33 yaşındaki Hilal Kar Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi 5 Nisan Mahallesi’nde 23 Haziran’da sokakta yürüdüğü esnada dini nikahlı olduğu Mehmet Demirhan tarafından katledildi. Kar olay yerinde yaşamını yitirirken katil zanlısı Demirhan kaçtı. Hilal Kar’ın evliliği boyunca sistematik şiddete maruz kaldığı ortaya çıkarken fail kaçtıktan neredeyse 4 ay sonra, 4 Ekim günü yakalandı.
Demirhan yakalandıktan sonra ilk ifadesinde “Pişman değilim” derken, Hilal’i tasarlayarak öldürmediğini savunarak tutuksuz yargılanmayı talep etse de tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kar Ailesinin Avukatı Eda Kar Burakmak geçen 4 aylık süre içerisinde soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmediğine şahit olduklarını söyledi. “Olaydan yaklaşık 2 hafta sonra adli tatil başladı ve adli tatil sürecinde maalesef yargı neredeyse işlemez durumda oluyor” diyen Burakmak, “Dosyanın bu durumda olmasının en büyük sebeplerinden birinin bu olduğu kanaatindeyim. Çünkü olay tarihinden sonra adli tatil döneminde dosya bitirilip esas savcısına ulaşamadı ve nöbetçi savcıda kaldı” diyerek yargı mekanizmalarının yavaşlığına dikkat çekti.
‘SORUŞTURMANIN GENİŞLETİLMESİ TALEBİMİZ DİKKATE ALINMADI’
Olayın hemen ardından soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunduklarını dile getiren Burakmak şöyle devam etti: “Soruşturma genişletme taleplerimizde kamera kayıtlarının, şüpheliye ait olabilecek bütün telefon numaralarının tespitiyle birlikte HTS kayıtlarının incelenmesini talep ettik. Şüphelinin ne şekilde yakalandığına dair elimizde net bir şey yok, tutanaklar tam olarak dosyaya girmiş değil.”
Dosyanın esas savcısının olaydan neredeyse bihaber olduğuna dikkat çeken Burakmak, savcının dosyada gizlilik kararı olması gerektiğini söylediği bilgisini paylaştı. “O süreçte kendisine esas meselenin gizlilik kararı olmadığını söyledik. Fail hâlâ yakalanmamış ve dosyada herhangi bir gelişme olmamıştı” dedi. Soruşturmanın genişletilmesi taleplerini ilettikten sonra Lice’de üç defa arama gerçekleştirildiği ayrıntısını da paylaşan Burakmak soruşturma sürecine dair eksiklikleri şu sözlerle dile getirdi: “Bu tür olaylardan sonra failler kırsal kesimlere kaçar ve orada akrabalarının yanında saklanır. Soruşturmanın genişletilmesi için verdiğimiz dilekçede de akrabalarının bilgi sahibi olarak ifadelerinin anılması gerektiğini söyledik. Bu kişiyi kim saklamış, kim gizlenmesine yardımcı olmuştu ortaya çıkarılmalıydı. Ancak taleplerimiz dikkate alınmadı. Kadın cinayeti dosyalarında bu tür uygulamalarla karşılaşıyoruz. Örneğin uyuşturucu dosyalarında etkin bir soruşturma yürütülürken kadın cinayeti soruşturmalarında aynı hassasiyeti görmüyoruz.”
‘YARGIDAN CESARET ALIYORLAR’
“Şüphelinin ifadesini gördüğümüzde yargıdan nasıl güç aldığı, toplumun ataerkil yapısını nasıl üzerinde taşıdığı çok açıktı” diyen Burakmak, failin olayın hemen sonrasında Lice’ye köyüne gittiği beyanında bulunduğunu aktardı. Burakmak, “Maalesef biz dilekçemizi verdikten yaklaşık iki ay sonra Lice ilçesine baskın yapıldı ve o tarihe kadar çoktan oradan çıkmıştı. Şüpheli şehir merkezine geldiğini beyan ediyor. Maktulün çalışması sırasında ona müdahaleleri, maktulün kız kardeşinin açık giyinmesinin kendisini rahatsız ettiği gibi hususlarla karşılaşıyoruz, bu durum ataerkilliğin açık bir yansıması. Verdiği beyanda ‘Pişman değilim’ demiş ve olayı tasarlamadan gerçekleştiğini iddia etmiş. Ancak olayın tasarlayarak olduğu dosya kapsamında belli. Maktulün kız kardeşi Rabia beyanında şüphelinin kendini tehdit ettiğini söylüyor. Etkin soruşturmanın önemi de burada ortaya çıkıyor” dedi.
‘SORUŞTURMA UZADIKÇA DELİLLER KARARTILIYOR’
Faillerin şiddet eylemini gerçekleştirdiğinde kendine herhangi bir şeyin olmayacağını görüp ekstra cesaret kazandığına dikkat çeken Burakmak, kadına yönelik şiddet, cinayet dosyalarında etkin soruşturma yürütülmesi, failin doğrudan yakalanması, yakalanması için gerekli bütün tedbirlerin alınmasının önemli olunduğuna vurgu yaptı. Soruşturma ne kadar uzatılırsa delillerin o kadar çabuk yok olduğunu, faillerin o kadar rahat gezdiğini ve cesaret topladığını söyleyen Burakmak son olarak şunları ifade etti: “Bugün kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri daha da artıyor. Bunun en önemli sebebi de ataerkillik. Bu ataerkilliği siz hukukla da dizginleyemezseniz ataerkillik bu tür sonuçlara sebep olur. Hukuk ne kadar üstün, ne kadar uygulanabilir olursa o zaman bütün adli süreçler rahatlar, suç oranları düşer.”
Fotoğraf: MA
İlgili haberler
Onlarca faile indirim uygulandı, koruma talepleri...
AKP Sözcüsü Ömer Çelik cezasızlık algısı oluşturulduğunu iddia etse de kadın cinayeti ve kadına şidd...
'Neden daha önce tutuklanmadı?'
'19 yaşındaki İkbal ve Ayşenur’un yarım saat arayla vahşice katledilmesi ile ilgili çalıştığım tekst...
'Gücüm yettiğince savaşmak istiyorum'
'Korkularım düşünceye dönüştüler: Hem tanıdığımız hem de tanımadığımız erkekler tarafından öldürülüy...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.