İhraç edilen bir kadın anlatıyor: Dayanışma ile ayakta kaldım
Olağanüstü halin 1 yılı geride kaldı. İhraçlar, KHK’lar, baskılar, mağduriyetler... Yüz binlerce insan yoksulluğa ve belirsizliğe itildi, hem de sorgusuz sualsiz...

Herkes için zorlu oldu muhakkak bu süreç ama en çok da istihdamda daha düşük sayılarda yer bulabilen, çalışma yaşamında zar zor yer edinen kadınlar için zorlayıcı oldu. Bu durumu belki de en iyi OHAL mağduru çok az sayıda kadının çalıştığı bir yerden ihraç edilen bir kadının anlattıklarıyla açıklayabiliriz: “KPSS ve KPDS’den aldığım puanlar ve kurum sınavında elde ettiğim başarı ile çok rağbet gören bir kurumda işe girmeyi başardım ve OHAL sürecinde işimden olduğum bu kamu kurumunda kadınlara yönelik ayrımcılığı çok iyi gördüm. Zaten çok az sayıda kadın personelin çalıştırıldığı bu kurumda kadınların yükseltilmediği, hatta önemli görevlerden uzak tutulduğu bir ortamda 8 sene çalıştım. Diğer kadın arkadaşlarımla (kadınların yükseltilmediği, hatta önemli görevlerden uzak tutulduğu görüşünü) dile getirdiğimizde de bizim yanlış düşündüğümüz söylendi. Önemli kararlara dahil olmayalım diye sürekli yöneticiler için ‘önemsiz’ olan sosyal konularda çalışmalar yapmamızı sağlamaya çalışıyorlardı. Sosyal konular benim için çok önemli olduğundan bu alanda çalışmak sorun olmuyordu. Ancak bakış buydu.”

‘SOLCU AVINA ÇIKMIŞ YÖNETİCİLERİN AĞINA TAKILDIM’
Mersin’de yaşayan genç kadın çalıştığı yerden ihraç edildiğini, ihraç edilen bir başka arkadaşını dayanışmak için aradığında öğrendiğini söylüyor. Hislerini ve kaygılarını da şöyle anlatıyor: “İşimden edildiğimi, hakkında soruşturma yürütülen ve kurumun yönetim kurulu toplantısında iş akdinin feshedildiğini öğrendiğim bir arkadaşımı dayanışma için telefonla aradığımda ondan öğrendim. Meğer yönetim kurulu benim hakkımda da ilişik kesme kararı almış. Kucağımda 8 aylık bebeğim, dışarıda bir yerlerde yalnız başımayken aldığım bu haber, sanırım hayatımda aldığım en acı ve şok yaratan haberdi. Birden bire, öncesinde herhangi bir soruşturma veya bir belirti olmaksızın bu şekilde bir ihraç beni ve yakınlarımı şoka soktu. Önce neden bunun benim başıma geldiğini öğrenmeye çalıştım ve FETÖ ile bir ilgisi olmadığı cevabını aldım. Kurumda ‘solcu avına’ çıkmış yöneticilerin ağına takıldığımı öğrendim. Derhal hukuki süreçleri araştırmaya başladık, ihraç edilen memurlara kıyasla bir anlamda şanslıydım ve işe iade davası açtım.”


‘BENİ GÜÇLENDİREN DAYANIŞMA OLDU’
Ailesinin, yakınlarının yaşananlara destek olup olmadığı sorusuna ise şöyle yanıt veriyor: “Ailemin desteği ve bebeğimin varlığı olmasa sanıyorum bu kadar güçlü olamazdım. Yakın arkadaşlarım, dostlarım da hep yanımdaydı. Bu olay sonrasında yaşadığım bu küçük kentte kadın dayanışmasını çok ciddi yaşadım ve maddi, manevi çok önemli destek gördüm ve görmeye devam ediyorum. Elbette hiç ummadığım insanların bir anda ilişkisini kestiğini de gördüm. Ancak bunların beni daha da güçlendirdiğini fark ediyorum.”
Adının yayınlanmasına istemeyen genç kadın, ihraç edildikten sonra eşi de işsiz kalmış ve sorunlar gittikçe büyümüş. Ancak bu noktada gördüğü dayanışma onun ayakta durmasını sağlamış. “Benden sonra başka nedenlerle eşimin de işsiz kalması ile hayatımız alt üst oldu. Ancak dayanışma içinde olduğum insanların desteğiyle evden bazı işler yaparak hayatımı idame ettiriyorum. Bir yandan sürekli iş başvuruları yapıyorum, uygun görenlerle iş görüşmeleri yapıyorum. Ancak alnımıza yapıştırılan bu yafta ile iş bulmak neredeyse imkansız bir hal almış durumda. Uzun süre kamuda çalışmış olmak da özel sektör karşısında bizi zayıflatıyor. Pasaportuma el konması yurtdışında doğabilecek olası imkanları elimden alıyor ve uluslararası işler yapmamı engelliyor. Şu anda eşim başka bir kente çalışmaya başladı, en kısa sürede ben de bir iş bularak onun yanına taşınmayı planlıyorum.”
OHAL’in insanların yaşamını nasıl etkilediğinin bir özetini anlatıyor bize, ama yine de tüm olumsuzluklara rağmen ayakta da kalınabildiğinin bir özeti bu...


‘KENDİMİ ERKEKLERDEN DAHA ŞANSLI GÖRÜYORUM’
Evden çeviriler yaparak geçimini sağlayan genç kadın, kadınların bu süreçteki dayanışmasının büyük bir güç yarattığını hatırlatıyor. Bu sebeple de kendini erkeklerden daha şanslı görüyor. Çünkü onun deyimiyle kadınlar arasındaki dayanışma, erkekler arasında bu denli güçlü değil.
“Evladımız için hayatımızı yoluna sokmak ve ayakta durmak zorundayız” diyerek hem hukuki süreçlerle hakkını aramaya devam edeceğini hem de yeni bir iş bularak yaşama sıkı sıkıya tutunacağını söylüyor.
Veda ediyoruz ve onun son sözünü paylaşıyoruz sizlerle “Bıkmadan, usanmadan bir yolunu bulacağım çalışmanın.”


İlgili haberler
OHAL’de kadınlık halleri: Her halde direniş...

Dosyadaki her bir kadın, mesleklerini elde etme çabaları, yaşamları, ihraçların kadınlar için katmer...

OHAL: Ölüm gibi bir şey oldu ama ölmeyeceğiz

Kadın akademisyenler barış imzacısı oldukları için yıllarca emek verdikleri üniversitelerden uzaklaş...

OHAL’de ihraç edilen kadınlar işte bunları yaşıyor...

Yıllarca emek verdikleri meslekleri ellerinden alındı, geçim derdi büyüdü, aile baskısı arttı, çocuk...