Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası toplantı salonunda gerçekleşen etkinlikte, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası MYK Üyesi Psikolog Aylin Akçay da bir sunum gerçekleştirdi. Şiddetin kökeni ve türleri üzerine konuşan Akçay, Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi'nde geçen şiddet tanımından yola çıkarak kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve tamamen son bulması için yapılması gerekenleri tartıştırdı. Akçay, uzun süredir iktidarın hedefinde olan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasayı da hatırlatarak, son dönemlerde yaşanan şiddet vakalarına dikkat çekti.

‘HER ŞEYE RAĞMEN MÜCADELE ETMELİYİZ’

Günümüz mevcut düzeninin her ne kadar göz boyayıcı şiddet karşıtı uygulamalar barındırsa da problemin köken alıp beslendiği yer olduğu gerçeği, genç hekim adaylarının kafasında "Nasıl bir dünya düzeninde kadına şiddet sorununu çözebiliriz?" sorusunu oluşturdu. Gerçek eşitliğin sağlanabilmesinin, özellikle mevcut iktidarın eşitliğe “fıtrat” saldırısı sonucu ortaya çıkan "cinsiyet adaleti" kavramının varlığında mümkün olmadığı sonucuna varılırken katılımcılarda, "Her şeye rağmen mevcut şartlar tamamen değiştirilinceye kadar birlikte mücadele etmeliyiz" düşüncesi öne çıkıyordu. Tıp fakültesi öğrencileri, kadına yönelik şiddetin engellenmesi noktasında sağlık emekçilerinin etkin özne olabileceklerini belirtirken, öğrencilik ve iş hayatlarında maruz kaldıkları ve kalacakları her türlü şiddet, baskı, mobbinge karşı ortak bir mücadele hattı oluşturarak bu tabloyu değiştirebileceklerini söylediler.