HASUDER’den nüfus planlamasına tepki: Kadın ve çocuk sağlığı riske atılıyor
HASUDER: 'Üreme sağlığı hizmetlerine erişimi engelleyen uygulamalar kaldırılmalı, kadınların sağlık hakları güvence altına alınmalıdır.'

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde kurulan nüfusu artırmaya yönelik planlamalar yapmakla görevli Nüfus Politikaları Kurulu’nun önerileri tepki toplamaya devam ediyor. Halk Sağlığı Uzmanları Derneği ve Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı tarafından yapılan açıklamada, sık doğumların, istenmeyen gebeliklerin ve ergenlik dönemindeki evliliklerin anne ve bebek ölümlerini artırdığına işaret edilerek “Aile, kadın ve çocuk sağlığını riske atan politikalardan vazgeçilmeli” çağrısı yapıldı. Önerilen uygulamaların kadınların birey olarak haklarını tanımayan, onları sadece 'anne' ve 'eş' rollerine indirgemeye çalışan politikalar olduğunu işarete edilerek “Uygulamaların, başta eğitim, istihdam, sağlık hizmetlerine erişim ve üreme hakları olmak üzere pek çok alanda kadınların toplumsal yaşama katılımını sınırlandırıcı olacağı ve kadınların insan haklarından eşit yararlanmalarını olumsuz etkileyeceğinden kaygı duyulmaktadır” denildi. 

EŞİTLİKÇİ PLANLAR YAPILMALI

Öte yandan, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) 2023 Nüfus Raporunda, birçok ülkede daha büyük aileleri teşvik etmek amacıyla kadınlara, eşlerine mali teşvikler ile ödüller sunulsa da bu ülkelerde doğurganlık oranlarının etkilenmediğinin bilgisi verilerek “Bu tür politikaların kadın haklarına zarar verdiği kanıtlanmıştır. Nitekim, Türkiye’de de 2018 yılından beri özellikle birinci basamak sağlık kuruluşlarında her vatandaşın hakkı olan doğum kontrol yöntemlerine erişimde ciddi sıkıntılar, engeller yaşanmasına karşın doğurganlık hızları artmamaktadır” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, eşitlikçi ve adil bir nüfus politikasının benimsenmesi gerektiği belirtilerek şu çağrılarda bulunuldu: “Üreme sağlığı hizmetlerine erişim temel bir insan hakkıdır ve doğum kontrol yöntemleri, kürtaj hizmetleri ve kapsamlı cinsel sağlık eğitimi, ücretsiz ve herkes için erişilebilir olmalıdır. Kadınların bedenleri ve doğurganlıkları üzerindeki baskıcı uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Üreme sağlığı hizmetlerine erişimi engelleyen uygulamalar kaldırılmalı, kadınların sağlık hakları güvence altına alınmalıdır. Kadınların toplumsal ve siyasi yaşamda karar alma mekanizmasında ve istihdamda daha fazla yer alması teşvik edilmeli, ekonomik bağımsızlıkları desteklenmelidir. Kadın ve çocuk sağlığını riske atan politikalardan vazgeçilmelidir.”

Fotoğraf: Pixabay