Dicle Üniversitesinde işten atılan işçilerden Dilek: Hep birlikte ‘Artık yeter’ demeliyiz!
Diyarbakır Dicle Üniversitesinde taşeron bir firma tarafından işletilen yemekhanede çalışan ve işten atılan 22 yemekhane işçisinden Dilek gasbedilen hakları karşısında birlikte mücadele çağrısı yaptı.

Diyarbakır Dicle Üniversitesinde (DÜ) taşeron bir firma tarafından işletilen yemekhanede çalışan ve işten atılan 22 yemekhane işçisinden Dilek, gasbedilen hakları karşısında birlikte mücadele çağrısı yaptı.
Diyarbakır Dicle Üniversitesinde (DÜ) bulunan ve taşeron bir firma tarafından işletilen yemekhanede çalışan 7’si kadın 22 yemekhane çalışanı hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarılmıştı. 26 yaşında olan ve 19 yaşından bu yana Dicle Üniversitesi yemekhanesinde çalışan Dilek de o işçilerden biri. Kardeşi ve annesiyle yaşadığını ve ailenin tek gelir kaynağının kendisi olduğunu belirten Dilek, bir kadın olarak Diyarbakır’da iş bulmanın zorluklarından bahsederken işten atılan işçilerin tek gelir kaynaklarının DÜ yemekhanesi olduğunu ve borçlarından dolayı işten atılan işçileri zorlu günlerin beklediğini anlattı.

GEREKÇE YOK, İŞSİZLİK MAAŞI YOK…

22 yemekhane çalışanının haksız yere işten atıldığını belirten Dilek, “Bize ihalenin değiştiğini, yönetimin işçi sayısını 119 kişiye indireceklerini söylediler. Ondan dolayı da 22 kişinin işine son verdiler sözde. Ama 119 kişi yok orada. Onlar kağıt üstünde gösterilen kişiler… Şu an işyerine gidip sayarsanız en fazla 50-60 kişi vardır. Bunlardan sadece 12’si kadın. Tamamıyla keyfi çıkarttılar. Aslında hiçbir sebep sunulmadı ve biz şu an hiçbir şekilde hakkımız olan hiçbir şeyden yararlanamıyoruz. Çünkü işten çıkarmadan bir ay önce sigorta giriş çıkışı yaptılar, bu yüzden işsizlik maaşı da alamıyoruz. 120 gün sigortanızın kesintisiz yatması gerekiyor. 1 ay öncesinden ihale değişikliği olduğundan, 1 ay boyunca günübirlik giriş çıkış yaptılar” diyerek duruma tepki gösterdi.

‘BU İŞ HEPİMİZİN TEK GELİR KAYNAĞIYDI’

Çalışma koşullarının zorluğuna rağmen yıllarını verdiğini söyleyen Dilek, “Yönetmeliğe göre ayın 1’i ile 15’i arasında maşlarımızın yatırılması gerekliyken her seferinde geç veriyorlardı ve bu durum bizi mağdur ediyordu. Bu iş hepimizin tek gelir kaynağıydı, ekstra bir işe zaten gitme ihtimalimiz yoktu. Kadınsal bir problemimiz olduğunda dahi gidip kontrol ettiremiyorduk, gidip baktıramıyorduk çünkü çalışmak zorundaydık. Ben kronik astım hastası olmama rağmen rapor aldığımda çoğu defa problem yaşıyordum. Onun haricinde yas izinlerimizi dahi vermiyordular, aileden biri vefat etse dahi izin kullanamıyorduk. Bir saat dinlenme hakkımız vardı, kullandırtmıyorlardı. İş çıkışı kendi imkanlarımızla evlerimize gidiyorduk” dedi.

Yaşanılan sorunlar karşısında hak arayan işçi olursa da kapı önüne konulduğunu söyleyen Dilek, “İş yerinde yaşanılan sorunları dile getirmeye çalışan arkadaşlarımız, bir bahaneyle özellikle hırsızlık damgasıyla işten çıkarıldı. Örneğin, giriş çıkışlarda çantamız kontrol ediliyordu. Çantamızda bir şey bulamazlardı ama bu durum insanı çok rencide edecek bir şeydi. Bir iki arkadaşımız bunu dile getirdiğinde işlerine son verdiler. Hakkını arayan arkadaşlarımız işten çıkarıldıkları için herkes sessiz kalmak zorunda kalıyordu.”

Dilek “2019’dan beri kullanmadığım yıllık izinlerin ücretlerini vermediler” diyerek yemekhanede çalışmalarına rağmen hastaların artıklarının kendilerine verildiğini de iddia etti: “Doğru dürüst yemek yiyemiyorduk. Hasta önlerinden gelen artık yemeği bize veriyorlardı.”

‘DİYARBAKIR’DA KADINLARIN İŞ BULMASI DAHA ZOR’

Dilek bu kadar kötü çalışma koşullarına karşı çalışmaya devam etmesini ise şöyle açıkladı: “Şimdi diyeceksiniz ki bu kadar sıraladın, hepsini biliyorsun, bu zorluklarda niye çalışıyorsunuz? Diyarbakır gibi bir yerde çalışmak, iş bulmak kolay değil. Erkekler ve gençler için bile zorlaşmışken, kadınlar olarak iş bulmak çok daha zor. Görüştüğümüz her yer geç saat diyor çıkış için. Kadınların geç saatlere kadar çalışabilmesi çok zor. Çevreden gelen tepkiler oluyor.”

‘EMEĞİMİZ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ’

Emeği için mücadele edeceğini belirten Dilek’in tüm kadınlara birlikte “Artık yeter” demenin çağrısını yaptı: “Davamızı açacağız, iki yıllık iznim içeride. Mücadelemizi vereceğiz. Hakkım neyse onu alacağım. Sonuna kadar alacağım, Ben orada bir emek verdiysem emeğimin karşılığını verecekler, vermek zorundalar. İşten atılan herkesin borcu var. Ne yapacaklar? Hiçbir kadın karşısında kim olursa olsun; babası, annesi, amcası, patronu… Kendini ezdirmesin! Herkes ‘Artık yeter’ desin ki kimse ezilmesin!"

'KADIN VE ERKEK İŞÇİ AYRIMI VARDI'
Dilek yemekhanede çalışan kadın işçilerin uğradığı ayrımcılığı da anlattı: “Üstlerimiz çok kadın erkek ayrımı yapardı. Kolay kolay biz kadınlara izin verilmiyordu, makyaja takarlardı. Normal bile olsa ‘Podyuma mı çıkıyorsunuz’ derlerdi. Erkek işçiler daha kolay izin alabiliyorken, biz izin alamıyorduk. Mesela evli olan arkadaşlarımız vardı. Gebe olan arkadaşımızın düşük riski gibi bir riski vardı, onun tedavi altında olması gerekiyordu. Hastaneye gitmesi gerekiyordu, haftalık izni pazar olduğu için, hafta içi düşük riskine rağmen izin vermediler. 1 günü geçtim 1-2 saatlik dahi izin vermediler. Arkadaşımız rapor aldı raporda bile problem çıkardılar. ‘Niye rapor alıyorsun şirket rapor kabul etmiyor bilmiyor musunuz’ dediler.”

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
GÜNÜN FOTOĞRAFI: Fasulye değil insanız

Dicle Üniversitesi Hastanesi yemekhanesindeki taşeron işçiler yemek fiyatının içinde görülüyor, kadr...

Çalışması da ayrılması da ayrı dert: Ah bu taşeron...

Hastanede taşeron işçi olarak çalışan Sevda, çalıştığı süre boyunca kadro ve sendika mücadelesi verd...

İşten çıkarma yasağı bitiyor, işveren tuzaklarına...

İşten çıkarma yasağının sona ermesi ile birlikte işçi haklarına çökmek isteyen patronlar kolları sıv...