Dünyada ‘Tarikatlar İttifakı’na bakış| Siyasal İslam’ın Türkiye örneği: HÜDA PAR
HÜDA PAR'ın üye parçası olduğu siyasi uzantı bir yana, özellikle son yıllarda “politikamız” diye bahsettiği meselelerin kendisi bile bir tabloyu ortaya koyuyor. Nedir bu uzantı peki?

Türkiye’de seçimler yaklaşırken önemli bir kesim “Bu seçim geleceğimizi belirleyecek” cümlesinde hemfikir. Ne var ki özellikle kadınların hakları ve yaşamlarının bu seçimin sonucuna göre şekilleneceği bariz. Bu meseleye elbet salt bir oy, sandık ve seçim olarak bakıp, AKP ve ittifakları tarafından yıllardır örülen siyasi süreçten soyutlamak eksik bir analiz olur. AKP özellikle son yıllarda siyasi hattını daha belirgin bir şekilde ortaya koyuyor. Kadınların hak ve özgürlüklerinin elinden alınması ve kadınların buna karşı verdiği mücadele yıllardır örülen bu siyasi sürecin bir aynası.

Önümüzdeki seçimin en önemli ve dikkat çekici meselelerinden biri ise Cumhur İttifakının aleni bir şekilde “tarikatlar ittifakı” olarak önümüze çıkması. Yıllardır var olan, iktidarın beslediği, sırtını sıvazladığı militarist siyasal İslam’ın Türkiye’deki çehreleri artık alenen ve hiçbir çekince olmadan “siyasi unsurlar” olarak Türkiye siyasetinde yer tutmaya devam ediyorlar.

Bu isimlerden biri ise HÜDA PAR. Uzantısı, kurucuları her ne kadar inkar edilse de ortada. Uzantısı veya eski üyeleri bir yana, özellikle son yıllarda “politikamız” diye bahsettiği meselelerin kendisi bile bir uzantıyı ortaya koyuyor. Nedir bu uzantı peki? Muhalif kesimin Hizbullah diye bildirdiği, tarihsel bağlantıları kurarak HÜDA PAR’ın geçmişini ortaya koyduğu bir tabloyla karşı karşıyayız. Ama bir adım daha geriye gidelim. Geniş tabloyu görmek, yıllardır özellikle Ortadoğu’da emperyalist güçler tarafından kabul gören ve yürütülen siyasete bakmamız önemli olacaktır.

SİYASAL İSLAMIN KÖK SALIŞI

Sene 1980. Yeni yıla henüz girmişken Lübnan’da “Lübnan Hizbullahı”, siyasi-militarist ve Şii İslamcı bir örgüt ortaya çıktı. Hizbullah, Ruhullah Hümeyni’nin siyasi İslam ideolojisinden esinlenerek Lübnan’da faaliyetlerine başladı. Ruhullah Hümeyni 1979 yılında İran Devrimi’nin ardından dini lider olarak İran’da kök salmış ve siyasal İslam’ın en önemli teorisyenlerinden biri olmuştur. Fransa’dan İran’a gelen Ruhullah Hümeyni Şii veya Sünni fark etmeksizin İslam ideolojisinin önce bölgede ve sonra dünyada hakim olması gerektiğini birçok kitabında yazmış ve bununla ilişkili birçok siyasi yöntem, taktik ve tüzük yayımlamıştır. Özellikle İran’ın Kum ilinde, kurduğu İslam okulları ve üniversitelerine bölgenin ve dünyanın birçok yerinden kadrolar yetiştirmek üzere güçlü bir plan ortaya koymuştur.

Fotoğraf: İran Besic Milisleri- Fars Haber Merkezi

Lübnan’daki iç savaş yıllarında Lübnan Hizbullah’ına İran Devrim Muhafızları tarafından askeri eğitim verildi ve Hizbullah İran rejiminden mali ve siyasi destek aldı. Lübnan Hizbullah’ının Lideri Hasan Nasrallah, Hizbullah’ın finansmanının, harcamalarının, silahlarının ve füzelerinin İran İslam Cumhuriyeti tarafından karşılandığını da defalarca kamuoyuna açıkladı. AB’nin bazı ülkeleri, ADB ve Avustralya gibi ülkelerin terörist ilan ettiği Lübnan Hizbullah’ı yine Hümeyni’nin “Yeni kökten dincilik” teorisinde yer aldığı gibi “Emperyalizme” karşı mücadeleyi esas hedeflerinden biri olarak tanımlar. Ancak tıpkı İran rejimi gibi emperyalist ülkeler Rusya ve Çin ile hem siyasi ve hem ekonomik ilişkilerini had safhada sürdürür.

1980 ve ardından yine bu uzantıda birçok siyasal İslam örgütü ortaya çıktı. Yemen’de Ensarullah, Filistin’de Hamas, Kataib Hizbullah ve sonra uzantısı Haşdi Şabi Irak’ta kuruldu. Aynı Sünni uzantılar ise farklı bölgelerde kurulmaya başladı.


Fotoğraf: Lübnan Hizbullah milisleri- Fars Haber Merkezi

TÜRKİYE HİZBULLAH’I NEYE VE KİME KARŞI?

2021 yılında İran’da Kum ilindeki dini okullara bağlı olan İslam Dünyası Araştırmaları Derneği için araştırmaya başlayan Morteza Şirudi, Kerem Cemşidi, Seccad Şirudi Türkiye siyaseti ve Türkiye Hizbullah’ı hakkında Kum ilindeki arşivleri tarayarak 18 sayfalık bir geçmiş ortaya koydular.

“Türkiye Hizbullah’ının İslami hareketi, İslam Devrimi’nden etkilenerek ve onun fikirleri doğrultusunda şekillendi. Liderliği ve bünyesi Sünni olmasına rağmen bu hareket, Sayın İmam Humeyni’nin düşüncelerinden ilham alarak rotasını belirledi ve din düşmanı, laik Türkiye toplumu içinde dini kurumsallaştırmaya çalıştı. Bu nedenle bu makale, Türkiye’deki Hizbullah hareketinin bu ülkede uzun bir geçmişe sahip olan solcu ve laik milliyetçi fikirlere karşı militarist bir atmosferde nasıl doğup daha sonra nasıl bir güç haline gelebildiği sorusuna cevap aramaktadır…” diye başlayan makalenin içeriği birçok yerde Türkiye siyasetiyle ilgili Menzilciler, Vahdet hareketi gibi grupların yazılarına referans verirken Hizbullah’ın kuruluşu ve geçmişi ile ilgili kısımlara ise İran’da tutulan arşiv ve “Yeni Köktendincilik” teorisinin savunucularının yazdığı kitaplara referans verilmiştir. Yine 1980’lerin başında İstanbul’da harekete geçen Türkiye Hizbullah’ının kurucuları ve militanlarının çoğu başta Diyarbakır ve Batman’da olmak üzere Kürt illerinde PKK’ye, gazetecilere, Marksist örgütlere ve hareketlere karşı silahlı mücadele yürütmeye başladı. Birçok faili meçhul cinayette isminden söz ettiren Hizbullah daha sonra sahneden görünür de silinse de ondan ayrılan ve faaliyetine devam eden Menzilciler Türkiye siyasetinde kendine yer açmaya devam etti. Yukarıda bahsedilen birçok örgüt ve bağlantıyı geniş bir tabloda görmek bir rota belirlememizi kolay kılacak. Ancak tüm bu grupların ortaklaştığı noktalardan biri “Kutsal aile ve kadın meselesi”dir. Özellikle “Kadınların en büyük cihadı doğurmaktır” diyen bu ideolojilerin kök saldığı mesele özellikle kadınları “erkek ve kadından oluşan” ailenin içinde var etmeye çalışan, hak ve özgürlüklerini olabildiğince kısıtlayan ve bağımlı hale getiren bir siyasi çerçevedir.

Fotoğraf: HÜDA PAR twitter videosu ekran görüntüsü

KUTSAL AİLE VE TÜRKİYE’NİN YENİDEN İNŞASI

Tüm tablo bize bu tek tek bu örgütleri münferit olarak değil bulundukları ülke ve koşullar farklılık gösterse de esas bastıkları ideoloji ve bu ideolojinin tehlikesini görmemiz gerektiğini gösteriyor. Şimdi günümüze gelelim. HÜDA PAR neyin, hangi ideolojik ürünün uzantısı olduğunu zaten gizleyen bir yerde durmuyor ve alenen fikrini ortaya koyuyor: “Hedefimiz, devleti ve siyaseti yeniden tanımlamak, toplumun temel değerlerini siyasete taşımak ve hakim kılmak, toplumu sistemle değil, sistemi toplumun inanç değerleriyle uyumlu hale getirmek, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde içi boşaltılmış olan ve aslında bizi biz yapan insani ve İslami değerleri yeniden ihya etmek ve yaşanılır kılmaktır.”

Alenen beyan edilen ideolojinin tanıttığı 16 kişilik kadrosunda sadece 1 kadın yer alıyor ve illerdeki teşkilat temsilcilerinde hiç kadın yok. HÜDA PAR Kadın Kolları yönetiminden Zehra Çiftçi ise 7 Nisan’da yaptığı açıklamada Kutsal aile değerlerinin korunması ve evlilik dışı cinsel “münasebetin” yani nesilleri tehdit altına alan ilişkileri “kanun” çerçevesinde engellemek gerektiğini vurguluyor. Dikkat çeken diğer nokta ise Çiftçi’nin ülkedeki tüm kanunların kutsal aile değerlerinin korunması için düzenlenmesi gerektiği, boşanmak isteyen çiftler için ara bulucu tarafından “sulhun” sağlanması gerektiği vurgulaması.

KADINLARIN TEHLİKESİ

Aslında bunların hepsi bir yapbozun parçası. Bu açıklama kadınların en çok evlendiği kocası tarafından şiddete uğramasını, küçük yaşlarda kız çocuklarının “küçüğün rızası” diyerek sistematik istismara maruz kalmasını destekleyen tehlikeli siyasi bir çizgidir. Bu sadece Türkiye’de değil kapitalist sistemin içinde şekillenen, ideolojilerini sistemin en önemli dayanaklarından biri olan dinle ortaya koyan siyasi bir hattır ve en önemlisi kadınların hak ve özgürlüklerini, yaşamlarını hedefe alır. Bölgede İslam ile, İsrail’de Yahudilik ile ve başka yerlerde başka biçimlerde.

Fotoğraf: Rasa Haber

İlgili haberler
HÜDA PAR kadın politikalarını sıraladı: “Kadın ve...

HÜDA PAR Genel Merkez Kadın Kolları Yönetim Kurulu’ndan Zehra Çiftçi partinin kadın politikalarına i...

CHP'li Nazlıaka, Bakan Yanık'a sordu: Yeni fotorom...

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, ‘çocuğa istismar’ suçlamasıyla soruşturması süren Sa...

Tek adamı geriletip halk demokrasisini kuracağız

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek adamı geriletmek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirirke...