İMES’ten işçi kadınlar: ‘Maaş bitti, mutfak boş kaldı’
Binlerce işçinin çalıştığı İMES’te kadın işçiler pandemi koşullarında yaşadıklarını, geçim dertlerini, asgari ücret taleplerini anlattı: ‘Maaş bitti, mutfak boş kaldı’.

İstanbul Madeni Eşya Sanatkârları Sanayi Sitesi (İMES), 9 bin işçinin çalıştığı, küçük atölyelerinde 300-400 işçinin çalıştığı fabrikaların da bulunduğu büyük bir sanayi sitesi. İMES’in bir kapısından girilip öbüründen çıkıldığında bir başka sanayi sitesine giriliyor: Dudullu OSB. 50-60 bin işçinin çalıştığı fabrika arazilerinin kocaman olduğu bir sanayi bölgesi burası. Yan yana dizilmiş apartmanlar gibi fabrika kampüsleri birbirini takip ederek kocaman bir alana yayılıyor. Küçük atölyelerin bulunduğu eski iş merkezi binaları, yanlarında bol korumalı yüksek güvenlikli silah fabrikaları, elektronikten gıdaya, tekstilden demir çeliğe birçok sektörde farklı boyutlarda üretim blokları, farklı saatlerde vardiya çıkışlarında fabrikaların önüne dizilen işçi servisleri…  

Pandeminin ise önlem olarak fabrikaların, atölyelerin işleyişinde değiştirdiği tek şey maske ve vardiya saatleri. Genel olarak fabrikaların çoğunda işçiler bantlarda dip dibe çalışıyor, işçiler servislerde dip dibe mesafe önlemi ve kapasite azaltılma önlemi alınmadan virüse karşı korunmasız taşınıyor. Patronların elinde bir kırbaç olarak kullanılan pandeminin işçilerin yaşamına etkisi ise en ufak bir sohbette bile açığa çıkıyor, işsiz kalıp açlığa mahkûm edilme korkusuyla, bir sonraki ay kirayı nasıl vereceğim kaygısıyla, “Ücretsiz izin insafsızlığıyla…”

Geçim sıkıntısının had safhaya ulaştığı, “virüsten mi açlıktan mı korkalım” sorusunun iyice yaygınlaştığı bu günlerde “nasıl geçineceğiz?”, “asgari ücret kaç olur?” soruları on binlerce işçinin üretim bantlarında, yemekhanelerde, servislerde, sigara molalarında yan yana geldiği bu sanayi bölgesinde önemli bir yer tutuyor.

‘VERGİ KESİLİR Mİ ASGARİ ÜCRETTEN? BÖYLE BİR ŞEY OLAMAZ!’

IMES’te cam bardak üretilen bir atölyede çalışan kadınlar da Dardanel fabrikası işçisi kadınların da ortaklaştığı bir konu var; asgari ücret ile geçimi sağlamanın neredeyse imkansız olduğu, hele de asgari ücretin kendi zaten çok az bir miktarken bir de vergi kesintisi yapıldığında... Dardanel fabrikası işçisi bir kadın öfkeyle tepkisini şöyle ifade ediyor: “Zaten çok az bir miktar bir de vergi kesiliyor. Vergi kesilir mi asgari ücretten, böyle bir şey olabilir mi ya? Böyle bir şey olamaz!”

Dardanel fabrikası işçisi kadınlarla servislerini beklerken yaptığımız sohbette tek maaşla bir ailenin geçinemediği konusunda hepsi hemfikir: “Zaten kiralar olmuş en az bir buçuk milyar. Doğalgazı, suyu, elektriği, interneti, telefon parası 500-600 lira en az bunlar tutuyor. Toplasan zaten maaş bitti, mutfak boş kaldı. Hele bir de öğrenci varsa o evde imkânsız o parayla o evin geçinmesi. Bir de vergi kesiyorlar, elimize hiçbir şey kalmıyor.” Asgari ücretin ne kadar olmasını istedikleri sorusuna ise gülüyorlar: “Bize sorsalar biz 5 bin deriz ama soran yok.” Vergi kesintisi yapılmadan en az 3 olması gerektiğini söylüyorlar sonra.

‘HAMİLELİĞİMİN SON AYINA KADAR ÇALIŞMAK ZORUNDAYIM’

Çay bardaklarına kadınların baskı yaptığı bir atölyede kadınlar çalışırken onlarla daha uzun sohbet etme fırsatımız oluyor; geçim derdinden, değişimin nasıl gerçekleşeceğini düşündüklerine kadar. 6 işçi kadın bir yandan bardaklara baskı yaparken bir yandan da sohbet ediyorlar. Hepsi bulundukları atölyede tecrübeli işçiler. 11 yıl çalışanı da var 7 yıldır çalışanı da 9 yıldır çalışanı da. Bir kısmının çocukları üniversiteyi bitirmiş, lise okuyan da var, online olarak üniversiteye başlayan da, içlerinden biri de hamile. Hamile olan bebek masrafları çok olacağı ve bir süre çalışamayacağı için hamileliğinin son ayına kadar çalışmak zorunda olduğunu, başka çaresi olmadığını söylüyor.

‘İŞÇİYE GELİNCE HİÇBİR ZAMAN PARA YOK’

Asgari ücrete dair ne düşündükleri sorusuna en sessizleri atlıyor hemen “net 3 bin olmalı” diye ve kaygılı bir ses tonuyla soruyor: “Olur mu ki sizce?” Ancak o kadar eminler ki bir yandan da asgari ücret tespit komisyonu masasından onların yaşamını kolaylaştıracak bir karar çıkmayacağına “Ohoo 3 bin bile fazla, vermezler” diyor biri. “Keşke artsa biz 5 bin olsun isteriz ama olmayacağını biliyoruz. Olmaz. Neden olsun? İşçiye gelince hiçbir zaman para yok. Pandemiyi de bahane ederler artık doğru düzgün hiç yükseltmezler” diye destekliyor bir diğeri. Neden işçiye hiç para olmadığına dair “Türkiye ekonomisi çok kötü, para yok, olmayan parayı da zamlarla bizden çıkaracaklar. Bu yıl da böyle olacak” diyorlar. İşçilere verilmeyen paranın patronlara verildiği konusunda ise hemfikirler. Zamların da kapıda olduğunu belirten kadınlar Dardanel fabrikası işçi kadınlarla aynı fikirde: “Evde iki kişi çalışmazsa tek asgari ücret ile geçinmek çok zor. Ücret 3 bin olsa bile çok zor olur.” Seslerini duyuramayacaklarını düşündüklerini ifade ediyorlar: “işçi kadının sesini duymuyorlar ki, söyleyelim geçinemediğimizi, istediğimiz ücreti ama duymuyorlar nasıl duysunlar?”

20 yıldır çalışan kadın işçi ise emekli olmak istesen de olamadığını söylüyor: “Girişim geç yapıldığı için günleri dolduramıyorum, hadi onu doldurdum sonra karşıma yaş şartı çıkıyor. 20 yıldır çalışıyorum, emekli olamıyorum.” Bir diğer kadın işçi emekliliğin de kurtuluş olmadığını hemen ortaya çıkartıyor sorusuyla: “Amaan emekli olsan bin lirayla geçinebilecek misin zaten?”

‘ÜCRETSİZ İZİN İNSAFSIZLIKTIR’

Pandemi koşullarında patronların eline verilen kozla milyonlarca işçi bin liraya evde oturup geçinmeye çalışmak zorunda bırakıldı ya da daha doğrusu açlıkla yalnız bırakıldı. Kadın işçiler ücretsiz izne mahkûm bırakılmasına işçilerin çok tepkili olduklarını dile getiriyorlar ve bu konuda talepleri net: “Ücretsiz izin insafsızlıktır, kesinlikle yasaklanmalı.” Biliyorlar: “Patron aylarca iş almasa bile geçinir ama işçi geçinemez. En basitinden her ay minimum bin lira kirasını ödemek zorunda.”

“Hayatın dayattığı bunca sorun, bunca dert nasıl aşılır?” sorusunda hükümetin değişimi ile tüm sorunları tam olarak çözülmese bile onlar için daha iyi olacağı inancındalar: “AKP bir gitsin, bir de bir başkası denesin”, “18 yıldır bunu gördük, bir de CHP’yi görelim.” Ancak ne asgari ücretin belirlenmesinde ne artan şiddetin engellenmesinde kendilerini bir özne olarak görmekten uzaklar, kendi yaşamlarını hayatın akışına bırakmış ve “ne olacak göreceğiz” diyorlar. Oysa “işçi kadının sesini nasıl duysunlar?” sorusunun yanıtı işçi kadınların tarihinde ve bugün ellerinde tuttukları güçte gizli…

İlgili haberler
Kadın işçilerin gündemi: Vergiler, zamlar, asgari...

Esenyurt’ta gıda, metal, depo işçisi kadınlara asgari ücreti sorduk. İşçi kadınlar geçim derdi, zaml...

Asgari Ücret, Azami Sefalet

Elif Turgut soruyor, Sevda Karaca 4 Aralık'ta başlayan asgari ücret görüşmelerini ve kadınlar üzerin...

Herkes borçlu, krediye bağımlı, yarından endişeli

Pandemi sürecindeki ücretsiz izin uygulaması fiili işsiz sayısını da arttırdı. İşsiz nüfusun büyük b...