Gebzeli kadınlar: 'Yaşamak istiyorsak mücadele etmek zorundayız'
Gebze'de işçi ve emekçi kadınlar kadın cinayetlerine karşı yürüyüşte buluştu. Kadın mühendisler, basın açıklaması yayınladı.

Gebze Kadın platformu çağrısıyla ile bir araya gelen kadınlar, Gebze Eski Çarşı Tarihi Çeşme’den, Gebze Kent Meydanı’na yürüdü. Kadınlar sık sık, "Kadın cinayetleri politiktir", "Aklama, koruma, katilleri yargıla” sloganları attı. Birleşik Metal Kadın Komisyonu üyesi metal işçisi kadınlar da yürüyüşe önlükleri ile katıldı. 

ŞİDDETE KARŞI GÜCÜMÜZ BİRLİĞİMİZ

Kadınlar, 4 Ekim’de katledilen İkbal ve Ayşenur’u anarak eylemlerine başladı. AKP'li Ömer Çelik’in “Cezasızlık algısı var” açıklamasına atıfta bulunan kadınlar, "Semih Çelik katliam çağrısı yapmasına rağmen neden öncesinde gereken önlemler alınmadı? Sevilay Karlı defalarca şikayetçi olmasına rağmen neden gereken yapılmadı ve bugün aramızda değil?" diye sordu.

Kadınlara, "Eğer bu ülkenin çocukları istismara uğramasın, kadınlar sokak ortasında öldürülmesin, korkarak yürümesini istiyorsak mücadele etmeliyiz. Karanlık sokaklardan endişeli geçmek istemiyorsak, birbirimizin elini tutmalıyız, yan yana olmalıyız” diyerek seslenen Gebze Kadın Platformu kadınları el ele mücadele etmeye çağırdı. Ardından basın açıklamasını Gebze Kadın Platformu adına Alev Çalımbay okudu.

Çalımbay, İstanbul’da iki genç kadının katledilmesine ilişkin "Vahşice katledilen İkbal’in ve ailesinin suç duyuruları gerçekten dikkate alınmış olsaydı, bir yıl önceden cinayeti haber veren video yetkili makamları harekete geçirmiş olsaydı, beş ayrı hastane kaydı olması katilin takibe alınmasını sağlamış olsaydı, bir okul yetkilisi de çıkıp İkbal’in kaydını niye sildirdiklerinin peşine düşmüş olsaydı bu cinayet gerçekleşmeyecekti! Tıpkı diğer tüm kadın cinayetlerinde olduğu gibi etkin bir koruma ve önleme mekanizması olmadığı için bu cinayetlerde de göz göre geldi“ dedi.

Kadınların değil, katillerin korunduğunu dile getiren Çalımbay, “Oysa bu ülkede yurttaşlar en temel eleştiri hakkını kullanan bir paylaşım yapmış olduğunda veya üniversitede kayyuma, fabrikada patrona, savaşa, yoksulluğa, gericiliğe karşı ses çıkardığında 'halkı kin ve öfkeye sevk etmekten' şafak vakti kapısına dayanılır. Ama Gülistan Doku bin 738 gündür, Rojin Kabaiş ise 12 gündür bulunamıyor. Bulunmaları için etkin soruşturma yürütülmüyor! Üstelik kadınlar tüm bunlara karşı sokaklara çıktığında iktidar hedefe koyuyor, valilik ve emniyet engelliyor!” diye konuştu.

'HAKLARIMIZ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ!'

Çalımbay açıklamaya şu şekilde devam etti: 

“Haklarımızı geri almak için her gün, her an direnmeye ve mücadele etmeye devam ederken; dinci, gerici ve şeriatçı çetelerle sarmaladığınız her alanı geri alacağımızı ülkenin her yerinde haykırıyoruz!

Tarikatlarla seçim pazarlığı yaparak İstanbul Sözleşmesi'ni kaldıranlarla, 6284’ü, Medeni Kanun'u, Lanzarote Sözleşmesi’ni hedefe koyanlar ve mevcut yasaları uygulamayanlarla hesaplaşacağız. Çünkü biz biliyoruz ki İstanbul sözleşmesi etkin bir şekilde uygulansaydı, katledilen yüzlerce kadın bugün aramızda olacaktı. Ülke kadın ve çocuk mezarlığına dönmeyecekti.

Bizler, katledilen kadınların adını bir an bile dilimizden düşürmeden bu öfke ve isyanla karşınızda durmaya devam edeceğiz. Cinayet mahalli haline gelmiş bu ülkede yaşamlarımız, özgürlüklerimiz, haklarımız için yakanızda olmaya devam edeceğiz. Uygulamadığınız yasalar yüzünden, istismarı aklayan, katilleri öven düzeniniz yüzünden, kana bulanmış ellerinizle tutunduğunuz koltuklarınız yüzünden hayatta olmayan her bir kadın, her bir çocuk için ses olmaya devam edeceğiz.

Şiddetin her türlüsüne karşı etkin şekilde önleme ve koruma mekanizmalarının işletilmesi, gerçek bir eşitlik ve adalet sağlanması için harekete geçmeliyiz. Tüm kadınları ve kız kardeşlerimizi, yan yana olmaya, dayanışmayı bu mücadeleyi büyütmeye  çağırıyoruz."

MAKİNE MÜHENDİSİ KADINLAR: 'MÜCADELEMİZDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Makine Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi Gebze İlçe Temsilciliği Kadın Mühendisleri Komisyonu, kadın cinayetlerine karşı basın açıklaması yayınladı. Açıklamada, "Bugünlere bir günde gelmedik" denildi. "Eskiden yalnızca polisiye ya da korku filmlerinde karşılaştığımız bu vahşetler, bugün maalesef günlük hayatımızın bir parçası haline geldi. Ancak bu süreç bir anda gerçekleşmedi. Adım adım hayatımıza sızdı. Paranın ve gücün yüceltildiği bir toplumda, bu ayrıcalıklara sahip olanların her türlü eylemi normalleştirildi" denilen açıklamada kadınların yükselen gericilikle ikinci sınıf vatandaş olarak görüldüğü vurgulandı.


"Kadının sokakta gülmesini, kaç çocuk doğurması gerektiğini tartışan ve çocuklarımızı tarikatların ellerine teslim eden bu karanlığı kabul etmiyoruz" denilen açıklama "Biz şaşkınız, acılıyız ve öfkeliyiz. Ancak boyun eğmeyeceğiz! Katledilen kadınların ve çocukların hesabını mutlaka soracağız! Yeni acılar yaşamamak için bu karanlığı hep birlikte yıkmak zorundayız. Aydınlık bir ülke ve kadınların, çocukların özgürce yaşayacağı bir gelecek için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz" sözleri ile bitirildi.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül