EMEP'ten Medeni Yasa kabulunun yıl dönümünde açıklama: ‘Karanlığa karşı mücadeleye’
Medeni Yasa’nın kabulünün 98. Yılında EMEP yayılnadığı açıklamada, ‘Kadınların yüz yıl öncesinde kazandığı haklarının bugün hedef tahtasına konulmasını kabul etmiyoruz’ dedi.

Medeni Yasa’nın kabulünün 98. Yılında Emek Partisi açıklama yayınladı. Medeni Kanun’un 98. yılında iktidarın kadın-erkek eşitsizliğini derinleştirmek, kadının emeğini ‘aileyi korumak’ adı altında ucuzlaştırmak için adımlarını hızlandırdığına dikkat çeken açıklamada, iktidarın Medeni Kanun’da kadınlar için yer alan sınırlı hakların da tamamen yok edilmesini gündemine aldığı vurgulandı.

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iktidarın kadınlarla ilgili çizeceği politik hat açısından dönüm noktası olduğunu vurgulayan açıklamada, “Genel seçimlerin ardından kadınların haklarını kısıtlamaya dönük ardı arkası kesilmeyen açıklamalar ile devletin eşitsizlikten doğan şiddeti önlemesi bir yana kadınları bu şiddete daha da çok mahkum edecek politikalar dillendiriliyor” ifadeleri yer aldı.

YÜZ YILLIK HAKLAR KARANLIĞA İTİLMEK İSTENİYOR

Din görevlilerine nikah kıyma yetkisi, kürtajla ilgili fiili bir yasağa dönüşen uygulamalar, kadınların giyimi gibi birçok meseleye dair iktidarın söylemlerini hatırlatan açıklamada, kadına yönelik şiddet ve cinayet suçlarında indirim ve cezasızlık gibi eşitsiz ve ayrımcı politikalar uygulandığı vurgulandı.

Günümüz açısından Anayasa, Medeni Yasa değişikliklerinin iktidar tarafından gündem edildiğini hatırlatan açıklamada, “Medeni Yasa’nın kabul edildiği 17 Şubat 1926 tarihinden 98 yıl sonra kadınlar, yüz yılı aşan hak ve eşitlik mücadelelerinin ürünü olan bütün kazanımlarını tarihe gömecek karanlık bir dönemece itilmek isteniyor” ifadeleri yer aldı.

KADINA AYRILAN BÜTÇE BİNDE 8!

Baroların, kadın örgütlerinin katılımını sınırlandığı veya engellendiği Medeni Kanun çalıştayları ile yapılacak değişikliklere vurgu yapılan açıklamada, Aile hukukuna ilişkin yargıda devletin sorumluluklarının arabuluculuk sistemi kapsamına alınmak istendiği hatırlatıldı: “Ekonomik, sosyal ve tarihsel açıdan eşitsiz bir konumda olan kadın ve çocuk, devletin koruma alanı dışında arabuluculuk sistemi içinde daha da güçsüz bırakılmak ve hukuk güvencesinden arındırılmak isteniyor. Zaten artan yoksulluk ve işsizlikle boşanması zorlaşan kadınlar, ‘boşanma oranlarını düşürmek’ uğruna şiddet dolu evliliklere mahkum edilmeye çalışılıyor.”

Yoksulluk nafakası hakkı ile çocuklar için ödenen iştirak nafakasının tartışmaya açılmasının kadınları yoksullaştırdığını ve üzerinde baskı kurduğunu vurgulayan açıklamada, “Bakanlar hep bir ağızdan nafakaya dair sadece ‘mağdur erkeklerden’ bahsediyor. Kadınların güçlendirilmesi, bağımlı olmadan yaşamlarını sürdürebilmesi gündeme getirilmiyor. Kadınların güçlendirilmesine ayrılan Bakanlık bütçesi, toplam bakanlığın bütçesinin sadece binde 8’i!” dendi.

ŞİDDETE MAHKUM EDECEK UYGULAMALARA KARŞI MÜCADELEYE

“Kadınların yüz yıl öncesinde kazandığı haklarının bugün hedef tahtasına konulmasını kabul etmiyoruz” diyen açıklamada mücadeleye çağrı yapıldı: “Kadının eşitsiz konumunu pekiştirecek, emeğini ucuzlaştıracak, hayatını güvencesizleştirecek, şiddete sıkıştıracak bu uygulamaların karşısında tüm kadınları mücadele etmeye çağırıyoruz.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül