’ DİYEN BİR TEK YETKİLİ VAR MI? YOK!”

Bu suçluların serbest bırakılacağını duyduğum günden beri dişimizle tırnağımızla kurduğumuz bu düzene adeta bomba atılmış gibiyiz. Kendimi iyileştirdiğimi sanıyordum, ama görünen o ki ben, annem, ablam beni ve birbirimizi iyileştirmek için ne kadar uğraşırsak uğraşalım buna izin yok. Korkmuyorum hayır, bize bir şey olmayacak, biz birbirimize sahip çıkacağız yine. Bize dokunamayacak. Ama bazen düşündükçe içimde bir bıçak geziniyor; ya karşılaşırsak, ya yoluma çıkarsa, ya bana ulaşırsa...

Bunun önüne geçecek benim, annemin ve ablamın gücünden başka bir güç var mı? Devlet var mı mesela? Polis var mı? Bana "sana bir şey olmayacak, merak etme" diyen bir tek yetkili var mı? Yok, yok, yok.

Ben bu yaşadıklarımdan çok şey öğrendim, o nedenle de kadın mücadelesine inandım. Kadın dayanışmasının gücünden başka hiçbir şeye inanmıyorum. Ve evet, bu suçluları salıverirken bize bir tek koruma, önlem sağlamayan, bilgilendirme yapmayan devlete kızgınım. Öfkem büyük. Çok büyük... Kelimelere dökemiyorum isyanımı.

“BEN BU ADAMLA EVLENDİRİLSEYDİM... BU ADAM AFFEDİLSEYDİ... “

Bir yandan da çocuk istismarcılarına evlilikle af tartışılıyor.

Çok düşünüyorum; ya annem bütün o mahalle baskılarına, imamın muhtarın aile büyüklerinin mahalle kabadayılarının baskısına direnemeyecek bir kadın olsaydı? Ya bu ülkedeki pek çok çocuğa dedikleri gibi "evlensinler" deselerdi bunlar... Ve benim annem bu baskılar karşısında olur deseydi...

Ben bu adamla evlendirilseydim... Bu adam affedilseydi...

Bunu tahayyül bile edemiyorum. Çok öfkeliyim. Böyle bir şeye kimsenin hakkı yok. Kimseye çocukların ve kadınların hayatlarını böyle yok etme izni vermeyelim kimseye... Hiç kimseye!

Ben sonuna kadar mücadele edeceğim buna karşı... Bu mücadeleyi sürdürürken kendi gücümden, annemin, ablamın, Ekmek ve Gül'ün, kadın mücadelesine inananların gücünden başka bir şey yok elimde. Bana yeter ama bu. Bize yeter kız kardeşlerim…

Bu yasalara izin vermeyelim.

İlgili haberler
14 yaşında tecavüze uğrayan Duygu: Kadın mücadeles...

Bir çocuğun sistematik istismara maruz kalıp, bununla tek başına mücadele etmeye çalışması ne demekt...

İnfaz düzenlemesinin mağduru olacak kadınlardan bi...

Balıkesir’den üniversiteli genç bir okuyucumuzun mektubu, infaz yasasıyla mağdur olacak kadınların h...

Cinsel suçluların cezasını indirecek ayrımcı infaz...

Ayrımcı infaz yasası yasalaştı, yeni yasaya göre, cinsel dokunmazlığa karşı işlenen suçlarda denetim...